Bağışıklık sistemine zarar vererek AIDS hastalığa neden olan HIV (Human Immunodeficiency Virus / İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü), kan yoluyla bulaşıyor. Birleşmiş Milletler çatısı altında faaliyet gösteren Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) göre dünyada yaklaşık 36,7 milyon kişi HIV ile yaşıyor.
Birleşmiş Milletler HIV ve AIDS Ortak Programı (UNAIDS) ise 2016 yılında 1.8 milyon insana HIV virüsü bulaştığını tahmin ediyor. Bilinen son HIV türü, 2000 yılında keşfedilmişti; ancak merkezi Şikago’da bulunan Amerikan tıbbi cihaz ve sağlık şirketi Abbott Laboratories, tam 19 yıl sonra yeni bir HIV türünün varlığını tespit etti. Bilim insanları, keşfedilen yeni virüs türünün, HIV-1 M Grubu versiyonunun bir parçası olduğunu söylüyor.
2000 yılından bu yana ilk kez yeni bir HIV türü keşfedildi
Birkaç farklı alt tipe sahip olan HIV, diğer virüsler gibi zaman içinde değişme ve mutasyon geçirme kabiliyetine sahip. Hastalığı tespit etmek için yapılan testlerin etkili olması için, virüsün hangi gruba ait olduğunun bilinmesi gerekir.
Abbott Laboratories’teki araştırmanın liderlerinden biri olan Mary Rodgers, dünyadaki kan kaynağının yüzde 60'ından fazlasını test ederek, yeni HIV türünü tespit ettiklerini belirtiyor. Bilim insanları, bunun yeni bir alt tür olduğunu söyleyebilmek için bağımsız olarak en az üç vakayı ele aldı.
Rodgers, iki alt türün de çok sıradışı olduğunu ve diğer alt türlerle eşleşmediğini söylüyor. Kongo'da bulunan üçüncü örnek, 2001 yılında virüsün anneden çocuğa bulaşmasını önleme amaçlı bir çalışmanın parçası olarak toplandı. Oldukça küçük olan parça ilk iki örneğe benzese de, bilim insanları emin olmak için tüm genomu test etmek istediler. Zira o zamanlar bunun yeni bir alt tip olup olmadığını belirleyebilecek bir teknoloji yoktu.
Bu yüzden Rodgers ve Missouri Üniversitesi'ndeki bilim insanları, 2001 yılındaki örneği incelemek ve haritalamak için yeni teknikler geliştirdiler. Rodgers, adeta samanlıkta iğne aradıklarını ve ardından iğneyi mıknatısla dışarı çektiklerini söylüyor.
Yen HIV türünün, Grup M'nin alt türü L’nin farklı bir versiyonu olduğunu tespit eden bilim insanları, virüsün vücuda nasıl etki ettiğinin belirlemek için çalışmalarını sürdürüyor.
