Bundan 51 yıl önce TRT’nin ilk anonsu ile ülkemizde başlayan televizyon yolculuğu, 2000’li yılların başında internetin popülerleşmesiyle sonuna yaklaştı. Aslında bakacak olursanız TV ve TV kanalları, insanlık tarihinde epe kısıtlı bir süre boyunca zirvede kaldılar. Nitekim bu süre zarfında toplum üzerindeki etkileri oldukça geniş çapta gerçekleşti.
Televizyonun insanlar üzerindeki en büyük değişikliği, üretilmiş içerikleri tüketim alışkanlıkları oldu. Sinema filmlerine zaten alışkındık, ancak onları haftalık bölümler halinde evlerimizde görmeye alışınca işler değişti. Aynı zamanda TV, tarihin en etkili bilgi kaynağı haline geldi. İnternet ortaya çıkınca, TV’den bilgi alarak büyüyen insanlar, bu kez bilginin üreticisi olma fırsatı elde ettiler.
Peki internet, TV ile alıştığımız tüketim kültürünü nasıl değiştirdi? Giderek daha hızlı ve daha çok içerik tüketmeye başladık. Aynı zamanda yayınlar yapmak için koca koca stüdyolara olan ihtiyaç ortadan kalktı. O koca stüdyolara sahip olan dev şirketler ise şimdi, TV’den kalan tecrübelerini yeni bir çıkış noktası için kullanıyor. Bu çıkış noktası ise TV’den daha özgür imkanlar sunan Netflix, Blu TV, Amazon Prime gibi ürünleri ortaya çıkartıyor. Bunlar dışında zaten YouTube gibi içerik tarzı açısından oldukça geniş, kullanıcı etkileşimi yüksek platformlarda var.
Artık bir TV yayını 100 bin kişi tarafından izlendiğinde reyting listelerine girebiliyor. Nitekim internette durumlar çok farklı. Her bir mecranın kendisine özgü metriklerine uyum sağlamak gerekiyor. İnternette 100 bin kişi tarafından izleniyor olmak değil, o 100 kişinin içeriğe ne kadar ilgili olduğu bile merak konusu haline geliyor.
Anlayacağınız medya araçlarının dönüşümünde büyük bir geçiş sürecini hep birlikte yaşıyoruz. Peki bu geçiş döneminde eski alışkanlıklarımızı hala sürdürüyor muyuz?
Geçtiğimiz cuma günü okuyucularımıza “Televizyon izliyor musunuz?” sorusunu yöneltip bazı seçenekler sunduk, toplamda 5126 kişi fikrini belirtti. Sonuçlar şöyle:
- Hayır sadece internet platformlarını takip ediyorum: %41
- Günde 1 saatten az TV izliyorum: %17
- TV’den sadece spor müsabakalarını ve haberleri takip ediyorum: %15
- Günde 1-2 saat televizyon izliyorum: %9
- İnternet platformlarını da TV’yi de takip etmiyorum: %7
- Günde 2-4 saat TV izliyorum: %6
- Günde 4 saatten fazla TV izliyorum: %5
Sonuçları şöyle yorumlayabiliriz:
- Her 10 kişiden 4’ü, TV yerine artık tamamen internet platformlarını tercih ediyor. (%41)
- 1 saatten az ya da fazla fark etmeksizin her gün TV izleyenlerin oranı, neredeyse TV’yi bırakan bireylerin oranına oldukça yakın. (%37)
- Televizyonu günlük olarak değil, haber ve spor müsabakalarının takibi için izleyen insanlar %15’i buluyor.
- Her 10 kişiden 1’i günde 2 saatten fazla TV izliyor.
Elbette daha çok sorunun ve daha çok alışkanlığın ölçüldüğü anketle, çok daha geniş yorumlamalar yapmak mümkün. Nitekim tek bir soru bile artık internet platformlarının egemen olmaya başladığını kanıtlarken, bu dönüşüm sürecinin bir süre daha süreceğini görüyoruz. TV kanallarının yeni nesil yayıncılığa alışmaları için önümüzde uzun bir süreç var. Bakalım bu dönüşüm ve değişimden sağ çıkabilenler kimler olacaklar? Daha da önemlisi, izleme ve dinlemeye dayanan içerik tüketim alışkanlıklarımız nasıl değişecek?
Önümüzdeki dönemde tüm sorulara yanıt buluyor olacağız. Her cuma olduğu gibi, önümüzdeki cuma günü de yeni bir Tek Soruluk Dev ankette görüşmek üzere.
