Dinozorları yok ettiği düşünülen asteroit felaketi, antik dönemlerde gerçekleşen en büyük felaketlerden birisiydi. İnsanların hiç var olmadığı düşünülen bir dönemde gerçekleşmesi neslimiz için büyük şanstı. Zira bir şekilde dinozorlarla baş edebilseydik, muhtemelen bu felaket sonumuzu getirecekti.
Bilim insanları antik tarihin bu gizemlerle dolu olayını aydınlatmak için bugüne kadar sayısız araştırma yaptılar. Söz konusu felaketin ne kadar yıkıcı olduğu üzerinde duran yeni bir araştırma, tahmin edilenden çok daha şiddetli bir felaketin yaşandığını gözler önüne serdi. Söz konusu felaketin ardından yıllarca iyileşmeye çalışan doğal yaşamın nasıl olduğuna dair en korkunç tablolardan birisi ortaya çıkmış oldu.
Göktaşının yeryüzüne çarpmasından sonra şiddetli birleşmenin etkisiyle ortaya çıkan gazların miktarları, araştırmanın şok edici sonucuna kaynaklık etti.
Çarpışmadan sonraki günler, aylar ve yıllar boyunca iklim değişikliklerinin dramatik sonuçları etkisini gösterdi. Bu süreci aydınlatmak isteyen bilim insanları bir bilgisayar modeli geliştirdiler. Günümüzde Meksika’nın Yucatan Yarımadası ucunda bulunan Chicxulub kraterinin söz konusu etkiye yol açan göktaşına ait olduğu düşünülüyor.
Asteroit felaketine ilişkin yapılan eski bilgisayar modelleri, çarpışmanın ardından doğaya salınan ve iklim değişikliklerine neden olan gazların miktarları hakkında tatmin edici sonuçlar vermiyorlardı. Bu gibi durumlarda gaz miktarı, yayılım hızı ve atmosferdeki bulunma süresi gibi değişkenler, felaketin boyutlarını derinden etkileyen detaylardır.
Elde edilen yeni verilere göre eski modellemelerin ön gördüğü kükürt gazı salınımından 3 kat daha fazla salınım olduğu sonucuna ulaşıldı. Gene eski tahminlere göre gaz salınımından dolayı sıcaklıklar aniden 8 derece düşmüştü. Yeni bulgular kesin bir miktar vermese de bu düşüşün daha büyük olacağını ortaya koydular.
Günümüzde böylesine büyük bir felaketi gerçekleşmeden önce tespit edebilecek teknolojiye sahibiz, ancak engellemek adına yapabileceğimiz pek bir şey yok. Sadece yıkıcı etkilerden korunmak adına alınacak önlemleri arttırmakla yetinmek durumundayız. Hayal etmesi bile güç fakat aynı felaketlere kapımızın sürekli açık olduğu da büyük bir gerçek.
