Bir fotoğrafçının kim olduğu tanımı gün geçtikçe gelişip evrimleşiyor ve günümüzde akıllı telefonların da etkisiyle hemen hemen herkes kendini bir fotoğrafçı olarak tanımlayabiliyor. Ancak iş profesyonelliğe gelince, fotoğrafçılıkla ilgili öğrenilmesi gereken çok şey olduğunu ve bu konuya olan bakış açınızı değiştirmeniz gerektiğini söylememizde fayda var.
Dilerseniz, sizin için derlediğimiz 7 temel öneriye geçelim.
Şüphelerinizi bir kenara bırakın:
Instagram gibi sosyal platformlar, belirli fotoğrafçıların ün kazanmasına ve bu gibi platformları kullanarak maddi manevi birçok anlamda fotoğrafçılıktan yararlanmalarına bir kapı açtı. Günümüzde genç yaşına rağmen birçok fotoğrafçıyı geride bırakabilecek deneyime sahip olan, dünyayı gezen ve reklam anlaşmaları kapan birçok fotoğrafçı bulunuyor. Bu gibi kişilerin profiline bakıp “Benim çektiğim de fotoğraf mıymış?” diyenleriniz illa ki oluyordur. Umutlarınızı yitirmek ve bunun kontrolden çıkmasına izin vermek çok kolay ancak pes etmeyin.
Zamanın akıntısına kapılan bizler, kimi zaman fark etmesek de birçok değişimden geçiyor ve deneyimler ediniyoruz. Bu yüzden de, ortada bir emek varsa değişim ve gelişimin kaçınılmaz olduğunu söylememiz yanlış olmaz. Bir fotoğrafçı, doğuştan gelen bir yetenektense deneyim kazanarak hünerlerini sergiler. Bu nedenle tüm hayatınızı bir şeye adasanız bile her zaman sizden daha iyileri ve daha kötüleri olacağını unutmayın. Aynı şey fotoğrafçılık için de geçerli.
Tedbiri elden bırakmayın:
Başarıyı nasıl tanımlarsanız tanımlayın, başarılı ve başarısız fotoğrafçıları birbirinden ayıran en büyük etken kişinin gösterdiği gayrettir. Deneyimin ve yeteneğin havadan gelmesini bekleyen, yalnızca ekipmanlarına güvenen kişilerin bu konuda başarısız olma olasılığı oldukça yüksek. Fotoğrafçılığı öğrenme sürecinin hızlı ve kolay olacağını gibi bir düşünceye sahipseniz, bu düşünceyi kafanızdan atın.
Başarıyı yakalamak isteyen bir fotoğrafçı, uzun ve yorucu da olsa geçirdiği süreçten zevk almalıdır. Yeni şeyler öğrenmeye her zaman hevesli olmalı, ihtiyacı olan yardımı almalı, elindeki kaynakların kıymetini bilmeli ve durgunluğa yakalanmaktan her zaman korkmalıdır.
Eleştiriye açık olun:
İster samimi bir şekilde ister sertçe dile getirilsin, kendinizi bu alanda geliştirmek için dürüst eleştiri almaktan hiçbir zaman kaçınmayın. Çektiğimiz fotoğraflar bakış açımızın bir yansıması da olsa, ufak bir eleştiri bile bu bakış açımızı geliştirecek fikirler ortaya çıkartabilir. Bu nedenle, eleştirileri dikkatlice dinlemeli ve onlardan fayda edinmek adına her yönüyle incelemeliyiz.
Kusursuz insan olmadığı gibi, kusursuz bir fotoğraf da yoktur. Bunun bizi güvensizliğe itmesine izin vermeden hatalarımızı ve iyi taraflarımızı ayırt etmeli, seçimlerimizi de bunun üzerine yapılandırmalıyız.
“Fotoğrafçılık, bireylerin özgün hikâyelerine dayanır ve koyulan hedefler dâhilinde gelişir.”
Kendi spesifik alanınızı bulun:
Fotoğrafçılığın başlı başına oldukça geniş bir kapsam dâhilinde bulunduğunu söyleyebiliriz. Hemen hemen her şeyde olduğu gibi, fotoğrafçılık da kendi içinde alanlara ayrılıyor. Sizin ilginizi çeken ne? Manzara mı? Portre fotoğrafları mı? Yemek fotoğrafları mı? Yoksa fotoğrafçılık bir hobiden mi ibaret? Fotoğrafçılık dallarının her biri, içerisinde kendine özgü bir stil ve görüş barındırır. Bazı alanlar kişiliğinize uygun olmayabilir ya da yeteneğiniz ve kullandığınız ekipmanlarla çelişebilir. Kimisi insanlarla bir arada olmanızı gerektirir, kimisi ise yalnız başına çıkacağınız bir yolculuk demektir.
Biraz deneme yanılmaya dayansa da, yetenekleriniz ve ilgi alanlarınızın farkına vardığınız zaman hangi alanın size daha uygun olduğunu ve size mutluluk getirdiğini anlayacaksınız.
Tarafınızı seçin:
Kavramsal bir yaklaşıma sahipseniz ve fotoğraflarınızda çarpıtılmış bir gerçeklik sunmak istiyorsanız doğal çekim yapmaktansa fotoğraf düzenlemeyi seçin. Fotoğraflarınızın neyi yansıtması gerektiğine kadar verin. Sosyal platformlarda dönen popüler fikirlerden vazgeçin ve fotoğrafınızın anlatmasını istediğiniz hikâyeyi kendi gerçekliğinizle yansıtmaya çalışın.
Enine boyuna düşünün:
Yanıtları sonradan değişebilecek olsa da, vermeniz gereken büyük kararları tekrar tekrar gözden geçirin. Bu kariyer üzerinden ilerlemek istiyor musunuz? Yoksa bu sizin için bir hobi mi?
Fotoğrafçılığın hayatınızda ne kadar yer edindiğini düşünün ve bunun için zaman, enerji ve para harcamanız gerektiğini aklınızdan çıkarmayın. Eğer bu yolda profesyonel olarak ilerlemek istiyorsanız, ardından insanların fotoğraflarınıza olan bakış açısının değişeceğinin farkına varın ve eleştirilmekten korkmayın. Hobi ya da ekstra gelir kaynağı edinmek için yapılan fotoğrafçılık, profesyonel dünyayla kıyaslandığında birçok kişi için çok daha güvenli bir yer olacaktır. Kararı verecek olan sizsiniz. Fotoğrafçılık bazı şeylerden uzaklaşmak adına kaçacağınız güvenli bir yer olarak mı kalacak? Yoksa iyisiyle kötüsüyle bu yolda ilerlemeye hazır mısınız?
Meslek etiğini kavrayın:
Özellikle sokak, seyahat ve portre fotoğrafçılığı alanlarına ilgiliyseniz fotoğrafların bir anda ortaya çıkmadığını kabullenin. Bir fotoğraf çekerken kendi yaşam deneyimlerimizi dikkate alıyoruz. Edindiğimiz deneyimler de ister istemez taraflı ya da diğerlerinden farklı bakış açılarına sahip olabiliyor. Ancak bunun da anlatmak istediğimiz hikâyenin bir parçası olduğunu unutmayın. Bir fotoğrafçı olduğunuzda, fotoğraflarınız sürekli sergilenecek ve çeşitli insanlara ulaşacak. Yani, onları kendinize ayırma gibi bir şansınız olmayacak.
Fotoğrafçılık çoğu zaman zararsız olsa da, kötü amaçlar için de kullanılabilir. Fotoğraflarınız bir nesle ilham verebilecek ve bir olaya ışık tutabilecek nitelikler taşıyabildiği gibi, bir propaganda oluşturmak ya da dezavantajlı konumdaki kimselerden yararlanmak için de kullanılabilir. Bu sebeple, kendi deneyimlerinizin dışına çıkmaya ve haksız konuma düşmüşleri dinlemeye özen gösterin. Kendi bakış açınızın da dışına çıkın. Ancak bunları yaparken ahlak kurallarını da unutmayın.
