Blade Runner, sinema tarihini değiştirdiğinde tarihler 1982 yılını gösteriyordu. Nexus isimli robotları, gerçek bir araba tasarımcısına yaptırılan uçan araba çizimleri, dev ekranlar, distopik bir bilim kurgu senaryosu... Tek kelimeyle bir sinema miladı. (Bu arada Harrison Ford'u özellikle ülkemizde İndiana Jones'dan ayıran başka bir film varsa o da kesinlikle Blade Runner'dır.)
Bu milattan sonra birçok kültleşen film çekildi ve hepsi de Blade Runner'dan izler taşıdı.
Mesela:
Terminatör
Blade Runner'dan 2 sene sonra beyaz perdeye çıkan Terminatör, yalnızca yönetmen Ridley Scott'un başyapıtından esinlenmekle kalmadı, kendi tarihini de yazdı. Ayrıca Arnold Schwarzenegger'in adını da okumadan herkesin ezberlemesini de sağladı. Terminatör Blade Runner'ın yarattığı siberpunk estetiği üzerine inşa edildi.
Gattaca
1997 yılında sinema salonlarına çıkarma yapan film, Uma Thurman, Ethan Hawke ve Jude Law'ın harika oyunculuklarının yanı sıra bir şeyden bahsediyordu. Bir gelecek öngörüsü bulunan filmde genetik mühendisliği ve onun toplumsal önyargıyı nasıl olumsuz bir şekilde etkileyeceğini gözler önüne seriyordu. Ve burada Blade Runner'dan esintiler bulmak hiç de zor değildi.
Film'de uzaya çıkmak isteyen Vincent'in gerçek DNA'sını bir 'mükemmel'in DNA parçalarını kullanarak nasıl absorbe ettiği ve 'mükemmel' olmadan da hayallere nasıl kavuşulacağı işleniyor.
Beşinci Element
Evet bu o film, hani şu G.O.R.A'da da adı geçen Bruce Willis'in bol bol gülümsediği film. Biraz Star Wars havası da barındıran ve gerçekten bir bilim kurgu kültü olmayı da haketmiş olan film 1997 yılında seyirciyle buluştu. Bir çok sahnesinde Blade Runner'dan payını aldı.
Matrix
Bu film çıkana kadar bilim-kurgu ve bilimsel gerçeklik diye adlandırdığımız filmler yine çok güzeldi ama hep bir yanı eksik gibiydi. Evet, Bir Uzay Destanı 2001'de çığır açmıştı ama özellikle son dönem Y kuşağı için Matrix her zaman başka bir yer tuttu.
Seçilen'in (Neo)'nun virüslerle (Ajan Smithler) olan savaşı üç filme ancak sığabildi. Dini olarak bir mesih karakteri olan Neo, Blade Runner esintilerini de içinde barındırıyordu. Öte yandan sanırım Matrix, Wachowski biraderlerin (sonradan bir tanesi cinsiyet değiştirdi) son güzel işiydi.
Dark City
İşte bir siberpunk örneği daha. Geceyi hiç farkedemeyen insanların olduğu etrafı duvarlar çevrili bir şehir var bu filmde.
Cinayetten aranan ve masum olduğunu kanıtlamaya çalışan bir adamın hikayesi bu. John Murdoch isimli bu adam suçsuzluğunu kanıtlamak için uğraşırken "The Strangers" olarak bilinen zihin-değiştiren güçlere sahip uzaylı varlıkların yukarıdaki dünyayı kontrol ettiği yeraltı dünyasını keşfediyor.
Tuhaf Günler (Strange Days)
Yine 90'lı yıllarda çıkan ve kült olarak nitelendirmeyi hakeden bir film. Hkaye, milenyumun hemen öncesinde yarı anarşik batı toplumu içerisinden kendi geçmişinden kurtulamayan eski polis Lenny Nero'nun başkalarının yaşadığı anıların satıldığı bir karaborsa simsarıdır. Ve polis tarafından elinde bulundurduğu bir anı klibi nedeniyle aranmaktadır. James Cameron'ın yönetmen koltuğunda oturduğu filmin baş karakteri Nero, Blade Runner'ın baş karakteri Rick Deckard'ı oldukça andırıyor.
Gerçeğe Çağrı (Total Recall)
Başrolde yine bir Blade Runner esintisiyle hafızalara kazınan Arnold Schwarzenegger'in oynadığı film. Douglas Quaid (Arnold Schwarzenegger), Mars hakkında her gece rüyalar gören bir işçiyken anı transferi yoluyla insanları tatile yollayan Rekall Inc. isimli şirketten Mars tatili satın alır ve olaylar gelişir.
Bu filmi Blade Runner'la ortak kılan en önemli nokta ise efsanevi bilim kurgu yazarı Philip K. Dick sanırım.
Ghost in The Shell
Bu liste içerisinde galiba en farklı film tür olarak diğerlerinden ayrılan Ghost in The Shell.
Mamoru Oshii'nin 1995 yılında yayınladığı anime Blade Runner'ın mirasından bir hayli faydalanıyor. Filmde “The Puppet Master” olarak bilinen bir siber suçlunun cyborg polis tarafından yakalanmaya çalışılması anlatılıyor. Bu arada bu animenin uyarlaması Scarlett Johansson'un başrolüyle yakın zamanda sinemalardaydı.
Ex Machine
Turing Testi diye bir şey hiç duydunuz mu? Bir yapay zekanın başarılı olup olmadığıyla ilgili olarak yapılan ve şimdiye kadar hiçbir makinanın geçemediği zorlu bir sınav. İşte bu filmde milyarlık bir şirketin sahibi Nathan Bateman Turing Testi'nee yeni bir yaklaşım getiriliyor. Ürettiği yapay zekanın şirket çalışanı Caleb Smith'i kandırmaya çalışmasını sağlamaya çalışıyor ve film ayrı bir yere kayıyor.
Alex Garland'ın ilk yönetmenlik denemesi olan ve insan / robot etkileşiminin ilerlemesini ve bununla birlikte gelen yaşamı tehdit edebilecek potansiyel tehlikeleri araştıran filmde Caleb ile yapay zeka arasındaki ilişki bize Blade Runner'daki insan ile replikant arasındaki ilişkiyi hatırlatıyor.
Westworld
1973 yılında seyirciyle buluşan Westworld'un HBO tarafından yeniden tasarlanarak bir dizi haline getirilmiş versiyonu olan bu yapımda, zenginlerin 40 bin dolar vererek içeriye girdiği, kovboylar ve insansı robotların yer aldığı bir 'eğlence' alanı konu ediliyor.
BONUS:Blade Runner'ın Devam Filmi: Blade Runner: 2049
Blade Runner'ın devam filmi olan Blade Runner: 2049 yani bizdeki ismi "Bıçak Sırtı 2", 6 Ekim 2017'de ülkemizde vizyona girecek!
