Geçtiğimiz günlerde ortaya çıkan bilgilere göre ABD'nin Florida eyaletinde bulunan Scripps Araştırma Enstitüsü'ne bağlı bilim insanları, koronavirüs üzerinde mutasyon çalışmaları yaptıklarını ve virüsün mutasyona uğrayıp bulaşıcılığının artığını duyurmuşlardı. Dünya Sağlık Örgütü de daha önce koronavirüsün geçirdiği mutasyonlarla ilgili yapılan açıklamada virüsün şu zamana kadar geçirdiği mutasyonların normal olduğunu, bu mutasyonların koronavirüsün bulaşıcılığını artırdığına veya virüsü daha ölümcül bir hâle getirdiğine yönelik henüz ellerinde bir veri bulunmadığını söylemişti.
Bugün ABD basınında çıkan haberlere göre bu mutasyon çalışmalarını yürüten Scripps Araştırma Enstitüsü'ndeki araştırmacılar, laboratuvarda yaptıkları çalışma sonucunda 'D614G' ismini verdikleri bir mutasyonun, COVID-19 yüzeyindeki 'sivri uçların' sayısını büyük oranda artırdığını gözlemledi. Araştırmayı yürüten ekibin lideri Hyeryun Choe, kullandıkları hücre kültür sisteminde D614G isimli mutasyona uğramış virüslerin, mutasyona sahip olmayan virüslere göre daha bulaşıcı olduğunu tespit ettiklerini açıkladı. Virüse 'taç' şeklinde bir görünüm veren sivri uçların, virüsün insan hücrelerin tutunması işlevine sahip olduğunu belirten uzmanlar, virüsün geçirdiği D614G mutasyonu nedeniyle bu sivri uçların sayısının ve sıklığının 4 veya 5 kat artmış olduğunu belirtti.
D614G mutasyonu, mayıs ayında koronavirüsün %70'inde tespit edildi:
Scripps Araştırma Enstitüsü Mikrobiyoloji ve İmmünoloji Bölümü yöneticilerinden biri olan Michael Farzan, D614G mutasyonunun insan vücudunda 'bel kemiğine' daha çok esneklik sağladığını ve bu esnekliğin virüse hücreler arasında yolculuk ederken daha fazla hayatta kalma şansı tanıdığını açıkladı. Açıklanan bu bulguların yanı sıra D614G mutasyonlu koronavirüse sahip olan kişilerin, diğer hastalara göre COVID-19'u daha ağır geçirdiğine dair bir bilgi henüz elde edilemedi.
Dünya çapında salgın virüs örneklerinin genetik çalışması için havuz niteliği taşıyan GenBank'in verilerine göre şubat ayında hiçbir koronavirüs örneğinde bulunmayan bu mutasyon, mart ayındaki örneklerin %25'inde, mayıs ayındaki örneklerinse %70'inde tespit edildi.
