Sinema dünyası, son yıllarda distopik hikayelerin yeniden uyarlamalarına sahne oldu. Örneğin Mad Max gibi aksiyonu bol örnekler ve Interstellar gibi bilim kurgu yönü ağır basan filmler var. Her ne olursa olsun, sağlam temellere oturan ya da insanı ekrana bağlayan sahneleriyle göz kamaştıran filmlerden söz ediyoruz. Ayrıca gelecekte anlatılan bir hikayeyi izleyiciye beğendirmek son derece zor.
2001 yılında yazar Philip Reeve tarafından yayınlanan Mortal Engines, okuyucuların büyük ilgisini kazanmıştı. Bu nedenle eseri beyaz perdede görmemiz an meselesiydi. Peter Jackson, Yüzüklerin Efendisi ve Hobbit serilerinden kaldırdığı kamyon yüküyle paranın bir kısmını bu eseri filme dönüştürmek için harcadı.
Karşımıza efektleri ve anlatısıyla unutulmayacak bir film çıktı:
Peki Mortal Engines neyi anlatıyor?
Dört romandan oluşan seri, hiç de sıradan olmayan bir kıyamet konseptini işliyor. İnsanlığın elzem bir olaydan sonra 60 dakika içinde yok olma tehdidiyle karşılaşması, hayatta kalanların sonraki yaşam koşullarını da belirliyor. Büyük savaşlar ve doğal afetler, şehirlerin sürekli hareket etmelerini gerektiren bir düzeni geçerli kılıyor. İnsanlığın varlığına devam etmesi için her şehir artık bir makineye dönüşüyor. ,
Büyük şehirler, güçsüz ve ufak şehirleri ele geçiriyorlar. Günümüzde şehirlerin hareketli olmadığını, şehirler yerine ülkelerin savaştığını düşünürsek, yine öz eleştirinin ağır basacağı bir yapımı görmemiz mümkün.
Hugo Weaving, Hera Hilmar, Robert Sheehan gibi isimleri kadrosunda barındıran yapım, 14 Aralık 2018’de vizyona girecek.
