İki Türk Tarihçi, Yunanistan'ın 200 Yıldır Peşinde Olduğu Antik Eserlerle İlgili Gerçeği Ortaya Çıkardı

35
6
2
1
1
Türk bilim insanları Prof. Dr. Zeynep Aygen ve Orhan Sakin, Yunanistan'ın bağımsızlık kazandığı tarihten bu yana İngiltere'den geri almaya çalıştığı Elgin mermerleri ile ilgili gerçeği ortaya çıkardı.

Günümüzden yaklaşık 200 yıl önce 1800’lü yılların başlarında İngiltere’nin İstanbul Büyükelçisi olan Lord Elgin, Atina’daki Parthenon Tapınağı’ndan bugünlerde British Museum’da sergilenmekte olan sütun başı, friz, heykel, kabartma, at başı gibi antik çağa ait sanat eserlerini 200 sandık içinde ülkesine götürmüş ve İngiliz Parlamentosu’na satmıştı.

Ege’deki komşumuz Yunanistan, bağımsızlığını kazandığı tarihten itibaren yaklaşık 200 yıldır bu eserleri İngiltere’den geri almak için mücadele ediyor ancak şu ana kadar başarılı olmuş değil. Zira İngiltere, bu mermerlerin Osmanlı Sultanı tarafından Lord Elgin’e bir fermanla verildiğini iddia ediyor.

1980’lerde Yunanistan Kültür Bakanı Melina Mercouri, eserlerin Yunanistan’a iadesi için bir kampanya başlattı ancak herhangi bir sonuç elde edemedi. Geçtiğimiz Haziran ayında ise İngiliz İşçi Partisi Lideri Jeremy Corbyn, mermerlerin çalıntı olduğunu ve iktidara geldikleri takdirde bunları iade edeceklerini açıkladı.

Osmanlı arşivi belgelerini inceleyen Türk bilim insanları Prof. Dr. Zeynep Aygen ve Orhan Sakin, İngiliz müzesinin Elgin mermerlerinin sultan fermanıyla geldiği yönündeki iddialarını kesin bir dille yalanlıyor. Fermanın aslı ortada olmadığı için British Museum’un bu konudaki gösterdiği tek kanıt, İtalyancaya çevrilmiş bir mektuptaki ibare.

Tuhaf olan nokta şu ki; bu İtalyanca mektubun da orijinali bulunmuyor. 23 Şubat’ta Atina Akrapol Müzesi’nde bir panele katılan iki Türk bilim insanı,  ferman ve mektubun orijinallerinin arşivde olmadığını ortaya çıkarınca, Yunanistan’ın konuyla ilgili olarak bir kez daha heyecanlanmasını sağladılar.

Mimar Sinan Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Zeynep Aygen, konuyla ilgili olarak; “Koç Üniversitesi’nde taş korumayla ilgili bir sunumumda içinde Lord Elgin’in geçtiği bir belge gösterdim. Akrapol Müzesi’nden arkeolog Kostas Vasilyadis de o toplantıdaydı. Aynı sunumu Yunanistan’da yapıp yapamayacağımı sordu.

Gittim ve orada da aynı sunumu yaptım. Lord Elgin’in akrapolden götürdüğü metoplarla ilgili belge görüp görmediğimi sordular. Restorasyon mimarıyım, konuya hakim değildim. Lord Elgin’in Parthenon Tapınağı’nın metoplarını British Museum’a götürdüğünü anlattılar. Bu belge araştırmasını bir tarihçinin yapması gerektiğini söyledim.

Türkiye’ye dönünce Orhan Sakin hocaya söz ettim. Bana gösterilen mektubun ferman olmadığını anlamıştım. Çünkü ferman olacak, padişah buyruğu olacak bir işaret yoktu. Ortada ferman da yoktu. Mektup diye ortaya koydukları İtalyanca tercümede de resimli taşların modellerini yapabilecekleri, iskele oluşturabilecekleri ve istedikleri resimli taşları götürebilecekleri belirtiliyor.

Ancak bu bir tercüme. Mektubun da orijinali yok. Sakin hocam Osmanlı arşivlerini araştırdı. Ne mektup ne de fermanın aslına rastladı. Bu durumu geçen ay, Yunanistan’daki panelde anlattık. Ertesi gün Yunanistan medyasında çok sayıda haber oldu. Bu bilimsel bir çalışma. Hukuki sonuç çıkmaz. Olayın aslını aydınlatmaya çalışıyoruz. Yunanistan müze müdürü de aynı düşünüyor.” şeklinde konuştu.

Osmanlı arşivleri uzmanı Orhan Sakin ise gerçekleştirdikleri araştırmayla ilgili olarak; “Söz konusu İtalyanca mektubun altında, sadrazama vekalet eden Kaymakam Paşa Seyid Abdullah imza atmış gösteriliyor ama ıslak imza yok. Sadrazamlar savaşa gidince yerlerine kaymakamlar bakar. Ancak padişahın izni olmadan sadrazam böyle bir kararı vermez.

Dönemin sadrazamı Yusuf Ziya Paşa, 1789’da Napolyon ile Mısır’daydı. Mektup Atina Dizdarı’na (kale komutanına) verilmiş. Kaymakam dizdara İtalyanca mektup vermez. İçeriğe bakınca ferman olmadığını anlıyoruz. Bu ancak mektup olarak nitelendirilebilir ama İtalyanca mektup gönderilmez. Elgin’in sekreterliğini yapan Rahip Hand tercüme etmiş.

Tüm hukuki delil bu mektuba dayandırılıyor. Fermanların kayıtları mutlaka olur. Böyle bir izin fermanla verilir. Sultan’dan izin alınması gerekir. Padişah istediğini yapar diye bir anlayış yok. Mora Yarımadası’na ve Atina’ya seyahat etmesi için fermanla izin verilmiş. Bunların hepsi kayıtlı. Mermerlerle ilgili bir talep bile yok. Sadece seyahat izinleri var.” dedi.

Kaynak : http://www.hurriyet.com.tr/kitap-sanat/iki-turk-bilim-insani-ortaya-cikardi-yunanistana-tarihi-eserleri-iade-kozu-41164140
35
6
2
1
1
Emoji İle Tepki Ver
35
6
2
1
1