“Aslında ben çok yemek yiyorum ama kilo alamıyorum” sözünü illa ki duymuşsunuzdur. Bugün, genelde arkadaşlarımızdan duyduğumuz bu sözün genetik boyutuna inen bir araştırma ile karşınızdayız. Oldukça kapsamlı olduğunu rahatça söyleyebileceğimiz bu araştırma, hangi genlerin obeziteye ne kadar etkili olduğuna odaklanıyor.
Bu araştırma sırasında obeziteye karşı koruyan ve oldukça nadir görülen bir gen keşfedildi. Bu gen, kilo almayı oldukça zor hale getirdiğinden kişilerin obezite sınırına ulaşmasını oldukça zorlaştırıyor. Ayrıca bahsettiğimiz gen o kadar nadir ki 3 binde 1 görülüyor. İşte detaylar:
640.000’den fazla katılımcının DNA dizilimleri incelendi
Egzersiz ve uygun bir diyet programının obeziteye karşı etkili olduğunu hepimiz biliyor olsak da bu hastalığın ortaya çıkmasında kişinin genlerinin de etkili olduğunu bilmemiz gerekir. Genlere göre bir bireyin çok az yiyip hemen obeziteye yakalanma ihtimali olduğu gibi çok fazla yiyip hastalıktan uzak kalması da mümkün hale geliyor. Araştırma da tam olarak bu farklı genlere odaklanıyor.
Yapılan araştırmada 640.000’den fazla kişinin genom dizilimleri incelendi. Daha sonra araştırmacılar, bu kişilerin yüksek veya düşük vücut kitle indeksine (BMI) sahip olmasına sebep olan genlerdeki mutasyonları gözden geçirdi. Vücut kitle indeksini etkilediği sonucuna varılan 16 genden beşinin, G proteinine kenetlenmiş olan reseptörlerle (GPCR) etkileşime geçtiği görüldü. Bu da beynimizin açlık ve metabolizma kısımlarıyla ilgilenen hipotalamus bölgesinde de görülen bu genlerin, ağırlığı etkilediğine işaret ediyor.
Bu 5 genden birinin çeşidi olan GPR75’in vücut kitle indeksinde en büyük etkiye sahip olduğu ortaya çıktı. Yapılan gözlemlerde bu genin etkisiz hale getirilmiş bir kopyasını taşıyan kişilerin, genin çalışır halde bulunduğu kişilere göre vücut kitle indeksinde 5,3 kg daha hafif olduğu ve obezite ihtimallerinin yarıya kadar düştüğü ortaya çıktı.
Sağlamasını yapmak amacıyla bu genin aktif olmayan kopyasıyla fareler üzerinde de gözlemler yapan araştırmacılar aynı sonuçlara vardı. Söylediğimiz gibi GPR75’in aktif olmayan versiyonu o kadar nadir ki 3 binde 1 görülüyor. Bu araştırmanın metabolizmayla ilgili başka hastalıklarda da geçerli olacağı söyleniyor. İlginç bilgiler içeren araştırmanın tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
