WhatsApp, Facebook’un bünyesine katıldıktan sonra pek çok farklı özellikle büyük bir değişim yaşadı. Bir ürünün ya da hizmetin sürekli gelişmesi zaten sıradan bir şey, ancak “uçtan uca şifreleme” adı verilen bir yenilik sayesinde mesajlaşmaların daha güvenli şekilde yapılması ciddi bir adımdı. Kullanıcıların mesajlarının farklı kaynaklar tarafından sızdırılamaması, Facebook’un güvenliği ciddiye aldığını gösteriyordu.
Şirket, meğer güvenliği o kadar da ciddiye almıyormuş. Geçtiğimiz ay ortaya çıkan Cambridge Analytica skandalında milyonlarca insanın verisi, güvenilir gözüken bir uygulama tarafından çalındı. Facebook’un ana uygulaması ve Messenger gibi yan uygulamalardan alınan bu veriler, seçim araştırmaları için kullanıldı.
WhatsApp’ın kurucuları Brian Acton ve Jan Koum, Facebook bünyesindeki görevlerinden birkaç aylık aralarla istifa ettiler. Açıklamalarında Facebook’un WhatsApp’taki güvenlik önlemlerini zayıflatmak istediğine vurgu yaptılar. Dış kaynaklarla daha çok veri paylaşma isteğinin hakim olduğunu söyleyen yöneticilerin tek çaresi şirketten ayrılmak olmuştu.
Facebook’un sıkça sorulan sorulan sorular sayfasında “Facebook Neden Uçtan Uca Şifrelemeyi Etkinleştiriyor?” isimli bir başlık var. Okuduğunuzda aklınıza gelen ilk şeyi şirketin bütün uygulamalarında aynı güvenlik önlemini kullanması oluyor. Nitekim durum öyle değil. Örneğin Facebook Messenger’da uçtan uca şifreleme özelliği yok. Bu nedenle soruların belirli uygulamalar üzerinden cevaplandığını ve Facebook’un geneline mal edildiklerini anlıyoruz.
Yöneticilerine göre Facebook, Acton va Koum’un iddialarındaki gibi güvenlik önlemlerini azaltmayacak. Verilen cevapların daha açıklayıcı olması gerektiği, tartışma yaratacakları da aşikar.
WhatsApp’ın güvenlik önlemlerinin zayıflatılmayacağını düşünüyoruz, çünkü bu adım daha büyük krizleri de beraberinde getirecektir. En büyük sorun ise hala çözümsüz ve cevapsız kalıyor. Facebook, Messenger’da neden uçtan uca şifreleme kullanmadığını bir türlü açıklamıyor. Eğer WhatsApp için bu önlemi alacak kadar kritik bir durum söz konusuysa, neden hala Messenger’da kullanıcı avantajları göz ardı ediliyor?
