Kameraların küçülüp cep telefonlarına sığmasıyla birlikte hepimiz yavaş yavaş bir ‘mobil fotoğrafçı’ olmaya başlamıştık. Ardından akıllı telefonlar geldi ve cep telefonlarının fotoğraf kaliteleri, beklentilerimizin çok üzerine çıktı. Bu gelişmelere sosyal medyanın milyarlarca kişiye ulaşmasını da eklediğimizde hepimiz birer amatör fotoğrafçı olmaya başladık.
Instagram gibi görsel içerik odaklı platformlar, mobil fotoğrafçılığı daha da önemli bir noktaya taşıdı. Artık yalnızca iyi fotoğraf çekmekle kalmıyor, bu fotoğrafları tüm dünya ile paylaşma fırsatı buluyorduk. Daha iyi fotoğraf çekmek ve daha fazla beğeni almak öylesine önemli bir noktaya geldi ki, günümüzde insanlar gökdelenlerin tepelerine tırmanıp ‘selfie’ çekebiliyorlar.
Peki ‘selfie’ dediğimiz fotoğraflar birer sanat eseri midir? Şu anda öyle kabul görmüyor olsa bile bir gün sanat olarak kabul edileceğini tahmin edebiliriz. Zira Avusturya’da bir ‘selfie müzesi’ çoktan açılmış durumda. Ancak bu müzede amaç fotoğraf sergilemek değil, aksine fotoğraf çekilmek.
Başkent Viyana’da yer alan müze, açılışı ile deyim yerindeyse ziyaretçi akınına uğradı. Mobil fotoğrafçılığı sanat galerisine taşıyan müze, birbirinden güzel fotoğraflar ve selfieler çekebilmek için ziyaretçilere 24 interaktif tema sunuyor. Üstelik ziyaretçiler, hazır temalardan faydalanmak istemezlerse kendi temalarını da oluşturabiliyorlar.
“Sanatın bir parçası olun” sloganıyla kapılarını açan müze, 6 ay boyunca ziyaretçilere açık bir şekilde kalmaya devam edecek. Resmi adı No-Filter Museum olan selfie müzesini ziyaret eden kişiler, diledikleri kadar fotoğraf ve selfie çekinebilecek, bu içerikleri sosyal medyada paylaşabilecekler.
