NASA, günümüzde uzay yolculukları için en aktif çalışan kurumların başında geliyor. Bunu astronotlarını seçerken aslında oldukça iyi bir şekilde katılımcılara hissettiriyor. Ugun fiziki özelliklere sahip olmanız gerektiğini söyleyen kurum aynı zamanda dayanıklılık limitlerinize de dikkat ediyor. En önemlisi yüksek baskı altında verimli düşünebilme ve çalışabilmeyle beraber maksimum düzeyde ekip koordinasyonu öngörüyor. Bu bakımdan aranan kişilerin tam anlamıyla karınca olması gerek.
Uzaydayken bulunduğunuz aracın mikro-gravitesi istemediğiniz şeylerle karşılaşmazına sebep olabilir. Halıya dökülen bir vişne suyunu temizlemenin zor olduğunu düşünüyorsanız, uzay aracında midenizin bulandığını hayal edin. Hayal gücünüzün size gösterdiği şey tamamen gerçek ve astronotlar onca sorumluluk arasında bunun gibi şeylerle başa çıkmak zorundalar. Uzayı seven bulantısına katlanıyor efendim…
Astronot Scott Kelly’nin Reddit’te yazdığı tecrübelerin bir diğeri yürüyüş yapılamadığı için kaynaklanıyor. "Ayaklarınızın dipleri zamanla yeni doğan bebek ayakları gibi çok yumuşak oluyor. Ancak ayaklarımın üst kısmı kaba timsah derisine dönüşmeye başlıyor. Çünkü benim gibi bir çok astronot uzay istasyonunda dolaşmak için ayaklarımızın üst kısmını kullanıyorlar" diyerek bu ilginç tecrübeyi paylaştı. Çoğu zaman yara dokusuna dönüşen bu rahatsız edici durum astronotların baş belası.
En nihayetinde astronotlar da bir insan ve doğal ihtiyaçları olabiliyor. NASA an itibariyle bir çok ihtiyacı uzayda karşılayabilse de eskiden durum böyle değildi. 1981’deki bir görevde astronotların kullandıkları dışkı tutma sistemleri arızalanıyor. Devamında gene hayal gücünüzü kullanın koskoca uzay istasyonunda, havada uçan şeyleri yakalamaya çalışan bir grup astronot.
Tüm bunlar gerçekten iğrenç tecrübeler ama aranızda astronot olmak isteyenler varsa içini rahatlatalım: Yukarıda gördüğünüz gibi, artık yer çekimi dışında uzay istasyonları evimiz gibi.
