İşte hiçbirinizin tecrübe etmenizi istemeyeceğimiz 10 uyku bozukluğunu şu şekilde sıralıyoruz:
Uyuyan Güzel Sendromu
Adını uyuyan güzel masalından alan bu uyku bozukluğu aynı zamanda Kleine-Levin Sendromu (KLS) olarak da bilinmekte. Olduça nadir görünen bu sendrom, kendini tekrarlayan, oldukça karmaşık bir nörolojik bozukluk. Genellikle ergenlik döneminde karşılaşılan bu rahatsızlığa yakalananların hiç uyanmadan 3, 4 gün hatta bazen bir hafta boyunca bile uyuyabildikleri belirtiliyor. Zaman zaman yemek yemek ya da tuvalet ihtiyacını gidermek için uyandırılan hastaların, ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra hemen uykuya daldığı gözlemlenmekte. Hastalığın tam olarak neden kaynaklandığı bilinmemekle beraber, bilinen herhangi bir tedavisi de yok. Belli bir süre hastalık kendini göstermeden, normal şekilde uyuyarak yaşamlarına devam etseler de, bir süre sonra hastalığın belirtileri yeniden ortaya çıkabiliyor.
Kabus Bozukluğu
Çoğumuzun hayatımızda en az bir kere bir kabustan kan ter içinde uyandığı olmuştur. Ancak kabus bozukluğu yaşayan hastaların durumu biraz daha zor gibi görünüyor. Çünkü bu rahatsızlığa sahip kişiler haftada en az üç gecelerini kabuslarla mücadele ederek geçiriyorlar. Hastalığın daha çok çocuklarda görüldüğü belirtilse de, erişkinlerde de her 100 kişiden 2'sinde kabus bozukluğu rahatsızlığına rastlandığı da ifade edilenler arasında. Bozukluğun nedeni tam olarak bilinmiyor ancak genetik yatkınlığın hastalığın ortaya çıkmasında önemli bir faktör olduğu kabul edilip; anksiyete ya da depresyon gibi psikolojik rahatsızlıkların da kabus bozukluğunun belirtisi olabileceği düşünülüyor.
Uyurgezerlik
Yetişkinlerin yüzde 15'inde uykusunda ayağa kalkma, evin içinde gezinme yani uyurgezerlik gözlemlenirken, 6-12 yaş aralığındaki çocuklarda bu sayı çok daha artmakta. Yine genetik faktörlerin uyurgezerliğe yakalanmanızda önemli bir yeri olduğu gibi, stres ve rahatsız edici uyku pozisyonlarının da rahatsızlığın oluşumunda önemli bir yeri olduğu düşünülüyor. Genelde gözleri açık bir biçimde evin içinde gezinen bu rahatsızlık sahiplerinin, bu sırada bilinçleri tam olarak yerinde olmuyor. Aslında görselde temsil edildiği gibi, uyurgezerler yataklarından kalkıp, kollarını uzatıp zombiymişcesine evlerinin etraflarında yürümüyorlar. Daha çok uyanamama sorunu olarak görülen bu rahatsızlık, kişinin dilediği an kalkamaması ve kalktığı anda ise, hareketlerini kontrol edememesi olarak ifade ediliyor.
Patlayan Kafa Sendromu
Oldukça nadir görünen bu sendrom, kişinin uyku sırasında kafasında duyduğu korkunç gürültüler ile uykusundan uyanması sebep olan bir rahatsızlık çeşididir. Sesler, patlama sesleri, silah sesleri, yıldırım, gök gürültüsü, uğultu şeklinde sıralanabilir ve kişi uykusundan uyandığında nefes darlığı, kaygı, korku, çarpıntı gibi rahatsızlıklar hissedebilir. Rahatsızlık genellikle 50 yaş üzeri insanlarda görülmektedir. Sebebi yine stres ve endişeye veya diğer uyku bozukluklarına dayandırılabilir.
Gece Terörü Rahatsızlığı
Gece korkusu, uyku terörü olarak da bilinen bu rahatsızlık, kabus bozukluğuna benzerlik gösteren ancak belli noktalarda ondan ayrılan bir uyku bozukluğudur. Daha çok çocuklarda görülen bu rahatsızlık, kabusa göre çok daha görültülü, dramatik, çok daha korkutucudur. Kabus probleminde kişi kolayca uyanıp, uyandırılabilirken uyku terörünü deneyimleyen birini uyandırabilip, teskin edebilmek nedereyse imkansızdır. Gece terörü rahatsızlığı hem hastalığa sahip kişi, hem de bu kişiyle aynı evi paylaşanlar için oldukça zordur. Çünkü rahatsızlığa sahip kimse atak sırasında çığlıklar, korkunç kahkahalar atarak özellikle çevresindekilere oldukça zor anlar yaşatır. Bu rahatsızlık REM uykusu sırasında ortaya çıkan kabuslardan farklı olarak, gecenin erken saatlerinde deneyimlenir. ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü'nün bildirdiğine göre, ataktan 10,15 dakika sonra kişi uykusuna devam eder ve ertesi sabah gece yaşananlar hakkında hiçbir şey hatırlamaz.
Uyku Felci
Halk arasında karabasan olarak da bilinen bu uyku bozukluğu, kişinin uyandıktan hemen sonra ya da uykuya dalmadan hemen önce bedenini hareket ettirememesi, geçici olarak felç geçirme olarak tabir edilebilir. Bu durumun uykunun REM bölümünde yaşandığı bilinmektedir. Uyku felci yaşayan kişinin kişinin bilinci açık olmakla birlikte, hareket yeteneği bulunmamaktadır. Kişinin yaşadığı bu durumda hipnopompik sanrılar oluşabilir. Sanrılar sebebiyle durum rüya olarak algılanabilir. Vardiyalı çalışanlar, depresyon hastaları, diğer uyku bozukluklarını yaşayan insanlar uyku felcini deneyimleyebilir.
REM Davranış Bozukluğu
REM Uykusu Davranış Bozukluğu kısaca rüyayı yaşama hastalığı olarak da adlandırılmakta ve kişinin kendisine ya da yatak arkadaşına zarar vermesine neden olabilen bir uyku hastalığı olarak tanımlanmakta. Rahatsızlığı yaşayan kişiler yani uyku sırasında kendilerine ya da birlikte uyudukları kişiye zarar verenler, genellikle bunun gördükleri bir rüya nedeniyle oluştuğunu düşmekteler. Rahatsızlık, en derin uyku evresi olan REM uykusunda ortaya çıkan bozulmalar sonucu vuku buluyor. Yapılan çalışmalar bu rahatsızlığa sahip bireylerin yüzde 35-50'sinde hayatlarının ilerleyen dönemlerinde Parkinson hastalığıyla karşılaştıklarını ortaya koymuştur. Bu davranış bozukluğunun belirtileri, uykuda bağırma, çığlık atma, küfretme, yataktan düşme, el ya da kolları şiddetle duvara ya da yanda bulunan kişiye çarpma olarak sıralanıyor. Genellikle ilaç tedavisiyle rahatsızlığın önüne geçilse de hastalar durumun tekrarlanmaması için hayatlarının sonuna dek bu ilaçları kullanmak zorunda da kalabiliyorlar.
Uykuda Yemek Yeme Bozukluğu
Amerikalıların yüzde 3 ila 10’unda görülen bu bozukluk, hastaların uyku esnasında yemek yemeleriyle ortaya çıkmakta. Gece terörü hastaları gibi bu hastalığa sahip bireyler de sabah uyandıklarında gece yedikleriyle ilgili bir şey hatırlamamaktalar. Hastalık sahiplerinin kilo almaları ya da şeker hastalığına yakalanma risklerinin artmasının yanı sıra uyku esnasında yemek hazırlamaya çalışırken ellerini kesmeleri ya da ocaktan kendilerini yakmaları gibi tehlikelerle de karşı karşıya oldukları belirtiliyor. Uzmanlar rahatsızlığın psikolojik olmadığını aksine vücuttan gelen fiziksel bir zorlamayla oluştuğuna da dikkat çekmekteler.
Seksomnia Hastalığı
2003 yılından beri tıp literatüründe varlığından bahsedilen bu uyku bozukluğu, seksomnia veya uykuda seks olarak bilinip, uyku halindeyken kontolsüz bir biçimde cinsel ilişkiye girmek olarak tarif edilebilir. Hastanın, tıpkı uyurgezerlik ya da uykuda yemek yeme bozukluğu hastalığına sahip bireyler gibi bilinçsiz bir biçimde davranış sergilediği gözlemlenmiştir. Aynı şekilde hastalar sabah uyandıklarında, uyku sırasında bulundukları eylemleri hatırlamamaktadırlar. İlişkilerini olumsuz etkilediği için bu hastalığa sahip kişiler, genellikle kendilerini suçlu hissedip, utanırlar ve herhangi bir doktora başvurmazlar. Kişinin kendi kontrolünde olmadan eyleme döktüğü bu hastalığın, aşırı stres altında olan, yoğun iş temposunda çalışan, düzensiz beslenen, aşırı alkol tüketimi, diğer uykusuzluk problemleri olan bireylerde daha sıklıkla görüldüğü tespit edilmiştir. Henüz bilinen bir tedavisi olmayan hastalığın, kişinin psikolojik destek alması ya da hastayı etkileyen stres gibi faktörlerin yaşamdan çıkarılmasıyla azalma gösterdiği bulgulanmıştır.