Gündemi sürekli olarak meşgul eden tüm kötü haberler ve felaket senaryoları, geleceğe olan umutlarımızı en çok sömüren şeyleri oluşturuyor. Baktığımız her ekranda sürekli olarak ölümler, savaşlar, terör ve doğal afet haberleri görüyoruz. Üstelik bu haberler, sizin isteğiniz dışında da bir şekilde karşınıza çıkıyor çünkü kötü şeylerin yayılması, iyilere oranla çok daha kısa zaman alıyor.
Bu durumun bireysel olarak olumsuz etkisini muhakkak hissetmişsinizdir. Ancak yapılan yeni bir araştırmaya göre hızla yayılan haberler, yapılan yorumlar, sosyal medyada gördüğümüz tüm gönderiler, toplumsal bir paniğe ve krize sebep oluyor. Korkunun ve paniğin sosyal hayata ve topluma etkisini araştırmak için başlatılan bu araştırma, bu anlamda yapılan ilk çalışma ve sonuçlar da oldukça önemli.
Araştırma 154 katılımcının sosyal medyada gözlemlenmesi şeklinde yürütüldü. Paylaşılan bir gönderinin, zincir halinde hızla fazla sayıda kullanıcıya ulaştığı ve her paylaşımda 'negatif yorum' oranı da arttığı gözlemlendi. Yani her kişi, haberi bir önceki kaynaktan daha karamsar tasfir ediyordu. Üstelik sonrasında tarafsız ve daha realist bir kaynak sunulsa da toplumun o haber ile ilgili görüşünde herhangi bir düzelme yaşanmadı.
Warwick Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nde görev yapan ve araştırmayı yürüten Profesör Thomas Hills'e göre bu durum, dünya sürekli gelişip daha güvenli bir yer haline gelirken insanların neden mutsuz ve umutsuz olduğunu da açıklıyor. Günümüzde, yaşanan tüm felaketlerden dünyanın bir ucunda olsa bile haberimiz oluyor ve hepsini bilerek yaşayabilmek, psikolojik olarak bireyleri genel anlamda da toplumları çıkmaza sürüklüyor.
