Teknoloji Şirketleri Kendilerinden Utanmalı: Yalan Haberlerin Önüne Geçemiyorlar!

7
4
2
1
0
Tüm dünya önlenemeyen ve umursanmayan bir gerçek yüzünden kaosa sürükleniyor. İnsanın en büyük icadı olan yalan, sonraki büyük icadı internetle birleşince bu işin bayrak taşıyanlarına büyük sorumluluklar düşüyor. Fakat baş ediyorlar mı ya da çözüm için neler yapıyorlar?

Dünya, her köşesi cennet olan ve üzerinde yegane hakim canlı türünün ne yazık ki insan olduğu makus talihli gezegen. Burası o kadar çok badire atlattı ki insan, belki de bunlardan en zayıfıydı. Ancak bir insan olarak insanların söyledikleri yalanları duymak ve bu yalanların kitleselleşerek milyonları etkilemesi dünyanın başına büyük bela açacak. 

Geçtiğimiz hafta ABD’nin turizm başkenti Las Vegas’ta meydana gelen terör saldırısı sonrasında YouTube başta olmak üzere diğer bütün sosyal medya platformları yalan haberlerle dolup taştı. Elbette bu en taze örnek. Ülkemizde bile kendi toprağımız olarak lanse edilen yerlerin aslında çok başka yerler olduğunu öğrendik, haberlerin içeriklerin ise tamamen kurgu olduğu gerçeği ortaya çıktı. Üstelik bu yalan haberlerin sayısı gün geçtikçe artmaya ve gerçek haberlerden de fazla olmaya başladılar. Her bir yalan haber özenle hazırlandığı için daha etkileyici olduğundan binlerce, milyonlarca insanı kandırdı, kandırmaya da devam ediyor.

Peki sorumluluk kimde?

Biz haber üreticileri olarak okuyucularımıza her zaman doğru ve yanıltıcı olmayan içerikler sunmaya çalışıyoruz. Ancak bunun tam tersini yapan ve kendi ideolojisi kapsamında yalan haberlerle toplumun aklını karıştırmayı görev edinmiş haber servisleri de var. Dolayısı ile işinizi iyi yapmak, bu bilgi karmaşasını tek başınıza engellemeniz için yetersiz. 

Bilinçli okuyucular, haber kaynağını kontrol ediyorlar ve duydukları gördükleri her şeye inanmıyorlar. Nitekim herkesin bilinçli okuyucu olmadığı bir dönemdeyiz ve bu sadece ülkemiz için değil, tüm dünya için geçerli. İnsanların panik yapmaları için ya da algılarını kolayca değiştirmek için bir Instagram capsi bile yetiyor. 

Dürüst haberciler ve bilinçli okuyucular zaten hiçbir kaosun sorumlusu olarak tutulamazlar.

Geriye tek bir seçenek kalıyor: Teknoloji devleri ve sosyal medya şirketleri

Bilgi çağında bilgi kirliliğine sebep olan yalan haberlerin insanlara ulaşmasında kilit bir role sahip olan sosyal medya, kaosun tek sorumlusudur. İnterneti ve geleceği elinde şekillendiren Google, Facebook gibi şirketler artık insanların bir numaralı haber kaynağı haline geldiler. İnanın ki şu an Facebook gibi şirketler, çıkış noktaları ve ana fikirleri olan ifade özgürlüğünden dolayı büyük krizler yaşamak üzereler. Çünkü yalan haberler yazılsa bile bu platformlar olmadan yayılmıyorlar. Dolayısı ile her biri bu işin tetikçisi konumunda.

YouTube gibi dev bir platform her bireye kendi içeriğini üretme ve tüm dünya ile paylaşma fırsatı veriyor. Başlarda uzaylı görüntüleri gibi yalan haberlerle çalkalanan platform şimdi insanların öldüğü terör olaylarına ilişkin yalan haberlerle çalkalanıyor. 

Facebook, 2016 ABD seçim sonuçlarına yalan haber ve içeriklerle yön verdiği gerekçesiyle büyük bir krizin eşiğinde. Sadece 11 ayda Trump yönetimiyle ve haberciliğin hukuksal otoriteleriyle papaz olan dev şirket, bu işe bir an önce önlem almak istiyor. Bunun peşinden Google, Twitter ve diğer şirketler de geliyor. Ancak yaptıkları tek şey özür dilemek ve önlem almak için çalıştıklarını söylemek oluyor. 

Başarısızlık Döngüsü:

Dev şirketler böylesine bir içerik üretiminde doğru haberlerin denetimi için insanları görevlendiremez. Bu milyonlarca çalışanı işe almak demektir. Her bir içeriğin okunması, izlenmesi zaman alacak ve bu gazeteciliğin temel ilkelerinden olan zaman ilkesine zarar verecektir. Bu yüzden yalan haberlerle başa çıkmak için yapay zeka yazılımları deneniyor. 

Diğer yandan bilinçli okuyucuların yalan haberlere karşı birer eşik bekçisi olabileceği düşüncesiyle, her okuyucuya içerikleri kolayca şikayet etmenin bir yolu sağlanıyor. Bir haberi paylaşmak kadar kolay olan arayüzlerle sosyal medya devleri, yalan içeriğe savaş açan kitleler yaratmaya çalışıyorlar. 

Ancak tüm bu yöntemler, uzun süreden beri başarısız oldular. Her başarısızlık ardından bir özür yetersiz kalmaya başladı.

Hesap verebilirliğini sağlamanın bir yolu, dürüst ve şeffaf olmaktır. Söz konusu şirketlerin büyük çoğunluğu şeffaflık için yeterince şey yapmadılar. Örneğin Facebook, ABD seçimlerinde halkın tercihinde büyük rol oynadığı iddiaları ilk ortaya çıktığında, yazılım algoritmasına suç atmış ve onu yenilemek için 1000 kişiyi işe alacağını duyurmuştu. Ardından gelen süreçte, ne yazılım değiştirdiler ne de yalan haberlerin sayısında azalma yaşandı. Facebook, reklam sattığını ve Trump’ın kampanyasından daha çok insanı etkilediğini kabul etti. Elbette bütün bu açıklamalar yanarlı dönerli kriz yönetimi diliyle gelince şeffaflık olarak yorumlayıp geçiştirdik. 

Gelinen nokta dev şirket açısından gerçekten utanç vericidir. Okuyucular olarak bilinçlenmeye çevremizi bu bataklıktan çıkartmaya ihtiyacımız var. Kaynaktan çözüm beklemenin işe yaramadığı günlerde yaşıyoruz ve bareti takıp bölgeden uzaklaşmamız gerekiyor. 

7
4
2
1
0
Emoji İle Tepki Ver
7
4
2
1
0