Şu an atmosfer yapısının %20’sini oksijen oluşturuyor. Tarihin bazı evrelerinde bu oran daha yüksek seviyelere çıkmış olsa da 1 milyar yıl önce bu oranın %2 civarında olduğu tahmin ediliyordu. Eski tuz kristallerinin içindeki mikroskobik hava baloncuklarını incelemeyi başaran Kanadalı bir araştırma ekibi, bu tuz kristallerinin içindeki havanın %10.9’unun oksijenden oluştuğunu ortaya çıkardı.
Avustralya’daki sondaj çalışmalarından elde edilen bu örneklerin, 815 milyon yıl öncesine ait olduğu düşünülüyor. Bu dönem, Neoproterozoik devir olarak bilinen jeolojik bir döneme ait.
Günümüzde olduğu gibi o zamanlarda da tuzlu su ısındığında su buharlaşıp tuz da kristal halde kalıyordu. Oldukça dayanıklı olan bu kristaller, çok küçük sıvı ve gaz baloncuklarını içinde hapsedebiliyor. Buna benzer bir durum buz oluşurken de yaşanıyor olsa da buz kütleleri, sıklıkla eriyip donduğu için içindeki hava uzun süre muhafaza edilemiyor. Araştırmada kullanılan tuz kristalleri, toprağa gömülü olarak araştırmacılar tarafından milyonlarca yıl çıkarılmayı bekledi.
Daha sonra Brock Üniversitesi’ne götürülen bu kristaller, Nigel Blamey tarafından türünün tek örneği olarak üretilen ve boyutu 1 gramın 10’da 1’i olan taş örneklerini parçalayabilen bir cihazın içinde parçalandı ve çıkan gaz incelendi. Deneyin sonuçlarının doğrulanması için günümüze ait tuz kristallerinin içinde gaz kütleleri incelendi ve sonuçlar birbirleriyle kıyaslandı.
Oksijenin daha yüksek seviyede çıkması, Dünya’daki yaşamın tarihsel geçmişi hakkında bize yeni bilgiler sunabilir. Örneğin 815 milyon yıl önce çok hücreli kompleks canlıların yaşamadığı düşünülüyordu fakat Neoproterozoik devirde düşündüğümüzden daha fazla oksijen varsa, bu tarz canlıların hayatta kalabileceği ortamlar var olmuş olabilir.
