Bir Psikoloğa ve Dolandırılan Birine Sorduk: Aklı Başında Kişiler Bile Neden Dolandırıcılara İnanıp Para Kaptırıyor?

2
2
1
0
0
Hemen hemen her gün karşımıza dolandırıcılık haberi çıkıyor. Aldananlardan bazıları futbolcular, bazıları ünlü iş insanları veya profesörler, bazıları da en yakınımızdaki kişiler oluyor. “Buna nasıl kandın da dolandırıldın?” dediğimiz olaylara düşen insanlara “aptal” gözü ile bakabiliriz. Ancak bu düşündüğünüz kadar kolay değil. Çünkü hepimiz duygularımızla hareket eden varlıklarız ve dolandırıcılar bunun epey bir farkında.

Sayısız dolandırma tekniklerinden birine aldanan kişi, maddi veya manevi kayıp verene kadar işin içine çoktan çekilmiş oluyor. Sonrasında gelen pişmanlık hissi ise insanı yiyip bitirmekle kalmıyor, “Nasıl böyle bir şey yapabildim?” diye de sorgulatıyor.

Biz de merak edip kişilerin dolandırıcıların oltasına nasıl düştüğünü, nasıl farkında olmadıklarını Psikolog Neslinur Girişgin’e sorduk.

Dolandırıcılar, kandırma teknikleri konusunda epey ustalar.

insanlar dolandırıcılara nasıl kanıyor

Geçmişten günümüze insan ilişkilerinin yaşandığı ve iletişimin sağlandığı her ortamda bir düşünceye, duruma ya da olaya karşı ikna etmeye yönelik birçok strateji izleniyor. İnsanların başkalarıyla olan iletişimi neticesinde etkileşim yaşanıyor ve istenilen davranışların ortaya çıkarılması için kandırma tekniği kullanılıyor.

Yüz yüze iletişim yoluyla ikna etme yollarının seçilmesinin yanında son dönemlerde kitle iletişim araçlarında ikna etmenin daha kolay gerçekleştiği söylenebilir.

Psikolog Neslinur Girişgin, insanların manevi dünyasına yönelerek yardım amaçlı yüklü miktarda ücretlerin alınmasından, bir tıkla kolayca zengin olmaya kadar o kişinin psikolojisinde etkiye sahip alan üzerine farklı farklı yaklaşımlar sergilendiğini belirtiyor.

Dolandırıcılar, taktikleri nasıl uyguluyor?

dolandırılma psikolojisi nasıl atlatılır

Aldanma, kandırılma durumu söz konusu olduğunda dolandırıcı kişi ya da grup; hedef kitlesini tanıyor ve ardından o kişinin zayıf ya da güçlü yönlerinden ilerlemeye çalışıyor.

Sosyal medya ile arası zayıf/ortalama bir bireye sosyal medya üzerinden dolandırma yönteminin uygulanması buna örnek verilebilir. O kişinin zayıf yönünden yola çıkılarak bu konudaki bilgisizliği kullanılıyor. Tabii ki bazıları buna düşüyor bazıları da bu konuda uyanık olduğu için durumun farkına varıyor.

Girişgin, dolandırıcıların manipüle konusunda oldukça yetenekli olduğunu söylerken güven kazanmak için “Tanınmış kişiler de bizim üyemiz, tanınan bir firmayız, isterseniz kurumumuza gidelim, linke tıkla hemen kazan, hızlıca karar verirseniz seviniriz, kampanyamız bitmek üzere” gibi ifadeler kullandıklarını söylüyor. Girişgen, bu ifadelerde güvenin yanında hızlı karar vermeye iten ve insan psikolojisini etkileyecek konular üzerinde durulduğunun da altını çiziyor.

Karmaşık psikolojiler, dolandırıcıların ekmeğine yağ sürüyor.

dolandırıcılar nasıl kandırıyor

Psikolog Neslinur Girişgin, dolandırılma sürecinde, dolandırılan yani kurban tarafın psikolojisinin karmaşık olabileceğini belirtiyor. Karmaşıklık da bireyi, bu süreç içerisinde tutabiliyor diyen Girişgen, sözlerine şunları da ekliyor: Kandırılan taraf; teknik sıkıntılar ya da güvene yönelik sarsılmalar fark edebilir. Ama bu daha ileriki zamanda olabilmektedir.

Dolandırıcı, güven duygusu dışında da o kişinin psikolojisinde etki yaratabileceği diğer duygu ve düşüncelere de yöneldiği için kandırılan tarafın ilk etapta sürecin içine dahil olması sağlanıyor.

Örneğin; kurtarıcı olma düşüncesindeki kişinin kurtarıcı/yardımseverlik duygusu, popüler olma düşüncesindeki bir kişinin tanınır olma yönündeki duygu ve düşünceleri sürece dahil olduğu için kandırılan taraf için ilk etapta her şey çok güzel gözükebilir. Çünkü içindeki duygu ve düşünceler beslenmiş ya da boşluklar tamamlanmıştır.

Ancak verilen sözlerin zamanla tutulmaması, dolandırıcı tarafın birden yok olması ya da kandırılan tarafın ruhen veya madden yıpranması psikolojik ya da teknik sebepler dolayısıyla süreci sorgulatmaya başlayabilir.

Bu süreçte işler çoktan kontrolden çıkmış ve dolandırıcı taraf istediğini almış, aynı zamanda sizi sürece bağımlı kılmış olabilir. Burada önemli bir psikolojik etken daha devreye girer. Kandırılan taraf, sorunu fark ettiği ufak bir an olsa bile “Girdik bir işe, bunca zamandır boşuna mı yaptım, biraz daha devam edeyim iyi olacak, emeklerime değmeli, şu an dönemem” vb. şekilde yaklaşırsa işler daha da kontrolden çıkıyor.

Zararın neresinden dönülürse kârdır ifadesini de unutmamak önemli. Çünkü kandırılan taraf için kandırıldığını kabullenme ve çözme kısmına geçiş oldukça zor olabilmektedir. Yapılan bir araştırmaya göre de genelde dolandırılan ya da dolandırılmaya yatkın olan kişilerin; bir şeylere hızlı ulaşmak isteğinin yoğun olduğu görülmüştür. Bunun altını çizmemizin de oldukça önemli olduğunu düşünüyorum.

Gelin, bir de olaylar bazında yaşanılan duygulara bakalım.

Sokakta yürürken bir dilencinin size ısrar etmesi ya da yapılan sık sık telefon aramaları, yorgun düşürme taktiği. Zamanınızdan daha fazla çalmasını istemediğiniz ve zihniniz de iyicene yorulduğu için bezerek ona istediğini verirsiniz. Sanırız ki bu yüzden de bazı dilenciler birçoğumuzdan zengin.

Sahte savcı, polis ve hâkimler, bireylerin kaygı ve korku duygusundan nemalanıyor. Sizi arayarak banka hesaplarınızın dolandırıcılık örgütü tarafından kullanıldığını söyleyerek önce sizi korkuya iterler, ardından da harekete geçerler.

Kişilerdeki kaygı ve korku duygularını körükledikten sonra da telefonu kapatmanıza izin vermeden bazı emirlerde bulunurlar. Zaten yüksek düzeyde korku yaşayan kişiler, verilen emirlere uyarak farkında olmadan dolandırıcıların ağına düşer.

Ya zengin olursam? Pişmanlık duygusu verilecek birçok örnek var. Kumar oynamak da buna dahil edilebilir. Ancak diğer dolandırıcılık yöntemlerine baktığınızda “Verdiğimiz linkteki ürünü beğenin, size para yatıralım.” taktiği örnek verilebilir. Pişmanlık duygusu deyince aklınıza olaya girmekten doğan pişmanlık gelmesin. Buradaki olay ya fırsatı kaçırırsam pişmanlığı.

Daha ucuzun, daha çabuk ve kolay kazandıranın cazibesinden bahsediyoruz. Genellikle teklifler çok kısa sürede yapıldığından da birçoğumuz fırsatı kaçırmak istemeyerek gelecekte hayal edilen kazancı düşünüyor. Hayal edilen kayıp, pişman olabilirim yanılgısı ile kişiyi dolandırıcıların ağına düşürüyor.

Özellikle sosyal medyada e-Devlet reklamı görenleriniz vardır. Reklamlarda “yıllık kart aidatı iadesi” ifadesine yer verilir. Burada amaç, kişilerin kaybettiklerini geri kazanma cazibesinden faydalanmak oluyor. Kayıptan kaçınma olarak da adlandırılan bu kavram sayesinde dolandırıcılar aslında sizin tüm bilgilerinize kolayca erişebiliyor.

Bir de dolandırılan kişilerin duygularına bakalım mı?

dolandırıcı mağdurları

İlk örnek, şahsımın yakından izlediği ve çaresiz kaldığı bir olay. 80 yaşına yaklaşmış, kocasını kaybetmiş babaannem, telefonda kendisini dolandıran kişilerin tüm emirlerine uyarak 2 evini kaybetti. Dışarıdan bakınca “Bu kadarına da kanılmaz ki?” dedik. Çünkü kendisi oldukça aklı yerinde, tabiri caizse uyanık bir kadındı.

Bu noktada yetkili mercilerden aradıklarını söyleyen dolandırıcılar aslında onun yaşlılığından faydalanarak; evleri üzerinde bazı emlak işleri olduğunu, kendisinin yerine onların bu işle uğraşabileceğini söyledi. Üstüne üstlük bir de hesaplarındaki paraları, üzerine kayıtlı olan arabanın trafik cezasını, oturduğu evin tapusunun durumu gibi pek çok detayı söylediler ve güven duygusunu kazandılar. Bunları duyup da kanan babaannem de onlarla beraber akıl sağlığı raporu almak için önce hastaneye gitti sonra da notere.

Arada tabii ki süregelen birçok detay var. Ancak işin sonunda babaannem dolandırıldığını anladığı anda, oğlu ile (babam olur kendisi) tehdit edilmeye başlandı. İşte burada da onun, maddi değil manevi kayıplarının üzerine oynandı. Sonuç, polise gidene kadar dolandırıcılar kurdukları profesyonel senaryo ile 2 evin üzerine kondu.

Bir diğer mağdur ismimiz ise editörlerimizden bir arkadaşımız. Yaşadıklarını kendi kaleminden okuyacaksınız.

"Bu insanlar nasıl dolandırılıyor, ne kadar cahiller!" diyen biriydim ancak 2020'de 40 bin lira kadar dolandırıldım. Büyük konuşmamak lazımmış ve cahillik tek kriter değilmiş onu anladım, kişinin içinde bulunduğu dönemdeki psikolojisi de çok etkili.

Olay şöyle oldu: Letgo'dan bir gardırop almak istedim. Serhat Pazarlama gibi bir şeydi ismi. Yazan kişi; gardırobu kargoyla göndereceğini, peşin ödemede x TL indirim olacağını söyledi. Ben güvendim maalesef ve bin lira kadar gönderdim IBAN'ına. Birkaç gün geçti ama gardırop gelmedi. Nedenini sorduğumda çeşitli bahaneler öne sürdüler. Kargo kamyonu arıza yapmış gibi bahaneler. Sonra başka gardırop vereyim ama biraz daha pahalı dediklerinde bari o gelsin diye bir miktar daha gönderdim.

Sonra bir sistem olduğu söylendi, siparişin iptal olmaması için teminat gibi bir ücret verilmesi gerekiyormuş, yatırılmazsa bir ay gecikirmiş ürün. Bunu şimdi biri bana anlatsa "Salak mısın oğlum, böyle de dolandırılmazsın!" derim ama işte asıl olay zaten yöntemleri değil, dolandırılan kişinin içinde bulunduğu psikoloji.

O dönem hem kız arkadaşım tarafından aldatılmıştım hem de işsizdim, ailemle de sorunlarım vardı. Bunlar açık ara en önemli sorunlarım olduğu için bu gardırop olayına "Atayım şunlara parayı da gelir bi' ara, onunla mı uğraşacağım." gözüyle bakıyordum. Neyse daha çok olay oldu ama kendime gelince savcılığa gittim, uğraştım ve 3 yılın ardından geçenlerde hapse atıldı. 82 bin lira ceza ve 4 yıldan fazla hapis aldı.

Psikolog Neslinur Hanım'ın örnek verdiği "Girdik bir işe, bunca zamandır boşuna mı yaptım, biraz daha devam edeyim iyi olacak, emeklerime değmeli, şu an dönemem" cümlesini bizzat yaşadım özetle.

Ayrıca Türkiye'de insanların neden kolay dolandırıldığına dair diğer gözlemlerimden de bahsedeyim: Siyasi baskının olduğu bir ülkede yaşadığımız için olur olmadık sebeplerle başına bir şey geleceği korkusu mevcut insanlarda. Bu yüzden dolandırıcıların çeşitli siyasi tehlike unsurlarını kullanarak insanları kandırmaları kolay oluyor maalesef.

Yoksul oranı yüksek bir ülkeyiz. İnsanlar refah düzeyinin artması için kolay para kazanmak istiyor ya da bir ürünü daha uygun fiyata almak istiyor. Ben de daha ucuza gardırop almak istemiştim, dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmuştum. Siz siz olun asla belgesiz iş yapmayın, kimseye de IBAN göndermeyin.

Bu tuzaklara düşmemek için ne yapmamız gerekiyor?

Psikolog Neslinur Girişgin, bu konuda da önerilerde bulundu. Kandırılmalar ile başa çıkmak için öncelikle kendimizi eğitmenin gerekli olduğunu söyleyen Girişgin, bilginin ve uyanık olmanın tüm bunlara karşı en iyi mekanizma olduğunu belirtiyor.

Ayrıca dikkat edilmesi gereken bir konunun da altını çiziyor. Girişgen, “Duygusal olarak yoğun ve yorucu zamanlarımız olabilir. Bu dönemde karşımıza çıkan herhangi bir alışılmadık durumda, durup düşünmek, acele karar vermemek gerekiyor.” ifadeleri ile tüm okuyucularımızı bilgilendiriyor.

“Ben kanmam kanka bu numaralara.” demeyin. Çünkü gerçekten birçok dolandırıcı işini çok iyi biliyor ve bizi nereden vuracakları konusunda uzmanlar.

Dolandırıcılık yöntemlerini derlediğimiz içeriğe göz atarak nelerle karşılaşabileceğinizi inceleyebilirsiniz:

2
2
1
0
0
Emoji İle Tepki Ver
2
2
1
0
0