Silver Logic Labs, insan işiyle uğraşıyor. Teknik olarak bir yapay zeka firması olan SLL’in asıl yaptığı iş ise, insanların ne istediklerini ortaya çıkarmak. İlk bakışta odak grupları oluşturma noktasında iyi bir seçenek gibi görünen firmanın CEO’su Jerimiah Hamon ile konuştuğumuzda yaptıkları işin kolay bir yanının olmadığını öğrendik.
Dünya çapındaki yapay zeka çalışmalarının geneli sıkıcı işlerden oluşuyor. Makineler veri ve web sitelerinin içeriğini analiz etmeyi öğreniyorlar. Hamon ve ekibi bir kamera kullanarak insanların en küçük hareketlerini analiz eden bir algoritma yapmışlar. Bu algoritma ilgili kişinin ne hissettiğini ortaya çıkarıyor.
Düşünün ki bir TV dizisi var ve siz bunun popüler olup olmayacağını tespit etmeye çalışıyorsunuz. Bunun için diziyi bir grup insana test maksadıyla izletiyorsunuz. İnsanların gerçek duygu ve düşüncelerini söylediklerini nasıl bilebilirsiniz? Ya da nezaketin gereğini yapıp yapmadıklarını?
Hamon bu konuda şöyle diyor:
“İnsanların tartışmalı konularda, ya da size gerçek duygularını yansıtmak istemedikleri anlarda gerçek düşüncelerinin ne olduğunu anlamak zordur. Mesela birbiriyle öpüşen iki erkek sahnesi olabilir söz konusu olan, ya da iki kadın. Eğlenceli olduğu düşünülen bir aracın bir köpeğe çarpma sahnesi de olabilir söz konusu olan. Bazı zamanlar olmuştur ki insanların hoşlanmadıklarını söyledikleri şeylerle ilgili durumlarda, bu şeyleri seyrederken edindiğimiz görüntüleri analiz ettiğimizde tepkilerinin aslında izledikleri şeylerden hoşlandıklarını görmüşüzdür.
İnsanlara sadece bir düzine soru sorarak anket yapmak yerine, geliştirdiğimiz yönteme dayalı olarak bir filmin işe yarayıp yaramadığını tahmin etmede daha iyi bir konumdayız.”
Disney de yakın zamanda insan yüzü ifadelerinden yola çıkarak seyirci tepkisini ölçen bir yapay zeka üzerinde çalışıldığını ve yakın zamanda uygulamaya aktarılacağını ifade etmişti.
Bir TV dizisinin sürdürülebilirliğini tespit edebilmek, ya da bir filmin belirli bir sahnesiyle ilgili insanların ne hissettiklerini tahmin edebilmek oldukça avantajlı bir durum. Üstelik bunu dizüstü bilgisayarla çalışan herhangi bir kamerayla yapıyor olmaları ayrı bir şaşkınlık konusu.
Hamon’un söylediğine göre algoritmalar o denli iyi çalışıyor ki ekibi, bir kişinin belirli bir olayın etkisi altında kaldığını, ve neler hissettiğini tespit etmede oldukça başarılı olabiliyor. Uyuşturucu kullanan birini tespit edebilen bir kamera düşünün. Çok işe yarardı, değil mi?
Birbirimizi daha iyi anlamamıza yardımcı olacak, hayat kurtarıcı yapay zekaların üretilmesine her zamankinden daha çok ihtiyacımızın olduğu bir çağda olduğumuzu kimse inkar edemez. Umarız bu ve bunun gibi çalışmalar gelişip, serpilir dünya çapında.
