İklim bilimciler, insan etmeni olmaksızın mevsimlerin kendiliğinden kaymasına 1 milyonda 5 ihtimal veriyorlar. İşin içine insan girdiğinde ise aynı bilim insanları, hiç de haklı olmak istemeyecekleri şeylerden bahsediyorlar.
Tıpkı bir cinayeti çözer gibi hava olaylarının ardında “parmak izi” arayan bilim insanları, havalardaki beklenmedik olayların nedenlerini arıyor. Yıllardır oluşturulan sıcaklık kayıtları, deniz kimyası, buzullardaki değişimler gibi gezegenimize has verilerin hepsi tek bir şeye işaret ediyor: İnsan.
Bilim insanlarının son çalışması ise Kuzey ve Güney yarım kürelerdeki ılıman bölgelerin üzerinde yaşanan mevsimsel değişimlerin dengesizliği üzerine oldu. Geçtiğimiz kış aylarının sonlarına doğru, havaların bahar gününü andırmadığı günler yaşamıştık, hatırladınız mı? Türkiye de Kuzey Yarım Küre’deki ılıman bölgede yer alıyor. İşte o garip sıcaklıkların nedeni, mevsimsel değişimlerin hızlı ve dengesiz yaşanması.
Çalışmanın baş yazarı olan Ben Santer, bu sıcaklık sonuçlarını kumsala vuran bir dalgaya benzetiyor. Lawrence Livermore Laboratuvarı’nda görevli olan Santer, son 38 yılın uydu kayıtlarını inceledi. Çalışma yaptığı ilk yıllardaki sıcaklık dalgalanmaları küçüktü, her yıl en yüksek ve en düşük değerleri bir veri olarak alıyordu.
2016 yılında kumsala vuran dalgalar rahatsız etmeye başladı, Santer’in en büyük ve en küçük sıcaklık değerleri arasındaki fark artmaya devam etti. Science dergisinde yayımlanan bu çalışma, iklim değişikliklerine karşı alınması gereken önlemler konusunda düşündürüyor.
Günümüzde mevsimsel döngünün değiştiğine dair pek çok çalışma ve bulgu var. Bu konuda araştırmacılar, tarihte ilk defa insanoğlunun büyük bir değişime yol açacağı konusunda uyarıda bulunuyorlar.
Son çalışmada verilere kaynaklık eden 6 uydudan 5 tanesinin sonuçları, söz konusu mevsimsel değişime dair net veriler sundu. Bir şehre yukarıdan baktığınızda gördüğünüz o manzaradaki iç karartan kirli bulutlarla, bu uydulardan gelen veriler aynı yapbozun parçaları.
