Jonas Neubauer'in Tetris hikayesi, oyunun Nintendo Entertaining System (NES) versiyonunu kapak yapan Nintendo Power dergisini almasıyla başlamış. 1990'ın Kasım ayında henüz 8 yaşındayken oyunu ilk kez deneyen Jonas, daha sonra gittiği her yere eski televizyonunu ve NES'ini de götürmüş. Oyuna git gide daha büyük bir tutkuyla bağlandığını belirten Jonas, bu dönemleri 'keyif aldığı ve rahatlamasına imkan veren zamanlar' olarak tanımlıyor.
20'li yaşlarında başka tür oyunlara da sarmış kendisi, buna karşın zaman zaman bağlandığı Devasa Online oyunları bir süre sonra bırakıp Tetris tutkusunun peşinden gitmiş. Başlarda pek tanınmayan bir isimken, Youtube'a attığı videolarla yavaştan adını duyurmuş ve 2009'daki Tetris Klasik Dünya Şampiyonası'na davet almış. Turnuvanın finalinde, oyunun rekorunu ilk kez 999.999 olarak kayıtlara geçiren, Harry Hong ile karşılaşmış ve rakibi çok daha hatasız oynamasına rağmen, aldığı riskli kararlar sonrası şampiyonayı galip bitirmiş. Daha sonra 2014 finaline kadar her turnuvayı şampiyon olarak tamamlayan Neubauer, 2017 yılı biterken halen şampiyonluk ünvanını koruyor.
Oyuna olan tutkusunu ve başarısını ise şöyle tanımlıyor: "Oyunun doğası gereği sürekli ölüyorsunuz ve bir sonraki el daha iyi oynayarak ölmeye çalışıyorsunuz. Ama bu oyunda 'kusursuz olmak' diye bir şey yok. Örneğin Final Fantasy 7'yi oynarsınız ve bitince de bitmiş olur. Garip bir biçimde Tetris'in kaos dolu açık dünya yapısı beni hep içine çekti."
Bu tür oyunlara tutkulu olmak, oyuncunun kendi için ne kadar keyifliyse, etrafındakiler için de bir o kadar zor olur bilirsiniz. 90'ların ortasında, bizim evdeki uydu alıcısında bulunan Tetris oyunu ve başına oturduktan sonra uyuyana dek kalkmayan babam yüzünden, neredeyse 1 sene akşamları hiç televizyon izleyemediğimizi hatırlıyorum. Yine de herhangi bir şeye bu kadar uzun süreli bir sevgi ve ilgi beslemek her şekilde taktire şayan diye düşünüyorum.
