Küresel köyün ülkelerde nasıl politik açıklar yaratmaya başladığını gözlemliyoruz. Çünkü siyaset ve politikanın uygulanış biçimi internetin global tavrına ters düşüyor. Elinde büyük kitleler bulunduran mecralarda, bir başka ülkenin seçim sonuçlarına etki etmek amacıyla reklamlar ve çeldirici içerikler yayınlayabiliyorsunuz.
Facebook’un Kremlin destekli ajanslara 80.000 çeldirici içerik yayınlamalarına izin vermesi ve 126 milyon insanı bot yazılımlarının da desteği ile etkilemesi büyük olay. Ancak sosyal medya Facebook’tan ibaret değil, YouTube da var.
18 YouTube kanalı, ortalama 309 bin görüntüleme ve 1088 Video!
Üstelik içerikleri üreten gene Ruslar ve videoların çoğu İngilizce. Yani bir tezgah döndüğü açık ve net bir şekilde ortada. Google söz konusu bulguları reddetmiyor ve onları “sınırlı etkinlik” olarak nitelendiriyor ve neden olduğu politik açığı gidermek için çalıştığını belirtiyor.
Bu kervana Twitter üzerinde açılan 2.700’den fazla Rus bağlantılı hesap ve 1.4 milyon seçim konulu tweet’i de ekleyin.
Rus istihbaratıyla yakın ilişkisi olan ve “profesyonel troller” olarak tanımlanan Internet Research Agency destekli YouTube hesaplarının varlığını reddetmeyen Google, ayrıca reklamların siyasi inançların ve temel insani unsurların “net bir şekilde” hedef alınmadığını belirtiyor.
Google, bu reklamların ve videoların hangi tür tanıtım içeriklerini tanıttığına dair gerçek bir ayrıntılı bir yanıt vermedi. Facebook, daha önce Rus bağlantılı reklamların bölücü içeriği teşvik ettiğini, ancak doğrudan seçimlerdeki adayları parlatacak söylemler içermediğini belirtti. Zaten böylesi daha etkili, çünkü direkt bilinç altına etki ediliyor.
Şirket ayrıca, AdSense ve Ad Exchange aracılığıyla harcanan reklam tutarlarının sürekli 35 dolar altındaki alışverişler şeklinde gerçekleştiğini söylüyor.
Seçim arifesinde olduğumuz şu günlerde, internette ve sosyal medyada okuduklarımızın ve izlediklerimizin kaynağına dikkat etmekte fayda var dostlar. Her içerik bir şekilde yanıltıcı olabilir.
