Bilim İnsanları, Kimyasal Bir Bileşenin Tıpkı Beynimiz Gibi Bilgi 'Depolayabildiğini' Keşfetti

Veri depolama teknolojisi, her geçen gün büyüyor. Önceleri sadece birkaç kilobayt depolama yapabilmek için araba büyüklüğünde makinelere ihtiyaç duyuyorduk, şimdi ise minnacık cihazlara terabaytları sığdırabiliyoruz.

Günümüzde artık iş sadece depolamanın büyüklüğü olmaktan çıktı ve depolanan verilerin ne kadar hızlı transfer edildiğine doğru ilerledi. Bilim insanları, bu konuda devrim yaratabilecek bir keşfe imza attılar.

Bir materyalin, bilgileri adeta beynimiz gibi depoladığı keşfedildi

Araştırmacılar, canlı olmayan, beynin karmaşıklığının yanından bile geçmeyen bir yapıya sahip olan 'vanadyum dioksit' bileşeninin, önceki dış uyaranları tıpkı beynimiz gibi ‘hatırlayabildiğini’ keşfettiler. Bir etkinliği veya bilgiyi depolayabilme yetisi, ilk defa bir materyal üzerinde görülüyor.

Vanadyum dioksit (VO₂), yarı iletken olarak kendinden sonraki materyalden daha iyi performans gösterme potansiyeli nedeniyle, elektronik cihazların temeli olarak silikona alternatif veya tamamlayıcı olarak yakın zamanda kullanılmaya başlanılan bir materyaldi.

VO₂'nin en ilgi çekici özelliklerinden biri, 68 santigrat derecenin (154,4 derece Fahrenheit) altındayken bir yalıtkan gibi davranmasıdır. Ancak metal-yalıtkan geçişi olarak bilinen bir değişiklikle bu kritik sıcaklığın üzerine çıktığında iyi iletkenliğe sahip bir metale dönüşür. Bilim insanları, bu geçişler sırasında yaptığı ölçümlerde VO₂'nin son etkinliği ‘hatırladığını’ keşfetti.

Ekibin çalışması, VO₂'nin en son uygulanan akım hakkında en az üç saat boyunca bilgi sakladığını ortaya çıkardı. Hatta belki de VO₂'nin bu ‘bilgiyi’ saklama süresi daha da uzun olabilir ancak araştırmayı yapan bilim insanları, süreyi ölçmek için gerekli ekipmana sahip değil.

Ancak bilim insanlarının öngörülerine göre VO₂ sayesinde daha hızlı, daha büyük kapasiteye sahip ve genişleyebilen depolama birimleri elde edebiliriz. Yani bu keşifle birlikte elektronik cihazların, özellikle de veri işleme ve depolamanın gelişimine büyük katkılarda bulunulabilir. Siz ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi yorumlarda bizlerle paylaşmayı lütfen unutmayın.