Gökbilimciler, kara deliklerin çoğunun nasıl oluştuğu hakkında oldukça fazla bilgiye sahipler. Devasa bir yıldızın ölmesi ve süpernovaya girmesinden sonra kalan kütle, kendi yerçekimi kuvveti altında çökerek kara delikleri oluşturuyor. Bu kara delikler, Güneş'in yaklaşık 5 ile 50 katı arasında boyutlara ulaşabiliyor. Gökbilimciler, kara delikleri açıklayabilirken süper kütleli karadeliklerin kökenini hâlâ açıklayabilmiş değiller.
Bu kozmik canavarlar, hemen hemen evrendeki tüm galaksilerin merkezinde var ve bazıları, Büyük Patlama’dan yalnızca 690 milyon yıl sonra ortaya çıktı. Evet, 690 milyon yıl insanlık tarihi açısından korkunç büyüklükte bir zaman ama kozmik zaman açısından bu süre, göz açıp kapama süresine eş değer. Bir yıldızın doğması, kara deliğe çökmesi ve süper kütleleşmesi için yeterince uzun bir zaman değil.
Kanada’daki Western Üniversitesi’nden iki araştırmacı Shantanu Basu ve Arpan Das, süper kütleli kara deliklerin nereden geldiklerini bulmak için bir teori geliştirmeye karar verdiler. Geçen ay The Astrophysical Journal Letters dergisinde tarif ettikleri gibi bu teoriyi geliştirirken kuasarlardan yararlandılar. Kuasarlar, sürekli olarak büyük miktarlarda maddeyi emen veya biriktiren süper kütleli kara deliklerin diğer ismi. Bu yapılar, özel isim alıyorlar çünkü içine düşen şeyler, parlak radyasyon yayıyor ve böylece diğer kara deliklerden daha kolay gözlemleniyor.
Kuasarları analiz ettikten sonra Basu ve Das, süper kütleli karadeliklerin zincirleme bir reaksiyondan kaynaklanabileceğini öne sürdüler. Kara deliklerin tohumlarının ilk başta tam olarak nereden geldiğini hâlâ açıklayamayan araştırmacılar, buna rağmen daha sonra ne olduğunu tahmin edebiliyorlar. Ortaya çıkan kara deliklerden biri, maddeyi topladığında komşu gaz bulutlarını ısıtacak olan enerjiyi yayar. Bir sıcak gaz bulutu, soğuk olana kıyasla daha çabuk çöker. Bu durum, süper kütleli kara delikler popülasyonunun evrenin doğuşunda üstel bir oranda arttığına inanan diğer birçok astronomun tahminlerine uyuyor.
Teoride bir noktada, zincirleme reaksiyonun durduğu ve gittikçe daha fazla kara delik doğup enerji ve ışığı yaymaya başladıkça gaz bulutlarının buharlaştığı belirtildi. Basu, “Evrendeki genel radyasyon alanı, bu kadar büyük miktarda gazın doğrudan çökmesine izin veremeyecek kadar güçlü hâle geliyor ve böylece tüm süreç sona eriyor” açıklamasını yaptı. Basu ve Das, zincir reaksiyonun yaklaşık 150 milyon yıl sürdüğünü tahmin ediyorlar.
Kara delik büyümesi için genel olarak kabul edilen hız sınırı, radyasyonun dış kuvvetiyle yerçekimi iç kuvvet arasındaki bir denge olan Eddington oranı olarak adlandırılır. Maddenin yeterince hızlı çökmesi durumunda bu hız sınırı, teorik olarak aşılabilir. Basu ve Das’ın modeli, zincirleme reaksiyon gerçekleştiği süre boyunca Eddington oranının 3 katında kara deliğin maddeye temas ettiğini gösteriyor.
Süper kütleli bir kara delik oluşumunu görebilme yeteneğine henüz ulaşabilmiş değiliz. Günümüzdeki mevcut teleskoplar net şekilde bir görüntü ortaya koyamıyor ancak önümüzdeki 10 yıl içerisinde teleskop teknolojisinde de oldukça ciddi gelişmeler kaydedilmesi bekleniyor. Bu gelişmeler evreni daha yakından tanıma imkânını sunacak.