Komedi Sahneleri, Aksiyon Sahnelerinden Daha Çok Heyecanlandıran Netflix Filmi: Spenser Kanunları [İnceleme]

14
5
1
0
0
Netflix’in bu sene çıkan aksiyon filmleri arasında yer alan, Post Malone'nun da ufak bir rol aldığı Spenser Kanunları filmine yakından bakıyoruz.

Netflix son yıllarda filmlerinin bütçesini oldukça yükseltti ve yükseltmeye devam ediyor. Avengers serisinin yönetmenleri olan Russo kardeşlerin The Gray Man isimli yeni filmi için platform yaklaşık 200 milyon dolarlık bir bütçe ayırmıştı. The Gray Man'in başrolleri Chris Evans ve Ryan Gosling olacak. Ayrıca bir diğer yüksek bütçeli Netflix yapımı da Dwayne Johnson, Gal Gadot ve Ryan Reynolds gibi isimlere sahip Red Noteci filmi olacak. Peki Netflix'in bu yüksek bütçeli filmleri gerçekten de kaliteli mi olacak? İşte bu konuya dair en güncel örnek, Mark Wahlaberg'in başrolde olduğu aksiyon filmi Spenser Kanunları oldu. 

Spenser Kanunları, aksiyon kategorisinde Netflix’in son filmlerinden birisi. Film daha çok Post Malone ve oyunculuğu ile öne çıksa da başrolünde Mark Wahlberg de yer alıyor. Gelin Spenser Kanunları filmine hep birlikte yakından bakalım.

Netflix filmi Spenser Kanunları:

  • Yönetmen: Peter Berg
  • Tür: Aksiyon
  • Oyuncular: Mark Wahlberg, Winston Duke, Iliza Shlesinger, Alan Arkin, Post Malone, Bokeem Woodbine, Marc Maron

Eski polis memuru Spenser ve yeni oda arkadaşı Hawk, arkalarında bıraktıkları hayatlarından uzaklaşmak isteseler de suç dünyasının içine doğru sürükleniyorlar. Tamamen zıt karakterlere sahip olan Spenser ve Hawk, bir cinayeti çözmek için beraber hareket etmek zorunda kalıyorlar.

Klişenin klişesi bir konu: Ahlaklı polis, yozlaşmış polislerle mücadele ediyor

Filmde eski bir polis memuru yakaladığı suçlularla aynı hapishaneye atılıyor. Burada yaşaması bile bir mucizeyken hiçbir şey olmamış gibi kitap okuyor. Ayrıca drone ile çekilmiş manzara görüntüleri sanki senaryo yetersizliğinden uzatılmış gibi duruyor. Bunu yerli dizilerin olmazsa olmazı Kız Kulesi ya da İstanbul manzarası görüntüleri gibi düşünebilirsiniz.

Spenser Kanunları, filmde henüz gerçekleşmemiş çoğu olayı tahmin edebileceğiniz bir hikaye akışına sahip. Aradaki bazı komik dokunuşlar olmasa senaryoyu kendiniz yazmışsınız gibi izliyorsunuz. En azından bir ters köşe görseydik ya da Spenser’ın hapishane hayatına şöyle bir göz gezdirseydik fena olmazdı doğrusu.

Filmdeki "flashback" sahneleri ise gereğinden fazla ve boğucu. Madem o kadar çok geçmişe dönecektik, izleyemeye geçmişten başlatsaydık dedirtiyor. Tüm bu geçmişe dönüşlere rağmen başroldeki Hawk karakterinin de çok fazla üstünde durulmuyor. Ancak ne hikmetse senaryonun tamamen klişe olmasını da Hawk engelliyor. Gerçek hayatta da komedyen olmasından mıdır bilinmez, güzel esprileri ile alttan alttan iğneliyor. Güleceğiniz sahnelerin çoğunda Post Malone'un karakterli Hawk yer alıyor.

Bugünkü toplumsal mesaj köşemizde ne var?

Netflix’in her filmine birkaç toplumsal olay ilave ediyor. Her ne kadar bir aksiyon filmi olsa da iftira ve kötü ahlak gibi toplumun kara lekelerini işliyor. İyilik meleğimiz Spenser, nerede bir haksızlık görse Batman gibi olayın dibinde bitiyor. Hawk’tan ne kadar Robin olur tartışılsa da Henry’nin Alfred olduğu su götürmez bir gerçek.

Artık aksiyon filmlerinde ne zaman köpek görsek zihnimizde John Wick canlanıyor. Spenser Kanunları da hayvanların ön plana koyulduğu bir film ve birçok köpek dostumuz yer alıyor. Hawk’ın hayvanların öldürülmesine karşı çizdiği sembolik kedi figürü ise çok güzel bir dokunuş oluyor. Çizdiği yer ise oldukça manidar.

Spenser Kanunları, Mark Wahlberg olmasaydı da izlenir miydi?

Köstebek(The Departed) ve Italian Job(İtalyan İşi) filmlerinden de tanıdığımız Mark Wahlberg, oyunculuğunun kalitesini bu filmde de gösterdi. Wahlberg, aynı zamanda filmin yapımcılığını da üstlendi. Geçmişte birlikte 5 farklı film çektiği yapımcı ve yönetmen Peter Berg'in Mark'ı ikna ettiğini söylemek mümkün. Mark Wahlberg hem ismiyle hem oyunculuğuyla filmi sırtladı ama diğer oyuncuları da es geçmemek lazım.

Komedi oynamak zordur, hem komedi oynamak hem de ne oynadığını bilmemek daha zordur. Winston Duke’u  Black Panther ve Us filmlerinden tanıyoruz. Son yıllarda filmden filme geliştiğini görüyoruz. Filmdeki karakterine altyapı örülmemiş olmasına rağmen iyi oynadı. Kendisi alacağı daha büyük bir rol ile kendini ispatlayacak bir oyuncu.      

Oscarlı oyuncu Alan Arkin ise çok fazla diyaloğu olmamasına rağmen, yaşlı huysuzu çok iyi aktardı. Tecrübeli oyuncu Little Miss Sunshine filmiyle kariyerinin zirvesini yaşamıştı. Son yıllarda da Going in Style, Argo gibi filmlerle zirvede kalmaya devam ediyor. Ayrıca Alan Arkin bir seslendirme sanatçısı. Eski toprakların 10 parmağında 10 marifet desek yeridir.

Yönetmen Peter Berg bu film ile diğer yüksek bütçeli ve bol ödüllü Netflix filmlerinin bir adım gerisinde kaldı:

                                                     

Aksiyon filmlerinin başarılı yönetmeni Peter Berg ise bu filmde ortalama bir iş çıkardı. Sadece klişe bir konuyu ele aldı ve çok da bir ekleme yapmadı. Netflix yönetmenlerin çekmeyi çok istediği filmlere -diğer Hollywood stüdyolarının aksine- bütçe veriyor. 

Bunlara Boon Joon-ho’nun Okja filmini, Martin Scorsese’nin The Irishman filmini -ki 160 milyon dolarlık bir bütçesi vardı- ve Noah Baumbach’ın Marriage Story filmini örnek verebiliriz. Peter Berg ise kendisine verilen bütçeyi tabiri caizse boşa harcadı. Görünen o ki Netflix’in marka oluşturma çabası bir süre daha devam edecek. Bir Cüneyt Arkın olmasa da John Wick ya da James Bond olabilir. Spenser Kanunları’nın bir John Wick seviyesine erişmesi için daha 40 fırın ekmek yemesi gerekiyor. Sonuçta filmlere köpek eklemekle John Wick olunmuyor.

Netflix'in oyuncu olmayan bir ünlü ile filme değer katma ve dikkat çekme projesi devam ediyor. Bu kez sahnede Post Malone var:

Netflix'in Uncut Gems filminde yaptığı basketbolcu Kevin Garnett ile başlayan sürprizler serisi, Spenser Kanunları'nda rap sanatçısı Post Malone ile devam ediyor. Kendisi yüzündeki dövmelerle oynayabileceği en iyi karakteri oynadı. En azından Post Malone’u tanımayan birisi yadırgamaz. Belki buradan hareketle Netflix'in yerli yapımlarından birisinde Türk rap sanatçilarını da görebiliriz, belli mi olur?

Netflix seri üretim filmler yapmaya devam ediyor. Aralarından iyi filmler çıkıyor çıkmasına da bazen de böyle ortalama işler, çerezlik arka plan filmleri görüyoruz. Bu tarz platformlarda artık alıştığımız üzere sadece tüketmek için içerik üretiliyor. Birbirinin tekrarı, izleyene bir katkısı olmayacak filmler yapılıyor. Durum böyle olunca ne kadar eleştirsek de etkisi olmuyor. Spenser Kanunları, genel olarak pazar günü zaman öldürmek için izleyeceğiniz bir filmde öteye geçemiyor. Ne iyi oyunculuklar, ne toplumsal mesajlar ne de Post Malone sürprizi bu görüşümüzü değiştirmiyor...

14
5
1
0
0
Emoji İle Tepki Ver
14
5
1
0
0