Korkudan öldüm cümlesini hepimiz hayatımızın bir noktasında duymuşuzdur. Peki, böyle bir şey gerçekten de mümkün mü?
Cevap ise evet, korkudan ölebiliriz.
Korku biyolojik olarak stresin başka bir türüdür. Stres altında olduğumuzda vücudumuz adrenalin gibi hormonları salgılar. Bu hormonlar vücudumuzu birçok şekilde etkiler. Örneğin akciğerlerimiz genişler, göz bebeklerimiz büyür. Ancak kalpte de belirli gelişmeler yaşanır.
Adrenalin salgılandığı zaman kalp daha hızlı atarak vücudunuzdaki kan dolaşımınızı hızlandırır. Bu da kan basıncının artmasına sebep olur. Aslına bakıldığında bu iyi bir şeydir. Korktuğunuz bir şeyden kaçmak istediğinizde bacaklarınız azami miktarda enerjiye ihtiyaç duyacaktır. Ancak kalbinde sorunlar olan insanlar için bu ekstra talep ölümcül olabilir.
Arterlerinizin tıkalı olması durumunda fazla stres sonucu kan kalbinize ve beyninize ulaşmayabilir. Bu da kalp krizi ya da inmelere sebebiyet verebilir. Lunaparktaki trenlere binip korkudan ölen insanların fıkra tadında hikâyelerini hepimiz duymuşuzdur. Ancak her şakanın içinde bir gerçeklik payı olduğu gibi bunda da var. Bir araştırmaya göre 1994 ve 2004 yılları arasında en az yedi kişi lunaparktaki trenlere binerken kalp rahatsızlığı sonucunda ölmüştür. Olay o kadar ciddiye bindi ki Amerikan Kalp Derneği, kalbinde sorun olan insanların bu tip trenlerden uzak durmalarını öneriyor. Kalbi sağlam olmayan biri için sağlam bir “böö” bile tehlikeli olabilirken korkunun sizi öldürmesinin daha ilginç bir yolu da var. Dünyanın en sağlıklı insanı olsanız da geçerli olan bir yol.
Bazen tam olarak anlayamadığımız sebeplerden dolayı stres patlamaları kalbin bazı bölümlerini felç edebilir. Böyle bir durumda kalbin sol karıncığı şişer ve Asya kıtasındaki balık kapanlarına benzer bir şekil oluşturur. Bu sebeple hastalık 1990 senesinde bulunduğunda Japon bilim insanları hastalığa “Takotsubo Kardiyomiyopatisi” ismini verdiler. Japonca “tako” ahtapot anlamına gelirken “tsubo” ise vazo anlamına gelmektedir. Halk arasında ise buna kırık kalp sendromu da denir. İsimden de anlaşılabileceği gibi bir ilişkiden ayrıldığınızda bu durum ile karşılaşabilirsiniz ve bu durum astım krizi gibi bir rahatsızlığı tetikleyebilir. Ancak korku da bunu yapabilir. Bilim insanları, geçmişteki gizemli ölümlerin arkasındaki sebebin genellikle korku olduğunu savunurlar.
Takotsubo hakkında hala fazla bir bilgimiz yok. Tam olarak neden ya da ne sıklıkla olduğu şu an için tam olarak bilinmiyor. Ancak bu durumun orta yaşlı ve yaşlı kadınlarda görülme ihtimali daha yüksek. Bunun sebebi ise menapozun kalp üzerindeki olumsuz etkileri. Az önce bahsettiklerimizi kaçırdıysanız tekrar edelim, fazlasıyla ölümcül bir durum. 2015 yılındaki bir araştırma sonucu bu sendroma sahip insanların yüzde altısının kriz geçirdikten sonraki ilk ay içinde öldüğü bulundu. Bu oran diğer kalp hastalıklarındaki ölüm oranıyla aşağı yukarı aynı. Ayrıca bir kriz geçirdiğinizde başka bir kriz geçirme ya da kalp problemleri yaşama riskiniz de artıyor.
Buna karşın Takotsubo’nun etkileri hızlıca geçiyor ve ardında bir hasar bırakmıyor. Ayrıca sayısız insan her gün korkutuluyor, lunaparktaki trenlere biniyor ve kalp krizlerine dayanıyor. Yine de birinin duvarın arkasından fırlayıp çığlık atarak sizi korkutması ihtimalini göz önünde bulundurarak temkinli olmak isteyebilirsiniz. Ucunda ölüm var…
