Tıp dünyası geçtiğimiz yüzyılda muazzam bir gelişme gösterdi. Bu büyük gelişmeye rağmen kulak çınlamasının nasıl oluştuğu ve nasıl tedavi edileceği konusunda bilim insanları geçerli bir cevap bulamadı. Kafamızda ya da kulağımızda olan bu tuhaf çınlamanın varlığı M.Ö.1600’lere kadar gidiyor.
Tinnitus da denilen kulak çınlaması, yaşlı insanlarda daha yaygın şekilde görülmekle beraber küçük yaşlardaki çocuklara kadar bütün insanları etkileyebiliyor. Şu anda yaşayan insanların yüzde 30’unun hayatlarının bir noktasında kulak çınlaması yaşadığı tahmin ediliyor. Bu oran daha yüksek de olabilir. Yaşam kalitesi, yüksek sesli müziğe ya da gürültüye maruz kalma, insanlarda kulak çınlamasına neden olabilir. Bu kadar yüksek oranda insanın kulak çınlaması yaşamasına rağmen, kulak çınlamasının karmaşık yapısı nedeniyle geçerli bir tedavi bulunamıyor.
Kulak çınlamasının tedavisinin bulunmasının zor olmasının nedeni, durumu ölçmenin zor olması. Kulak çınlamasının ölçülmesinin güvenilir ve nesnel bir yolu olmadığı için, araştırmacılar maruz kalan insanların semptomları tanımlamasına ihtiyaç duyuyor. Bu nedenle, teşhis koymak ve tedavinin işe yarayıp yaramadığını anlamak zor.
Bilim insanları aynı zamanda, kulak çınlamasının ana nedenini tespit etmekte de zorlanıyor. Tespit edilen 200’den fazla durum, kulak çınlamasını tetikliyor. Bu 200 durum içinde, baş ve boyun yaralanmaları, dolaşım bozuklukları ve bazı ilaçların yan etkileri gibi birbirinden bağımsız durumlar var. İşitme kaybı ve yüksek gürültüye maruz kalma, kulak çınlamasını tetikleyen en büyük risk faktörleri olmalarına rağmen, ana faktörler değiller. Çünkü duyma kaybı yaşayan bütün insanlar kulak çınlamasına maruz kalmıyor ya da kulak çınlaması olan herkes duyma kaybı yaşatmıyor.
Kulak çınlamasına geçerli bir tedavi bulunamamasının diğer nedenleri de çınlamanın vücutta nerede üretildiği, neden sadece bazı insanların üretilen bu sesleri duyabildiğinin bilinmemesi. Kulak çınlaması hakkında olan teoriler bu iki nedeni açıklamakta zorlanıyor.
Kulak çınlaması ile ilgili teoriler, kulak çınlamasının beynin çeşitli yerlerinde gerçekleşen çoklu karmaşık süreçleri içerdiğini gösteriyor. Farklı beyin bölgelerindeki mekanizmaların sonucunda kulak çınlamasının ortaya çıkması hangi bölgeye ilaçla müdahale edileceğini sorusunu ortaya çıkarıyor. Bazı ilaçların kulak çınlamasına engel olduğu söyleniyor. Ancak bu ilaçların hiçbiri güvenli ve uzun vadeli olarak kulak çınlamasını engelleyemiyor.
Tedavi arayışlarını zorlaştıran sebeplerden biri de kulak çınlamasının seviyesinin insanlarda farklılık göstermesi. Kulak çınlaması yaşayan insanlardan bir kısmı bu durumu sorunlu olarak tarif ederken, küçük bir azınlık kulak çınlaması nedeniyle normal bir günlük hayat sürdüremez halde.
Kulak çınlaması şiddetli olduğu durumlarda, duymayı, konsantre olmayı ve odaklanmayı zorlaştırıyor. Bir kısım insan kulak çınlaması nedeniyle çalışamadığını belirtiyor. Kulak çınlaması, çalışmayı engelleyebileceği gibi uyku sorunlarına da sebep oluyor. Çınlamaya engel olamamak ya da kontrol altına alamamak hayal kırıklığı, endişe ve depresyona da sebep oluyor. Kulak çınlaması yaşayan hastaların çok küçük bir kısmı intiharı düşündüklerini belirttiler.
Tinnitus(kulak çınlaması) yaşayan insanlar, çınlamanın bir tedavisinin olmadığını öğrendiğinde hayal kırıklığı yaşıyor. Kulak enfeksiyonu, çene problemi veya yüksek tansiyon gibi hastalıklar kulak çınlamasına neden olduğu için bu hastalıkların tedavisi kulak çınlamasını sonlandırabilir. İşitme kaybı yaşayan insanların, işitme kaybının giderilmesi de kulak çınlamasının giderilmesine neden oluyor. Dikkat ve rahatlama teknikleri veya ses terapisi gibi yöntemler kulak çınlanmasını kontrol edilmesini sağlayabiliyor.
Kulak çınlamasının azaltılmasında ve yaşam kalitesinin artırılmasında bilişsek davranışçı terapi(BDT) öne çıkıyor. BDT ile olumsuz düşünceleri ve kulak çınlamasına verilen yanıtları değiştirmeye yardımcı olmak için çeşitli teknikler kullanılıyor. Uygulanan yöntem ile kulak çınlaması yaşayan insanların, yaşam kalitelerinin düşmemesi sağlanmaya çalışılıyor. Ancak bu alanda çalışan uzman sayısı olması gerekenden çok daha az.
Bilim insanları ve ilaç şirketleri, kulak çınlamasının tedavisi için her zamankinden daha fazla çalışmaya başladı. Bu kadar gizeme rağmen kulak çınlaması üzerinde araştırmalar devam ediyor. Bazı ilerlemeler elde edilmesine rağmen yukarıda da anlattığımız gibi net veriler hala elimizde değil.
