İngiltere sınırları içerisinde bulunan ve her yıl binlerce insanın ziyaret ettikleri, en az 5 kaideden oluşan bir anıt var. Bu anıt Stonehenge olarak biliniyor. Uzun yıllardır devam eden araştırmalar, anıtın hangi dönemde inşa edildiğini net bir şekilde ortaya koyamıyor. Ayrıca bilimsel alanlardan inanca kadar uzanan geniş bir yelpaze ile ilişkilendiriliyor.
Yapılan son araştırmalara göre Stonehenge’de kullanılan büyük taşlar, bugün Galler olarak bildiğimiz bölgeden İngiltere’nin kurulu olduğu alana taşındı. Asıl şaşırtıcı olan mesele Neolitik dönemde yaşayan insanların bu taşları uzun mesafaler boyunca nasıl taşıdıkları. Çalışmanın sunduğu verilere göre insanlar, o dönemde bu iş için bir yol inşa etmişler.
Söz konusu yol, sertleşmiş toprak katmanları, nehir yataklarının yanından geçen patikalar ve çeşitli bölgeleri içeriyor. Genel olarak yolun yapımında da yine taşlar kullanılmış durumda. Stonehenge’in bulunduğu Salisbury Ovası ile Galler arasındaki mesafeyi kat etmek, modern araçlarımızı kullanmasak bile hala zor. Bahsi geçen mesafenin uzunluğu 160 kilometreyi buluyor.
Teoriye göre bölgedeki Monmunth Nehri’nin yakınında bulunan yollarda, bu taşların ilerletilmeleri için merdane benzeri cisimlere bağlı olan araçlar, hayvanlar tarafından çekildiler. Ardından güçlü akarsu yolları kullanılarak, taşları taşıyacak araçlarla nehir akıntısına bırakıldılar.
Aşağıdaki haritada yer alan pembe rota ilk teoriyi, turuncu rota ise yeni teoriyi ifade ediyor:
1923 yılında bir jeolog olan HH Thomas’ın tespit ettiği rota da bu yeni çalışmayla yalanlandı. Yeni araştırma teknolojileri sayesinde yeni rota üzerinde ağır yükler taşındığına dair somut kanıtlar elde edildi.
Yaklaşık 5000 yaşında olan anıtın zamanında büyük dini törenlerde, şenliklerde insanların toplandığı bir alan olarak kullanıldığı düşünülüyor.
