Sydney Üniversitesi'nden Profesör Katherine Belov ve Profesör Rebecca Johnson liderliğinde Avustralya'da gerçekleştirilen uzun araştırmalar sonucunda koalaların genetik kodunun tüm detaylarına erişildi. İnsan ile kıyaslandığında oldukça karışık ve kalabalık bir gen haritasına sahip olan koalaların, bu sayede gelecekte pek çok konuda güvence altında olacakları düşünülüyor.
Hayvanların soyunun hızla tükendiği bir dönemde yaşıyoruz ve uzun vadede pek çok hayvanın yeryüzünden silineceği düşünülüyor. Bu yüzden de hayvanlar üzerinde yapılan bu tarz araştırmalar oldukça kritik. Profesör Johnson da çözülen genetik kod sayesinde koalaların bağışıklık sistemi, popülasyon çeşitliliği ve evrimleri hakkında pek çok bilgi elde ettiklerini açıkladı.
Elde edilen verilerin aynı zamanda koalaların hastalıkları ve ölüm sebepleri konusunda da oldukça kritik bilgiler verdiği söyleniyor. Avustralya, soyu tükenen hayvanlara ev sahipliği yapma konusunda ilk sırada yer alıyor ve gerçekleştirilen araştırmalar ile bunun önüne geçilmeye çalışılıyor.
Yapılan incelemeler sırasında erişilen en önemli bilgilerden biri de koalaların yavruların beslemek için salgıladıkları sütün detayları ve yavru koalaya sağladığı katkının öğrenilmesi oldu. Koalalar keseli memeli hayvanlar ve yavrular dünyaya geldiklerinde bir nohut tanesi kadar oluyorlar. Dolayısıyla yavruların büyüme süreci de oldukça zorlu ve kritik. Ancak koala sütü üzerinde yapılan incelemeler; bu besin kaynağının, koalaların genomu sayesinde 'süper' besin olduğunu ortaya koydu.
Sütün bileşenlerine erişilmesi sayesinde, koalalar için gerektiği takdirde benzer bir besin kaynağı oluşturulabilmesi de hedefleniyor. Koala genomundan edinilen bilgileri kullanarak bilim insanları, Chlamydia gibi hastalıklarla savaşmak için bir aşı geliştirmeyi de umuyorlar. Koalalar için oldukça tehlikeli enfeksiyonel hastalıklara sebep olan chlamydia gibi bakterilerle bu sayede artık savaşılabilecek.
Koalaların genetik koduyla, ayrıca gelecekte insanlarda oluşan bazı hastalıkları ve eksiklikleri anlamanın da mümkün olacağı düşünülüyor. Daha önce bilinmeyen anti-mikrobiyal genlerden insan sağlığı için yararlanabilmemiz ihtimaline dayanan bu düşünce, henüz bir meyve vermiş değil ancak çalışmalar hala devam ediyor.
Koalaların en büyük sorunlarından biri de aslında insan kaynaklı. Büyüyen şehirler, bu hayvanların doğal yaşam alanlarına zarar veriyor ve farklı bölgelerde yavaşça yok olan koalaların çeşitliliği her geçen yıl azalıyor. Ancak elde edilen bilgiler ışığında koalaların türsel zenginliğinin de korunabileceği söyleniyor.
