Otopsi doktorluğu, bırakın sıradan insanların çoğunu, farklı alanlarda çalışan diğer doktorların bile kaldıramayacağı bir meslek. Hayatı boyunca 23 bin otopsi düzenleyen Dr. Richard Shepherd için de öyle. 11 Eylül saldırıları, 2005’te İngiltere’de düzenlenen saldırılar sonucunda hayatını kaybeden insanların ve hatta Prenses Diana ve Robin Willams'ın bile otopsisini yapan bir isimden bahsediyoruz.
BBC’nin İngiltere’de yayınladığı Victoria Derbyshire programına konuk olan Shepherd’ın açıklamalarını BBC Türkçe aracılığıyla aktarıyoruz. Programda sorulan bir soru üzerine Shepherd "Tek bir yerde iki yüz parçalanmış ceset görmek kafanıza kazınıyor. Ölüme 35 yıldır alışkınım. Ama bir nokta geliyor ve artık aklınızdaki bölmeleri ayıramıyorsunuz" cevabını veriyor.
İşinin getirdiği psikolojik bunalım nedeniyle travma sonrası stres bozukluğu yaşayan 60’lı yaşlarındaki doktor, bugüne kadar düzenli bir psikiyatr desteği almadığı için pişman olduğunu söylüyor.
Hatıraları peşini bırakmıyor:
İş yaşamındaki ilk büyük toplu ölümlü otopsi vakasını anlatan Shepherd, İngiltere’nin Hungerford kentinde, 1987 yılında düzenlenen 16 kişinin öldüğü saldırıdan bahsediyor. Doktor, “Her şey orada başladı” açıklamasıyla düşündürüyor. Kişisel bir terapi yöntemi olarak yaşadıklarını kitaplaştıran Shepherd, bazen vücut parçalarının onu kovaladığı sanrılar gördüğünü itiraf ediyor:
"Bağırsaklar, süngerimsi karaciğerler, atmayan kalpler... Eller ve beni pençesine alan çürüme kokusu… Bazı anlar böyle yaşamaktansa, ölmenin daha iyi olduğunu düşündüm.”
Dr. Shepherd’a göre, böyle vakalarda çalışan tek yardıma muhtaç kişiler patoloji doktorları değil. Aynı şekilde doktorlara yardımcı olan acil servis görevlileri de psikolojik destek almalılar.
Doktor “Otopsi hakkındaki yanlış algıları anlayabiliyorum. Otopsi aslında karmaşık bir ameliyat ve bedeni berbat bir hale sokmuyor" diyor. 7 Temmuz 2005’te, İngiltere’de düzenlenen ve 52 kişinin ölümüyle sonuçlanan bombalı saldırılar da onun üzerinde aynı şekilde iz bırakmış durumda. Hatta bu olayın ardından hayatını kaybeden insanların otopsisini yapıp, sonra da yakınlarının ziyaretine izin vermiş.
Özellikle terör saldırılarında gerçekleşen toplu ölümlerin ardından, ölen kişilerin yakınları durumu kabullenmekte zorlanıyorlar. Dr. Shepherd’a göre bu haklı bir çıkış olsa da insanlar, bir süre sonra sağlık görevlileriyle sorunlar yaşamaya, bu işten onları sorumlu tutmaya başlıyorlar. Shepherd ise bunun en büyük çözümünün, hayatını kaybeden kişileri son kez ziyaret etmek olduğunu söylüyor. Ona göre gerçekleşen bir ölümün gerçekliğine inanmak, acı olsa da hayatın geri kalanı için çok önemli bir faktör.
Richard Shepherd, bazen yaşadığı sorunlardan dolayı akşam yemeğinde yediği etlere bile otopsi tekniklerini fark etmeden uyguladığını, çocukları uyarınca durumun farkına vardığını söylüyor.
