Kristiane ve Michael Barnett çifti, 2010 yılında Ukrayna doğumlu Natalia adlı 6 yaşındaki bir çocuğu evlat edindi. Fakat bu aileye kızı ihmal edip yalnızlığa terk ettikleri iddia edildiği için bir dava açıldı.
Davanın sebebi ise ailenin 2013 yılında Natalia'yı terk edip Kanada'ya taşınmaları. İşin ilginç yanı burada başlıyor çünkü aile, çocuğu Lafayette'ye gönderip tek başına yaşaması için ona bir ev tuttu. Peki neden böyle yapmış olabilirler? Gelin, birlikte bakalım.
Aile, 6 yaşında sanılan Natalia'nın aslında 22 yaşında olduğunu fark ettikleri için onu terk ettiklerini iddia etti.
Aslında durum oldukça komplike. Anne Kristine Barnett'a göre Natalia, cüce hastalığı olduğu için yaşını göstermiyordu ancak oldukça büyüktü. Üstelik annenin iddiasına göre, bu hastalığından dolayı kızda psikolojik bazı sorunlar da vardı. Güya Natalia, evde sürekli olay çıkarıyor, aile üyelerini öldüreceğini söylüyordu.
Bunun üzerine aile, kendi biyolojik çocuklarının eğitimi nedeniyle başka bir şehre taşınıp kıza da yalnız yaşaması için bir ev tutmayı uygun gördü. Üstelik aile, kıza para da gönderiyor ve tüm sosyal yardımları yapıyordu. Tabii ki bunlar ailenin kendi söylemleri, yani gerçeklik payı tartışmalı.
Ailenin biyolojik çocukları da otistik ve yüksek zekalı olduğu için onun eğitimini önemsemeleri neden suçtu ki? Hele bir de kendi anlatımlarına göre, evlerinde tehlike arz eden bir üye varken, ebeveynliklerinin sorgulanmasının nedeni neydi?
Kamuoyu, aileye pek inanmadı. Bunun sebebi ise Kristine Barnett'ın hem kızını terk edip hem de annelik üzerine bir nevi influencer'lığa soyunmasıydı.
Bu olaydan sonra Kristine, 'Kıvılcım: Bir Annenin Dahi Yetiştirme Hikayesi' adlı bir kitap yazdı. Kitapta Kristine'ın oğlu için IQ'su Einstein'dan bile yüksek diye söz ediyordu. Ayrıca oğlunun 12 yaşındayken kuantum fiziğiyle ilgili bir projede araştırmacı olduğunu da kitapta dile getiriyordu.
Bu kitabı gören insanlar, Kristine'ın hem Natalia'yı savunmasız bir şekilde terk edip hem de annelik konusunda kişisel gelişimci triplerine girmesini eleştirdi. Hatta çift, olayın ardından 2014 yılında boşandıkları için dikkatleri daha da üzerlerine çektiler.
Kristine Barnett, Natalia'nın gerçek yaşını ortaya çıkarmak için bir dava açarak tıbbi ve psikolojik olarak kızın değerlendirilmesini istedi. İşte bu aşamadan sonra işler iyice sarpa sardı.
Doktorlar kemik testi yaptıklarında Natalia'nın yaşının büyük çıkması üzerine tabii önce herkes şok oldu. Bunun ardından davaya bakan hakim, aslında Natalia'nın olduğu yaştan 14 yaş daha büyük, 1989 doğumlu yani o yıl 22 yaşında olduğunu onayladı.
Tüm bunların öncesinde Natalia'nın psikolojisi iyice bozulduğu için onu akıl hastanesine gönderdiler. İddialara göre Natalia, akıl hastanesindeyken yaşının büyük olduğunu itiraf etti. Bu bahsettiklerimiz, aileye dava açılmadan önce yaşanan gelişmeler.
Zaten bu gelişmeler üzerine kızın yaşı büyük bile olsa engelli olduğu için ailenin onu bırakıp gitmesi, polisi ve eyalet yetkililerini sinirlendiren bir konu oldu. Dava da bunun üzerine açılıyor desek yanlış olmaz.
Anne Kristine ise açılan davayla ilgili kendini şöyle savundu: Natalia, yetişkin biri. Biz kendi oğlumuzun eğitimi için Kanada'ya gittik. Sonuçta Natalia'nın yetişkin olduğunu da resmi olarak kanıtladık. Hala daha neden üzerimize geliniyor? En nihayetinde biz Natalia'yı bir çocuk olduğunu zannederek evimize aldık. Üstelik bizi ve oğlumuzu öldürmekle tehdit etmesi, evimizdeki aynalara kan bulaştırması, arabaların camlarından içeri atlaması bir çocuğun yapacağı şeyler değildi. Natalia adet gören, 20'lik dişleri çıkan bir kadındı. Hatta doktorlar bile onun sadece yetişkinlerde görülen bir psikolojik rahatsızlığa sahip olduğunu söyledi. Biz hep dürüst davrandık ancak medya bizi çocuk istismarcısıymışız gibi gösterdi. Ortada bir çocuk yokken, bizi neden hala suçluyorsunuz?
Bir de hikayeyi Natalia'nın ağzından dinleyelim:
Natalia, ailenin kendisi hakkında söylediği her şeyi 2019 yılında Dr. Phil adlı bir TV programına çıkarak reddetti. Natalia, ABD'ye geldiğinde sadece 6 yaşında olduğunu ve bir ailenin onu bulunduğu yetimhanede ziyaret ederek evlat edindiğini ifade etti.
Natalia, Barnett'lardan önce başka bir koruyucu ailenin himayesindeyken, o ailenin çocuğunu yaraladığı gerekçesiyle sosyal hizmetlere geri gönderildiğini de dile getirdi. Güya Natalia, o ailenin erkek çocuğuyla güreşirken, yanlışlıkla çocuğun kolunun üzerine düştüğü için aile onu artık istemeyip geri götürdü. Aslında bu söylem, ''Barnett'ların iddiaları doğru olabilir mi?'' diye bir düşündürmüyor değil.
Natalia, programdaki sözlerine şu cümlelerle devam etti: O kadar koruyucu aile gezdikten sonra artık doğru aileyi bulduğumu düşündüm. Kristine Barnett, beni yetişkin okuluna kaydetmişti ve orada, herkese yaşımın 22 olduğunu söylememi istedi. Ancak ben, şu anda 16 yaşındayım.
Natalia'yı evlat edinen yeni ailesi de onun, 16 yaşında olduğuna inandıklarını ve kendilerine herhangi bir zarar verici davranışta bulunmadığını ifade etti. Aslında Natalia ve Barnett ailesi arasındaki davanın günümüze kadar devam ettiğini söylemek gerek. Hatta Michael Barnett, daha bu yıl Ekim aylarında Natalia ile ilgili kendisine yöneltilen tüm suçlamalardan beraat etti.
Kristine Barnett'ın mahkemesinin ise 2023 gibi sonuçlanacağı düşünülüyor. Ne ilginç değil mi? Resmen Evdeki Düşman (Orphan) filminin gerçek hikayesini dinledik, elbette davalar kesin olarak sonuçlanıp bu konuyla ilgili gerçek bilgilere net biçimde ulaştığımızda Natalia ile ilgili söylenenler doğru diyebiliriz. Şu anda Natalia hakkında söylenen her şey birer iddia... Peki siz ne düşünüyorsunuz?
- Kaynaklar: BBC, Journal & Courier, WRTV