Depremde GSM Firması Mağduru Olan Bir Vatandaş Hangi Haklara Sahip?

60
10
2
1
0
Türkiye’de hizmet veren 3 operatör, 26 Eylül günü gerçekleşen 5.8 şiddetindeki depremin ardından ile saatler boyunca hizmet dışı kaldı. Deprem gerçeği ile yüzleşip hayatlarını ona göre planlayan vatandaşlar, GSM mağduriyeti karşılığında hangi haklara sahip? Dava açabilecekler mi ya da sözleşmelerini iptal edebilirler mi? Sizin için Avukat Çağatay Üsküdar ile konuştuk.

Vodafone, Turk Telekom ve Turkcell, 26 Eylül’de gerçekleşen depremden sonra teknik altyapının yetersizliği sebebiyle saatler boyunca doğru düzgün hizmet veremedi. Sebebi ise teknik altyapı yetersizliğiydi. Türkiye’de 118 milyon kişilik kapasiteye sahip GMS altyapısı, uyarı gibi gelen depremle yıkıldı. 

Acil durum planlamalarına göre 3 GSM operatörü, deprem ve benzeri afetlere karşı ücretsiz bir afet hattı kuracak. Çalışmaların 3 ay içinde biteceği söyleniyor. Acil durum hattı olsun ya da olmasın ücretli olarak satın alınan GSM hizmeti, imzalanan sözleşmeler, tüketiciye bazı doğal haklar veriyor. Çoğu tüketicinin de ne yazık bu haklardan haberi yok. Deprem gibi doğal afetler sonucunda da kazanılan bazı haklar mevcut. 

Gelin, her ay ücret ödediğimiz ve karşılığında aldığımız hizmette sorunlar yaşadığımız GSM operatörlerine karşı, birer tüketici olarak hangi haklara sahip olduğumuzu öğrenelim. Depremin ardından bu konuyu İzmir’de görev yapan Bilişim Hukuku uzmanı Avukat Çağatay Üsküdar’a sorduk.

Maddi tazminat hakkı:

maddi tazminat

Deprem, yangın, heyelan ve benzeri sebeplerle hatlarının çalışmamasından dolayı maddi kayıp yaşayan tüketiciler, eğer bu kaybı belgeleyebilirlerse maddi tazminat davası açabilecekler. Yani 26 Eylül gibi, umarız gerçekleşmez ancak bir başka deprem olur, hattınız kopar ve o sırada maddi zarara uğrarsanız yapmanız gereken iki temel şey var. 

Öncelikle uğradığınız maddi zararın GSM sorunu yüzünden kaynaklandığı bir şekilde belgelemeniz gerekiyor. Avukat Çağatay Üsküdar, yasal olarak bu zarar 8.884 TL’nin altındaysa Tüketici Hakem Heyeti’ne, üzerindeyse Tüketici Mahkemelerine gidebileceğinizi söylüyor.

Elbette bir afet sırasında maddiyat hiç önemli değil, önemli olan can. Ancak bu tarz trajik durumların tüketici lehine çok fazla ihtimal doğurduğunu bilmek gerekiyor. Tüketici ne kadar bilinçli olursa, firmalar o kadar hukuka uymak zorunda kalıyor. Bunu bir sonraki madde ile biraz daha iyi anlatacağız.

Manevi tazminat hakkı:

mavei tazminat

Geçtiğimiz hafta, depremin hemen ardından açıklama yapan Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin, manevi tazminat hakkı için tüketicilere bilgi vermişti. Mahmut Şahin'in açıklaması şu şekildeydi:

“Cep telefonlarından dolayı sıkıntı yaşayan insanların psikolojik anlamda zarar görmeleri manevi tazminatı doğurur. Bütün tüketicilere manevi tazminat açma doğrultusunda hakları olduğunu buradan hatırlatmak istiyorum ama asıl olan devletin yetkili kurumlarının yaptırım uygulamasıdır.”

Tüm taahhütnamelerde bulunan ortak madde:

taahhütname

“...tüketicinin bedelini ödediği hizmetlere ilişkin ücret bedelinin iadesi dışında hiçbir talepte bulunamayacağı…”

Peki bu ne demek? Çağatay Üsküdar, mücbir sebepler olsa bile tüketicilerin sözleşmelerini iptal hakkına sahip olmadıklarını bu madde ile açıklıyor. Yani deprem, yangın, savaş, sel bile olsa, imzaladığınız sözleşmelerdeki bu madde, size sözleşmeyi feshetme imkanı tanımıyor. Sadece ödediğiniz ücretin iadesini talep edebiliyorsunuz.

Ancak böyle bir düzenleme olması, tüketicinin elini kolunu bağlamıyor. Sadece ısrarcı ve mücadeli olmak gerekiyor. Çağatay Üsküdar, “26 Eylül’de gerçekleşen depremde İstanbul dışındaki hatların bile kullanılamaması, şirketler tarafından sunulan hizmetin ayıplı ve kusurlu olduğunu göstermektedir.” diyor. Üsküdar’a göre bu nedenle mağduriyetler mucbir sebepler kapsamında değerlendirilebilir.

6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 11. maddesi, tüketiciye böyle mağduriyetler karşısında “ayıp oranında indirim talep etme” ve “sözleşmeden cayma” konularında başvuru hakkı veriyor.  Ancak, sözleşmeniz eğer 1 yıldan daha kısa süredir aktif ise operatör sizden yapılan indirimlerin bedeli talep edebiliyor.

Böyle bir durumda operatörler, tüketicilerin yaptıkları başvurulara karşılık olarak, cayma zamanına kadar yapılan indirimleri ya da kalan ayların faturasını -hangisi daha düşük bedelliyse- talep etme hakkına sahip. Bu hakkı imzaladıkları sözleşmeler ile operatörlere bizzat tüketicilerin kendileri veriyorlar. 

Tüketiciler 26 Eylül’deki deprem gerekçesiyle indirim talep edebilirler:

gsm

Tıpkı 26 Eylül’de olduğu gibi bir başka coğrafyada bir başka afet ya da benzeri bir durumda hizmet alamayan her tüketici, operatöründen ayıplı hizmet karşılığında indirim talep edebiliyor. Bu talep için operatörlerin müşteri hizmetleriyle görüşüp, başvuruda bulunmaları gerekiyor. 

Başvurular operatörlerin çağrı merkezlerinden yapılabiliyor. Eğer operatör tarafı başvuruyu reddeder ve ayıplı hizmet karşılığında indirim uygulamazsa, tüketiciye bir hak daha doğuyor. Ayıplı hizmet karşılığında reddedilen indirim başvurusuyla Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurulup, operatöre yaptırım uygulatmak mümkün.

Depreme ya da yangına gerek yok: 1 yıldan fazla taahhüt verip, ilk 1 yılı dolduran herkes ücretsiz cayma hakkına sahip:

gsm hatları

Operatörlerin dillendirmekten kaçındıkları bir yasal tüketici hakkı daha var. Çağatay Üsküdar, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 52. madde, 4. fıkrasını hatırlatıyor. Tüketiciler bu yasal haklarına göre “herhangi bir gerekçe göstermeksizin, cezai şart ödemeksizin” sözleşmelerini istedikleri zaman feshedebilirler. 

Firmalar genelde bu hakkı görmezden gelip, tüketicinin bilinçsizliğinden faydanlanma eğilimindeler. Yani 1 yılı doldurup caymak isteyenlere cayma bedeli çıkarabiliyor, ücret talep edebiliyorlar. Avukat Çağatay Üsküdar ise böyle durumlarda tüketicilerin en yakın hakem heyetine başvurabileceklerini söylüyor.

Sonuç: Mağduriyetini kanıtlayan herkes aslında kapsamlı yasal haklara sahip. Sadece o hakları kullanmayı bilmek gerekiyor:

Operatörler ve afet gibi durumlarda yaşanan mağduriyetler bu yazının ana konusuydu. Ancak hepimiz tüketiciyiz. Bir şey üretsek bile başka bir yerden tüketmeye devam ediyoruz. Yasalar, tüketici konumunda olan ve “haklarını bilen herkesin” yanında duracak şekilde düzenlenmiş durumda. 

Eğer yaşadığınız bir mağduriyet varsa, sonucu ne olursa olsun gidip hakkınızı aramanız gerekiyor. Umarız afet durumunda benzer şeyler yaşanmaz, umarız firmalar tüketicilerin gerçekten haklarını aradıklarında nelerle karşılaşacaklarını bilirler.

60
10
2
1
0
Emoji İle Tepki Ver
60
10
2
1
0