Keneler, kırım kongo kanamalı ateşi dışında lyme ve riketsiya gibi bazı ölümcül hastalıkları taşıma özelliğine sahiptir. Öyle ki bu canlılar, yaz ayları geldiğinde bizi daha çok endişelendirir.
Peki keneleri bu kadar tehlikeli yapan nedir?
Kenelerin hemen hemen her türü kan emer, çeşitli hastalıklar taşır ve öldürülmesi inanılmaz derecede zordur.
Örneğin Asya uzun boynuzlu keneler yalnızca istilacı bir tür değildir. Onlar, kendilerini defalarca klonlama özelliğine sahiptir. Bu canlılar, zıplama yeteneğine bile sahip değillerdir.
Kollarının üst kısmında küçük yapışkan pedler vardır. Bu pedler sayesinde kıyafetlerimize veya vahşi doğadaki diğer hayvanlara yapışırlar.
Bir kene üzerinize doğru süründükten sonra koltuk altınız gibi gizli bir yarığa sinsice girer.
Ardından etinizi tabiri caizse parçalamak ve kanınızı emmek için kancaya benzer ön kollarını kullanırlar. Bu kollar, o kadar güçlüdür ve girdikleri yere o kadar sağlam tutunurlar ki bu sebeple onları çıkarmak oldukça zordur.
Aynı zamanda keneleri, kolları dışında bu kadar güçlü yapan bir diğer uzuvları ağızlarıdır. Daha doğrusu tükürükleri. Onların salgıladıkları tükürükler, tespit edilmekten kaçınmak için kullandıkları nihai silahlarıdır.
Bu tükürükler, acıyı uyuşturan bir özelliğe sahiptir ve böylece bizi soksalar bile bunun farkına varamayız. Ayrıca bağışıklık sistemimizi bastırdıklarından, yaranın kaşınması veya kızarması pek söz konusu değildir.
Tüm bu sebeplerden dolayı keneler, normal boyutlarının birkaç katına kadar büyüseler bile günlerce fark edilmeden içimizde kalabilirler.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: