2009 yılında, Brian Acton ve Jan Koum tarafından kurulan WhatsApp’ın şu anda dünya çapında 180 ülkede, iki milyardan fazla kullanıcısı var. Bunlardan yalnızca 390 milyon kullanıcı Hindistan’dan, 108 milyon kullanıcı Brezilya’dan ve 75 milyon kullanıcı Amerika Birleşik Devletleri’nden geliyor.
Üstelik, bu kadar popüler bir uygulamanın abonelik ücreti yok veya herhangi bir reklam da almıyor. Meta tarafından satın alınmadan önce ufak tefek abonelik ücretleri gibi gelir modelleri olan WhatsApp’ın artık böyle bir özelliği de bulunmuyor. Hâl böyle olunca, şirketin nasıl para kazandığını düşünmemek elde değil.
WhatsApp’ın ilk gelir modeli, aboneliğe dayalıydı.
WhatsApp ilk kurulduğunda kullanıcılar, 1 yıl için 1 dolar ödüyordu. Bu, bazı ülkelerde ilk yıl ücretsiz ve ikinci yıl yenileme için 1 dolar olarak değişiklik gösterebiliyordu.
Daha sonra, bu iş modelinden vazgeçen şirket, uygulama içi reklamlardan da uzak durdu ve en popüler uygulamalardan biri olarak varlığını sürdürmeye devam etti.
WhatsApp, eski adı Facebook olan Meta tarafından, 2014 yılında 19 milyar dolara satın alındı.
Aboneliğe dayalı model sırasında zirvede olan WhatsApp, dünya çapında yaklaşık 700 milyon kullanıcıya sahipti. META tarafından satın alındığında; Instagram ve Facebook Messenger'dan sonraki en büyük yan kuruluşları haline geldi.
2018 yılında, WhatsApp'in kurucu ortağı ve o sırada Facebook Inc.'in direktörü olan Jan Koum, önerilen reklam modeli ve kullanıcı verilerinin güvenliği konusundaki anlaşmazlıklar nedeniyle şirketten ayrıldı.
Gelelim asıl konumuza; şirket, nasıl para kazanabiliyor?
Aslında, uygulamaya reklam koymak zaman zaman şirketin gündemi hâline geldi ancak bu plandan vazgeçtiler. Buna ek olarak, WhatsApp'taki kişisel bilgilerimizi ve konuşmalarımızı satarak para kazandıklarına dair spekülasyonlar da ortaya atıldı.
WhatsApp'ta bulunan "uçtan uca şifreleme", konuşmalarımızı biz ve karşımızdaki kişi dışında kimsenin erişemeyeceği anlamına geliyor. Ancak WhatsApp'ın gizlilik politikasında, mesajlarımız üçüncü kişiler tarafından okunmasa da içlerinden otomatik olarak veri hedefleyip karşımıza buna uygun reklamlar çıkarabilecekleri yer alıyor. Bu da, dolaylı olarak reklamlardan para kazandıkları anlamına gelebilir.
WhatsApp’ın, “WhatsApp for Business (İşletmeler için WhatsApp)” adında bir hizmeti bulunuyor.
Uygulamayı satış ve destek için kullanan işletmeler, WhatsApp for Business'a kaydolabilirler. Böylece kullanıcılar, işletme profili oluşturarak doğrulanmış bir işletme profiline sahip olabilirler.
Doğrulanan işletmeler; internet sitelerine veya Facebook sayfalarına belirli önemli bağlantılarla birlikte işletme profillerini oluşturabilir, otomatik yanıtlayıcılar kurabilir, hatta sabit hat numaralarını WhatsApp ile bağlayabilir.
WhatsApp Business uygulaması şu anda tüm işletmeler için ücretsiz olarak indirilebilir ve kullanılabilir ancak şirket, WhatsApp for Business API aracılığıyla para kazanıyor.
WhatsApp Business API; Netflix, Uber ve Wish gibi büyük markalar tarafından kullanılıyor. İşletmeleri, platformu kullanmaya ve hızlı yanıtlar vermeye teşvik ediyor.
Geciken yanıtlar için işletmelerden ücret alıyor ve dolayısıyla işletme, 24 saat içinde ücretsiz olarak yanıt verebilirken daha sonraki yanıtlar için ücretlendiriliyor.
İkinci bir para kazanma yöntemi olarak: WhatsApp Pay
WhatsApp Pay, PayPal'a benzer bir ödeme özelliği. Bu özellik sayesinde kullanıcılar, ücretsiz olarak para gönderebilir. Parayı alan taraf ise işlem başına %3,99 oranında ücretlendirilir.
Diğer para gönderme hizmetleri gibi, bu uygulama da paranın alındığı veya yatırıldığı bağlantılı bir banka hesabına bağlanır. Bu hizmet; şu anda yalnızca belirli cihazlarda, Hindistan ve Brezilya'da sunuluyor.
Yine de bu kadar büyük bir şirket için, çok da tatmin edici gelir yöntemleri değil gibi duruyor.
Sosyal medya ağlarının en önemlilerini elinde tutan Meta’nın, WhatsApp’tan para kazanmaya yönelik şimdilik çok büyük adımları yok gibi görünüyor. İleride, reklamsızlık veya ücretsiz kullanım gibi politikalarından vazgeçip vazgeçmeyeceğini hep birlikte göreceğiz.
