IFA Berlin’de Samsung Yöneticileriyle Konuştuk: AI Home ile Günlük Yaşam Nasıl Değişecek?

IFA Berlin’de Samsung yöneticileriyle gerçekleştirdiğimiz röportajda şirketin “AI Home” yaklaşımını ele aldık. Bespoke AI cihazları ve SmartThings ekosistemi, klasik otomasyon mantığından öteye geçerek günlük yaşama uyum sağlayan akıllı kişiselleştirme anlayışıyla bir araya geliyor. Bu yaklaşımı detaylarıyla aktaran isimler ise Samsung’dan Chan-Woo Park (EVP ve B2B Çözümleri Ekibi Başkanı) ile Bona Lee (VP ve CX İçgörü Grubu Başkanı) oldu.

Samsung, akıllı ev teknolojilerini ilk kez deneyimleyecek kullanıcıların sisteme zahmetsizce adapte olmasını amaçlıyor. İlk 30 günde cihazlar, ek bir ayara gerek duymadan ortamı tanıyor, günlük rutinlere uygun öneriler sunuyor ve enerji tarifelerini dikkate alarak çalışarak tasarruf sağlıyor. Böylece kullanıcıya basit bildirimlerle rehberlik edilirken, günlük yaşamda da somut bir kolaylık hissi oluşturuluyor.

Manuel kurallardan otomatik öğrenmeye geçiş: Yapay zekâ ile yeni deneyimler

SmartThings sayesinde üçüncü parti cihazların da ekosisteme katılması mümkün ancak Samsung yöneticileri, tam kapsamlı deneyimin özellikle kendi ürünlerinde daha güçlü olduğunun altını çiziyor. Orta vadede ise sistemin gıda ve nesne tanıma, tarif önerileri, Bixby’nin ev cihazlarında daha yaygın kullanımı, giyilebilir cihazlardan gelen verilerle ortamın otomatik ayarlanması ve enerji tüketiminin arka planda optimize edilmesi gibi senaryolarla gelişmesi bekleniyor.

Yapay zekâ konusuna gelirsek; günümüzde çoğu cihaz hâlâ manuel olarak kullanılmak zorunda. Kullanıcıların tek tek kurallar tanımlaması gerekiyor. Eğer yapay zekâ cihazların en verimli şekilde nasıl çalışacağını kendisi önerse faydalı olurdu. Böyle bir özellik şu anda mevcut mu, yoksa hâlâ geliştirme aşamasında mı?

Evet, bu belirli ölçüde mümkün. Beta aşamasında yapılan denemelerde yapay zekânın kullanıcının bulunduğu ortama göre kuralları otomatik oluşturabildiğini gördük.

Fuarda akıllı kişiselleştirme ile yeni ürünlerinizi gördük ancak milyonlarca kişi bunları ilk kez online'da ya da mağazada görecek. Konuya hiç aşina olmayan birine bu özellikleri nasıl özetlersiniz?

Amacımız kutudan çıkar çıkmaz kolayca deneyimlenebilen bir kullanım sunmak. Cihazlar bulunduğu ortamı algılıyor, kullanıcıyı yormadan çalışıyor ve otomasyonlar neredeyse hiçbir ek işlem gerektirmeden devreye giriyor. Bu işleyiş ise evde olduğu kadar mağazada yapılan kısa bir demo sırasında da rahatlıkla anlaşılabiliyor

Bespoke AI’ın ilk ayda kullanıcıların hayatında yarattığı somut değişim ne oluyor? İnsanlar bu farkı daha çok günlük deneyimlerinde mi yoksa enerji maliyetlerinde mi hissediyor?

İlk olarak enerji tarafı öne çıkıyor. Örneğin çamaşır ve bulaşık makineleri, enerji fiyatları uygun olduğunda otomatik olarak çalışmaya başlayabiliyor. Böylece kullanıcıların tarifeleri sürekli takip etmesine gerek kalmıyor.

AI Home’un uzun vadeli kullanımında hangi özellikler öne çıkacak?

Başlangıçta bildirimlerle rehberlik sağlıyoruz. Zamanla sensörlerden gelen veriler sayesinde bağlam daha iyi anlaşılıyor ve bu sayede daha güvenli, kişiselleştirilmiş bir deneyim sunulabiliyor. Kameralar nesneleri tanıyabiliyor, buzdolabı içerikteki malzemeleri algılayarak tarif önerileri sunabiliyor. Bu veriler kullanıcı tercihleriyle birleştirildiğinde kişiye uygun yemek önerileri yapılabiliyor. Giyilebilir cihazlar uykuya dalındığını bildirdiğinde ışıklar otomatik kapanıyor ve ortam buna göre ayarlanıyor. Aynı zamanda buzdolabının kullanım sıklığı izlenerek kompresör çevrimleri optimize ediliyor ve enerji tasarrufu sağlanıyor. Sesli asistan Bixby’nin daha fazla cihaza yayılmasıyla sesli etkileşim olanakları da artıyor.

Avrupa pazarındaki konumunuzu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yaklaşık 17 yıldır geliştiricilerle birlikte çalışıyoruz ve Avrupa için bu süreci bir başlangıç olarak görüyoruz. Modüler yapı oldukça esnek, farklı yaşam tarzlarına uyarlanabiliyor. Örneğin Suudi Arabistan için özel olarak geliştirilmiş bir modelimiz de bulunuyor.

SmartThings Matter standardını destekliyor. Modüler evlere farklı markaların uyumlu cihazları eklendiğinde bu cihazların verileri de kullanılabiliyor mu, yoksa yalnızca Samsung ürünleriyle mi sınırlı?

Elbette SmartThings Matter standardını desteklediği için farklı markalardan uyumlu cihazlar da ekosisteme sorunsuzca dahil edilebiliyor.

Diyelim ki üçüncü parti bir sensör enerji verisi üretiyor; bu verinin sistemde kaybolmaması kritik. Peki bu noktada süreç nasıl işliyor?

Bu veriler kaybolmuyor; gerekli izinler alındığında sisteme aktarılıyor ve görselleştirilerek takip edilebiliyor.

Yani sensörler burada merkezi bir rol oynuyor, doğru mu?

Evet, en basit aç/kapat kontrolleri de dâhil olmak üzere sensörler sistemin temelinde yer alıyor. Uçtan uca sonuçları görmek büyük kolaylık sağlıyor. Bu özellikleri kademeli olarak devreye alıyoruz. Detaylar ise zaman içinde daha netleşecek.

Samsung yöneticilerine göre modüler evlerde yapay zekâ ile kişiselleştirme çok daha hızlı hayata geçebiliyor. Bunun nedeni, kurulumun standart olması ve tüm sistemlerin ortak bir yapı üzerinde çalışması. SmartThings desteğiyle Matter uyumlu farklı markaların cihazları da ekosisteme dahil edilebiliyor.

Yine de tam kapsamlı deneyimin özellikle Samsung ürünlerinde daha güçlü olduğu vurgulanıyor. Böylece farklı üreticilerin cihazları sisteme katılırken enerji yönetimi ve otomasyon özelliklerinden de faydalanmak mümkün oluyor.

Artık Robot Süpürge Almamak İçin Bahaneniz Kalmadı: Anker, Merdiven Bile Tırmanabilen Robot Süpürgesini Tanıttı