Hayat bazılarımız için sıradan geçerken dünyanın farklı bölgelerinde, duyduğumuzda inanmakta zorluk çektiğimiz olaylar da yaşanıyor elbette. Bunlardan bir tanesi, Norveç’in 46 yıl boyunca çözmeyi umduğu fakat henüz bir gelişme kaydedemediği Isdal Kadını cinayeti olayıydı. Hintli Titu ise zamanında birçok haber kanalının ilgisini çeken, hatta BBC’nin belgesel halinde yayınladığı çok ilginç bir olayla gündeme gelmişti.
Reenkarnasyonun en büyük kanıtlarından bir tanesi olarak kabul edilen Hintli Titu, 2,5 yaşına geldiğinde ailesine önceki yaşamdan kanıtlar sunmaya ve Agra şehrindeki eski evini anlatmaya başlar. Örneğin babasının önceki yaşamında bir radyo dükkanında çalışması, adının Suresh Verma olması ve Uma isimli eşinden 2 çocuğunun olması gibi detaylardan bahseder. Bunlar ilk zamanlarda ailesinin pek ilgisini çekmemiş, ta ki kendisinin bir gün silahla vurulup öldürüldükten sonra cesedinin yakılıp bir nehre atıldığını söyleyene kadar.
Titu’nun söylediklerinden hem korkan ailesi, abisini olayları araştırması için Agra’ya yollar ve tüm hikaye de burada başlar. Abisi, Titu’nun söylediği gibi Uma isimli dul bir kadının Suresh Radyo isimli dükkanı işlettiğini görür. Abinin tüm olayları anlatmasının ardından Uma, Titu’yu görmek ister. Titu da bunun üzerine Agra’ya gelir, gelir gelmez de ürkütücü şekilde her iki çocuğunu da hemen tanır. Dükkandaki ufak tefek değişikliklerden bahseden Titu, daha önce birlikte gittikleri bir panayırdan ve evlerinin bahçesine gömdükleri altınlardan bahseder.
Titu, önceden bahsettiği gibi sağ şakağından vurularak öldürüldüğünü ve kurşunun sol tarafından çıktığını belirtmişti. Otopsi raporları da Titu’yu doğrular nitelikteydi. Canlı yayında saçları tıraş edilen Titu’nun hakikaten de kafasında, kurşunun çıktığı yerde iki yara izi olduğu görülür. Cinayetin tüm detaylarını savcıya anlatan Titu, önceki yaşamındaki katilinin bulunmasını sağlar. Katili ise cinayeti itiraf eder ve olay yıllar sonra çözülmüş olur.
