Bir Robot Uzmanı, Gerçek Hayatta ‘Terminatör’ Yapmanın Formülünü Verdi

29
3
3
1
0
Makine ve inşaat mühendisliği profesörü Aaron Ames, Terminatör filmlerindekine benzer bir robot geliştirmek için gerekli teknolojileri anlattı. Bu teknolojiler günümüzde pek de mümkün görünmese bile yakın bir gelecekte bu tür robotlarla karşılaşabiliriz.

İnsanlık için Terminatör filmindeki T-1000 ve hatta orijinal T-800 gibi akıllı, kendi kendini iyileştiren, iki ayaklı robotlar geliştirmek; uzak gelecekte bile akıl almaz derecede zor görünüyor. Günümüzde üretilen son teknoloji insansı robotlar, küçük işleri yapmakta bile sıkıntılar yaşıyor. Bu noktada bir robot uzmanı, günümüz teknolojisiyle Terminatör filmlerindeki teknolojik uçuruma rağmen bu tür robotların teoride nasıl üretilebileceklerini açıkladı.

Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nde görev yapan makine ve inşaat mühendisliği alanlarında uzmanlaşmış Prof. Aaron Ames, Terminatör filmindeki robotlara rakip olabilecek bir robot geliştirmek için gerekli olabilecek bazı temel teknolojilere değindi. Ames, T-800’ün iç iskeleti ile T-1000’in sıvı/metal yapısını birleştiren Rev-9’u inşa etmek için mühendislerin iki robot içeren ve birbiriyle sorunsuz çalışan bir sistem ortaya çıkarmaları gerektiğini söylüyor.

Bir Terminatör geliştirmek için çok sayıda nanorobota ihtiyaç var:

Terminatör

Ames’e göre bir Terminatör, birbiriyle iş birliği içinde çalışabilen ve bağımsız güç kaynaklarına sahip olan küçük nanorobotlardan oluşabilir. Robot uzmanına göre bunun için nanorobotlar etkili bir şekilde 'merkezi olmayan bir bilişim sistemi platformu' oluşturmak zorunda. Yani hepsinin tekil olarak işlevsel bilgisayarlar olması ancak aynı zamanda büyük ve birleşik bir bilgisayarın ayrı parçaları olarak birlikte çalışabilmeleri gerekiyor.

Tabii ki böyle bir durumda nanorobotlara güç sağlamak da hiç kolay olmayacaktır. Science Daily’ye göre nano ölçekli robotların boyutları genellikle 0,1 ila 10 mikrometre arasında değişmekte. Bu da nanorobotlarda bulunacak yerleşik bataryaların inanılmaz derecede küçük olması gerektiği anlamına geliyor. Öte yandan bu kadar küçük bataryalar, tekrar tekrar şarj edilebilmesi için bir çeşit ‘sürekli enerji’ kaynağına ihtiyaç duyar. Böyle bir durumdaysa Rev-9’un katı karbon iskeleti devreye giriyor.

Merkezi bir işlemci, tüm nanorobotlarla iletişim kurabilir:

Robot

Bir Rev-9’a varsayımsal olarak enerji verilebileceğini söyleyen Ames, bu durumu tanımlarken “Sert bir ana yapı, bir güç kaynağına sahip olabilir. Bu da gücü kablosuz olarak küçük bileşenlere iletebilir” diyor. Bu, iç iskeletin güç kaynağı tarafından kolayca şarj edilebileceği anlamına geliyor. Kaynak için ne kullanılabileceğine gelince Ames, T-800’ün nükleer enerji hücrelerine benzer bir şeyin teorik olarak işe yarayabileceğini söylüyor.

Ames, iç iskeletin ayrıca Rev-9’un ana işlemlerinin yapılacağı merkezi işlem birimi için merkez olarak kullanılabileceğini de belirtiyor. Bu noktada merkezi bir işlemci, tüm nanorobotlarla Bluetooth üzerinden iletişim kurabilir ve aynı anda komutları yapmalarını söyleyebilir.

Önümüzdeki birkaç on yıla bakacak olursak mühendisler, bu zaman zarfı içerisinde T-800’ün iç iskeletine benzer bir yapı inşa edebilirler. Boston Dynamics tarafından geliştirilen ‘Atlas’ı buna en iyi örnek olarak verebiliriz. Yine de bu robotun sürekli hatalar yaptığını ve uzaktan kumanda ile kontrol edildiğini de unutmamak gerekiyor.

Kaynak : https://nerdist.com/article/how-to-build-real-terminators-expert-roboticist/
29
3
3
1
0
Emoji İle Tepki Ver
29
3
3
1
0