Özellikle yeni insanlarla tanıştığınızda, görüşmenizin kötü geçtiğini ve iyi bir izlenim bırakamadığınızı düşünenlerdenseniz, yalnız değilsiniz. Bu tarz hislere yatkınsanız işte sizin için iyi bir haber: Araştırmacılar, yabancıların bizi ne kadar sevdiğini hafife aldığımızı ortaya çıkarttı.
Kötü izlenimler ilk görüşmelerde değil, zamanla tanıdıkça artıyor. Konu üzerine Cornell, Yale, Harvard ve Essex Üniversitesi psikologları beş bölümlük bir deneyle bu sonuçlara vardı. Psikologlar, sosyalliğin insan hayatının temel yapı taşlarından olduğunu ve dünya hakkında daha fazla bilgi edinmenin yollarından biri olduğunu vurguluyor. İlk tanışmada söylediğiniz cümleleri tekrar tartmak ise insanlarda oldukça yaygın.
Aslında karşınızdaki insanında sizinle ilk defa tanıştığını düşünmeniz sizi rahatlatacaktır. Kendinizle ilgili dikkat ettiğiniz detaylara onlar büyük ihtimalle dikkat etmemiş, etse bile sizin kadar büyük bir eleştiride bulunmamışlardır. İzlenimimizle gerçeklik arasındaki bu uyumsuzluğu psikologlar “beğenme boşluğu” olarak adlandırıyor.
Araştırma ekibi, küçük bir katılımcı grubu arasında güçlü bir “kendi kendini küçümseme uyumsuzluğu” teyit ettikten sonra, 84 öğrenciyi bir başka gönüllü ile 5 dakikalık bir konuşmaya davet etti ve daha sonra tartışmaya bakış açılarını öğrendi.
Çalışmalar kendi eylemlerimizi, diğer kişilerin düşündüğünden çok daha olumsuz olarak yargıladığımızı gösterdi. 2 dakikalık konuşmalar ile 40 dakikadan uzun konuşmalarda kişiler yine aynı beğenme boşluğu sorunuyla geri döndü. Psikologlar beğenme boşluğunun insanlığın bir özelliği olduğunu düşünüyorlar.
Araştırmacılar, kişilerin sosyal beceriksizliklerinin sergilendiği düşüncesine kapıldıklarını ve aslında son derece pürüzsüz görüşmeler gerçekleştirebildiklerini söylüyor. Yani her ne kadar beceriksiz ya da hatalı hissetseniz de dışarıdan oldukça başarılı iletişim kuran biri gibi de görünebiliyorsunuz.
