Şimdiye kadar çizgi romanlarda ve filmlerde onlarca kadın süper kahraman ile tanıştık. Hepsi de içine girdikleri yüzlerce savaştan ışıl ışıl ve bakımlı saçlarıyla çıkmayı başardılar. Böyle manzaralar insanın aklına bazen 'yahu insan savaşa giderken o saçını toplamaz mı takılacak oraya buraya' diye düşünüyor ancak ne çizgi roman evreni ne de sinema evreni, bir kadını saçları dağılmış ve bakımsız resmetmeyi halen kabul etmiyor.
Tabii ki istisnalar var ve kadın temsili konusu gündemde yer tutmaya devam ettikçe, bu istisnaların oranlarının da artacağı düşünülüyor ancak popüler sinemada durum henüz o noktaya ulaşmış değil. Durumun süper kahramalar kısmında ise bazı ufak açıklamalar var. İlk olarak, çizgi romanlar görsellik üzerinde yoğunlaştığı için kusursuzca dalgalanan saçlar aslında iyi bir kompozisyon ögesi olarak görülüyor. Tıpkı Superman'in rüzgarda dalgalanan pelerini gibi.
Ancak bu açıklama bile, özellikle çizgi roman kültürünün geçmişten beri 'erkekler için' olduğu algısını değiştiremiyor. Günümüzde bu algı avaş yavaş kırılmış ve kadınların çizgi roman, fantastik filmler ve oyunlar konusundaki ilgi ve başarısı kabul edilmiş olsa da, sorun tamamen çözülmüş değil. Yine de bu evrenlerin 'gerçek' olmadığını ve bu eşitliksiz durumlarında yakın zamanda hızla yok olacağını umut ediyoruz.
Saçların temsil ettiği tek şey, özellikle süper kahramanlar evreninde bu değil tabii ki. Saç tiplerine göre bahşedilmiş bazı özellikler de var. Mesela kısa saçlı kadın karakterler her zaman 'kadınsı özelliklerden' arınmış karakterler olarak aktarılır. Hatta büyük oranla bu kadınlara 'lezbiyen' ya da 'erkek fatma' yaftası yapıştırılır. Uzun ve kızıl saçlı kadınlar daha güçlü, sarışın kadınlar ise daha narindir.
Bu kodların hepsini kafanızda onayladıysanız, o reddettiğimiz ve 'abartmayın ya daha neler saçmış peh' dediğimiz görsel temsillerin de doğruluğunu ve zihnimize etkisini kanıtlamış olduk.
