Öncelikle bilmeyen veya yabancı kalanlar için 'western' terimine bir göz atalım. Bu terim daha çok, vahşi batı hayatını anlatmak için kullanılıyor. Bildiğiniz üzere Red Dead Redemption da böyle bir oyun. Bu konuda aslında pek ince olmaya gerek yok. Pek çok oyuncu da biliyor ki RDR, hem bu türde hem de genel olarak en iyi oyunlardan birisi. Şimdiye kadar vahşi batı hayatını yansıtan oyunlar arasında ise en iyisi. Bu size belki, aşırı gelebilir. Ancak bunun için sebeplerimiz bulunmakta.
Hikaye anlatımı da aslında bakarsanız bu sebeplerden birisi. Sinematik bir anlatıma sahip, ancak pek çok filmden kaliteli olabilecek bir hikayeye ve anlatıma sahip. Oyunun atmosferi içerisinde atların da gayet güzel bir yeri var. At sürmek, aslında vahşi batı hayatını hissettirmek konusunda en önemli özelliklerden birisi. Ancak bildiğiniz üzere atlar, diğer oyunlarda bulunan arabalar gibi hızlı gitmiyorlar. Bu noktada, RDR mesafeleri bir miktar daha kısa tutmaya çalışmış. Yine de bazen oyun içinde bir noktadan bir noktaya gitmek için zaman ayırmanız gerekebiliyor.
Oyunun genel atmosferi de gerçekten büyüleyici. Manzaranın etkileyiciliği, hırsızlar, mekan içi yerleştirmeler ve hayvanlar. Hayvanlar demişken, gerçekten çok fazla bulunuyor. Çoğunun da bizimle muhtemelen bir alıp veremediği var. Bizi öldürmek konusunda oldukça istekli ve hırslılar.
Çoğu oyunda, belirli bir standart vardır. Oyuna başlarsınız; yolları ve eğitimleri takip ederek temel kontrolleri öğrendikten sonra, maceraları tamamlayıp oyunu düz bir çizgi içerisinde bitirirsiniz. Bu bakımdan RDR pek çok oyundan ayrılıyor. Aslında yapabileceğiniz o kadar çok şey bulunuyor ki, hikayeyi devam ettirmeden bile eğlenmeniz ve atmosferin tadını çıkartmanız mümkün.
Bir gün masadan herkes ayrılana ya da kavga edene kadar poker oynayabilirsiniz. Bazı günler sadece avlanabilirsiniz, başarıları açabilir, sessizliğin ve ritmin tadını çıkartabilirsiniz. Bir yerlerde durup, sessizce bekleyin. Hayvanlar ve insanlar, kendi içlerinde dolanır dururlar ve bunu izlemek keyif verebilir. Rockstar Games'in aslında hep yaptığı bir şey bu. Her karakterin kendi içerisinde bir öyküsü var. Güzel değil mi?
Bahsettiğimiz gibi, aslında ata binme olayı bu oyunu benzersiz ve keyifli kılan şeydi. Rockstar Games, bu sırada pek çok defa fikir değiştirdi. Oyunun yapımı ve planlanması gayet uzun sürdü. Yapımcılar, oyunun GTA gibi şekillenmesinden korktukları için kararsızlardı. Oyunu geliştiren ekip de bu süreçte ağır gözetim altında kaldı diyebiliriz. Haftanın altı günü zorunlu 12 saatlik mesaileri bulunuyordu. Sanıyoruz ki bu, durumun ciddiyetini biraz daha anlatabilir.
