Çayı Kahveyi Koyun Gelin #8: Graham Bell'den 10 Yıl Önce Telefonu İcat Eden Mucidin Hikayesini Anlatıyoruz

36
17
9
7
7
Telefonun mucidi denilince akıllara şüphesiz Alexander Graham Bell geliyor. Peki telefonun gerçek mucidi Graham Bell mi? Tam bu noktada gece gece iş çıkarıyoruz ve bu konuyu derinlemesine inceliyoruz.

İcat edildiği ilk zamanlardan beri, insanoğlunun en çok kullandığı aletlerden biri olan telefon; her geçen gün gelişerek boyut olarak küçüldükçe, fiyat olarak artıyor. Peki hâl böyleyken, biz bugün biraz daha eskiye gidiyoruz ve telefonun icadını incelemeye başlıyoruz. Akıllarda tek soru: Telefonun gerçek mucidi kim?

Günümüzde gerek okullarda gerek ise sosyal çevremizde, bizlere öğretilen bilgiler gerçek mucidin Alexander Graham Bell olduğu yönünde. Bu konuyu biraz daha detaylı olarak incelediğimizde ise Bell’in masum bir mucitten çok daha fazlası olduğunu ve aslında patentini hak etmediğini görüyoruz. Vakit kaybetmeden Bell’in foyasını ortaya çıkaralım ve O’na tepki olarak telefon kullanmayı tamamen bırakalım (Yapabilene büyük saygımız var.)

Graham Bell övgüyü hak ediyor mu?

Graham Bell

Özellikle tarihe ve insanlığa yön vermiş icatlarda, gerçek mucitleri belirli bir buluşa atfetmek çok zor bir iş olabiliyor. Bu durumdan kurtulmak için ise; patentler genellikle orijinal mucitlerin yerine en pratik veya en iyi çalışan buluşun sahibine gidiyor. İşte telefonun icadında da bu durum söz konusu! Aşağıda ise, elle çizilen ilk telefon çizimlerini görebilirsiniz;

Telefonun icadıyla ilgili hâlâ pek çok tartışma ve entrika var. Konuyla ilgili davalar, kitaplar ve makaleler güncelliğini koruyarak, tartışmalara kılavuz olarak gösterilmeye de devam ediyor. Ancak her ne kadar kısmen yanlış olsa da Alexander Graham Bell telefonun babası diyebiliriz. Ne de olsa ilk patentin sahibi kendisiydi. Bir de asistanına “Bay Watson! Buraya gelin sizi görmek istiyorum.” dediği söylenen hikayesini de anlatınca, herkes telefonun mucidinin Bell olduğunu düşünmekte biraz haklı. Ancak sıkı durun.

Tarihin seyrini değiştiren kararlar ve isimler:

Antonio Meucci

Bazı tarihçilere göre İtalyan mühendis Antonio Meucci ve Alman mucit Philipp Reis, sesi elektrik sinyallerine dönüştürmenin temelini Graham Bell'den on yıl önce atmıştı.

Bir İtalyan göçmen olan Antonio Meucci, 1849'da kendi tabiriyle “konuşan telgraf” veya telefon tasarımını geliştirmeye başladı. 1871'de ise “konuşan telgraf” tasarımı için icadının duyurusu da yaptı. Ancak Meucci, hayatındaki zorluklar nedeniyle bu başvurusunu yenileyemedi. Telefonun icadındaki rolü ise ABD Temsilciler Meclisi’nin 11 Haziran 2002'de Meucci’nin katkılarını ve çalışmalarını onurlandıran bir kararı kabul etmesine kadar da göz ardı edildi.

Aynı zamanda farklı bazı araştırmaların ortaya koyduğu raporlar, meseleyi daha da ilginç bir hale getirdi. Bu araştırmalara göre Oberlin Koleji'nde bir profesör olan Elisha Gray isimli bir mucidin, Bell'in telefon patentini almak için başvurduğu gün, kendisinin de telefonla ilgili bir uyarı başvurusunda bulunduğunu öne sürdü. Bu iki mucidin de Patent Ofisi’ne bizzat gelmeyip avukatlarını yollamasıyla, patent tamamen Graham Bell’in olmuş oldu. Belki de Gray’in avukatı biraz erken davransa, tarihin seyrini tamamen değiştirerek patenti Gray’e getirebilirdi, kim bilir?

Soyadının hakkını veren bir diğer mucit: Philipp Reis

Philipp Reis

Houston Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi tarafından sunulan “medeniyetimizi geliştiren makineler” isimli yazıyla, Reis’in adını daha çok duyar olduk. Aslında direkt söyleyebiliriz ki; Philipp Reis, Graham Bell’den önce daha marjinal bir telefon tasarımı yapmıştı. Reis 1860 yılında telefonla çalışmaya başladığında, 26 yaşında bir fen bilgisi öğretmeniydi.

Telefon fikri ise aklına Bourseul adlı Fransız bir araştırmacının yazdığı makaleden geldi. 1854'te Bourseul, konuşmanın elektriksel olarak nasıl iletileceğini o günün şartlarına göre açıklamıştı. Bu sıralarda telefon icadına yoğunlaşan Bell, sürekli değişken bir direnç ve sorunsuz değişen bir elektrik akımı oluşturmak için bir su ve asit çözeltisine giren diyaframla çalışan bir iğne kullanıyordu. İşte bu fikri, biraz önce bahsettiğimiz Elisha Gray’den almıştı. Daha sonraları buharlaşma ve hareketsizlik nedeniyle bu sıvı havuzunda sorunlarla karşılaşan Graham Bell, bu sistemi tamamen değiştirdi ve Reis’in oluşturduğu her titreşimin elektrik kontağını "oluşturmasına veya kırmasına" izin verdiği sisteme geçti.

Bunların yanı sıra Reis'in telefonları biraz yetersizdi. En büyük sorun ise; diyafram çok hassastı. Her şeye rağmen bir Alman şirketi bu icadı tutarsız sonuçlarla üretebildi. Bazıları iyi çalıştı. Bazıları yalnızca statik olarak iletildi. Reis'in telefonları ise tüm Avrupa'da gösterildi. Bir tanesi, Bell babasını ziyaretten dönerken İskoçya'da da gösterildi. Ancak Bell'in bu aleti görüp görmediğini bilmiyoruz. Fakat emin olduğumuz bir konu var ki, o da Reis'in işlerinden habersiz olamazdı.

Tüm bu olanlara rağmen Graham Bell’in parlak zekasını inkâr edemeyiz. Sağlam ve şüpheli insanları ikna edecek kadar stabil çalışan telefonunu sahiplenmeyi ve pazarlamayı da başardı. Ancak bunu tüm mucitler gibi tek başına değil, başka mucitlerin bilgeliği ve birikimi üzerinden yaptı. Tıpkı Philipp Reis’in kendine önce “sesli iletişim” üzerinde çalışan, Fransız Bourseul’un çalışmalarını geliştirdiği gibi…

“Öncelik” kelimesini kullanmadan, telefon patentini ve geliştirmesini açıklayamayız. Aslında yalnızca Graham Bell’e değil, bu yazıda da ismi geçen Meucci, Bourseul, Philipp Reis ve Elisha Gray’e de teşekkür etmeliyiz. Çünkü tarihin seyrini değiştiren müthiş icatlar, her zaman birden fazla dâhi adamın bizlere hediyesi olmuştur.

36
17
9
7
7
Emoji İle Tepki Ver
36
17
9
7
7