Plastiklerle doğamızın adeta sonunu hazırlıyoruz. Bunu bilmemize karşın, gün içinde hala birçok alanda sıklıkla plastik kullanıldığını görebilirsiniz. Kullanmaktan vazgeçmediğimiz bu maddeler, doğaya olduğu kadar bize de zarar veriyor. Öyle ki yıl içinde çeşitli yollarla on binlerce plastik parçasını gıda yoluyla tüketiyoruz.
Tabii ki hiç birimiz oturup plastik parçası yemiyoruz. Ancak kullandığımız plastikler okyanuslara ve denizlere yayılıyor. Deniz mahsullerini tüketmemiz ile birlikte vücudumuza giren bu maddelerin miktarı, hiç de hafife alınacak türden değil. Besin zincirine bir şekilde giren mikroplastikler, nihayetinde deniz canlıları ve farklı şekilde vücudumuza giriş sağlıyor. Fakat balık ve kabuklu deniz ürünleri, mikroplastik içeren tek gıda kaynağımız değil. Hatta bunlar dışında kalan gıda maddeleri, bizler için çok daha büyük bir risk teşkil ediyor.
Özellikle ülkemizde severek tüketilen midyeler, 90 mikroplastik içeriyor. Tüketim sıklığınıza göre aldığınız mikroplastik miktarı değişse de eğer bunu sürekli tüketiyorsanız yılda 11.000 mikroplastik yediğinizi söylemekte yarar var. Balıklarda bulunan mikroplastik miktarı net olarak saptanamasa da, konserve balıklarda dahil olmak üzere tüm balıkların mikroplastik maddeler içerdiğini söyleyebiliriz.
Buna ek olarak çoğunlukla sağlıklı olarak bildiğimiz deniz tuzları da mikroplastikler için sevimli bir yuva haline gelmiş. Bir kilogram içerisinde 600’den fazla mikroplastiğin bulunduğu deniz tuzları, günlük 5 gram tüketildiğinde 3 mikroplastiğe eş değer oluyor. Bu tabii ki kullanım miktarınız ve sıklığınıza göre değişecektir.
Deniz dışı kaynaklar
Yukarıda da değimiz üzere mikroplastikleri aldığımız tek gıda maddeleri deniz mahsülleri değil. Öyle ki bunun dışında kalanlar, aslında bizler için daha da tehlikeli. Bal ve birada yoğun miktarda bulunan mikroplastikler, açıkçası bizi oldukça şaşırttı. Diğer yandan eğer bira içmeyi seviyor ve sıklıkla tüketiyorsanız, bira ile birlikte mikroplastik yuttuğunuzu da söylemekte yarar var.
Deniz mahsulleri tüketmiyor ve bira içmiyor olabilirsiniz. Ancak hepimizin yaşamsal ihtiyaçlarından biri olan suda da mikroplastikler mevcut. Şişe sularında şişe başına 44 mikroplastik düşerken, bu durum damacana sularında 241 mikroplastiğe kadar çıktı. Buna ek olarak bir de dışarıda tükettiğimiz yemekler var. Havada gezen tozların yemeğe yapışması nedeniyle 70.000 doz mikroplastik alabiliyoruz.
Tüm bunları göz önüne aldığımızda, aslında “deniz mahsülleri o kadar da tehlikeli değilmiş” diyebilirsiz. Ancak bizlerin bilinçsiz plastik kullanımı sonrası, bu ve bunun gibi mikroplastik içeren maddelerin çoğalacağını da unutmamak gerek.
