2016 pek çok açıdan hüzün, keder ve mutsuzluk ile hatırlanacak bir yıl olarak geride kaldı. Özellikle ülkemizde -hala devam eden- terör olayları, 2016'da şiddetini ciddi oranda arttırdı (ve bu durumun önüne geçilmesi adına atılmış zerre kadar bir adım da hala yok).
Fakat, biz terör ve onun getirdiği belalarla uğraşırken, -genellikle Avrupa merkezli olarak- sürekli gelişmekte ve yeni şeyler ortaya çıkarmakta olan bilim, insanlık adına son derece önemli şeylerin temelini de atmaya devam ediyor. Aslında 2016 yılında bilim açısından yüzlerce önemli gelişme yaşandı. Fakat bazıları var ki, gelecek adına ciddi bir adım atılmaını tam anlamıyla sağlamış durumdalar.
İşte o gelişmelerden bazıları:
Periyodik Tabloya 4 Yeni Ağır Element Eklendi
Atom numaraları 113, 115, 117 ve 118 olan dört yeni element, yılın başında periyodik tabloya resmi olarak eklendi. Süper ağır elementler olarak karşımıza çıkan bu yeni elementler, laboratuvar ortamında üretildiler ve kolayca daha hafif hale gelmek için parçalanabiliyorlar.
Yerçekimini Sağlayan Dalgaların Varlığı Keşfedildi
Einstein'ın genel görelilik kuramında bahsettiği çekim dalgalarının varlığı, çoğu kişi tarafından kabul edilmesine rağmen bugüne kadar hiçbir şekilde kanıtlanamamıştı. Laser Interferometer Gravitational Wave Observatory laboratuvarı ise bunu başaran ilk yer oldu. Dünya'nın, Güneş'in ve diğer tüm gök cisimlerinin sahip olduğu büyük çekim kuvvetleri üzerinde araştırmalar yapan laboratuvar, çekim kuvvetini, yani diğer adıyla yerçekimini meydana getiren kuvvetin çekim dalgalarını yakalamayı başardı. Tarihte ilk defa gerçekleştirilebilmiş olan bu olay sayesinde uzay düzleminde bulunan herhangi birşeyin etrafında bulunan cisimlere nasıl çekim kuvveti uyguladığını anlayabileceğiz.
Fare Sırtında İnsan Kulağı Üretildi
Tokyo ve Kyoto Üniversitesi'nde görev yapan araştırmacılar, birlikte çalıştıkları proje kapsamında bir farenin sırtında insan kulağı üretmeyi başarabildiler. İnsan ile DNA yapısının çok benzemesinden dolayı farelerin kullanıldığı bu deney (evrim döngüsünde yakın akrabamız) gazilerin veya sakat olan insanların organlarının yeniden üretilebilmesi adına büyük önem taşıyor.
Juno Uzay Aracı, Jüpiter'in Manyetosferinden Mükemmel Sesler Kaydetti!
NASA'nın uzay araçlarından birisi olan Juno, bugün Güneş Sistemi'nin en büyük gezegeni olan Jüpiter'in manyetosfer tabakasına giriş yapmayı başardı. Bu önemli olay sayesinde Güneş Sistemi'nin en büyük gezegeni hakkında pek çok bilgiye sahip olabileceğiz.
Dünyaya Benzeyen En Yakın Gezegen İle Tanışın: Proxima B
Proxima B adı verilen bu gezegen Proxima Cantauri adındaki gezegenin yörüngesinde bulunan bir exoplanet, yani ötegezegen. Yapılan detaylı araştırmalar sonucunda ortaya çıkan bilimsel tahminler gezegenin ne çok soğuk ne de çok sıcak olduğunu gösteriyor. Bu da tıpkı bizim mavi gezegenimiz gibi sıvıların ve özellikle suyun bulunma ihtimalini çok yükseltiyor.
Pazardan Alınan Kehribar Taşında Şans Eseri 99 Milyon Yıllık Dinozor Tüyü Bulundu
Çinli bilim insanı Şing Lida, pazardan aldığı kehribar taşının içindeki cisimleri inceledi. Sonucunda bunun bir dinazor tüyü olduğunu keşfetti.
