Sofranızdaki Doğal Etin Yerini Alacak ‘Laboratuvar Eti’ Hakkında 6 Gerçek

97
29
22
9
9
Hayvancılık, küresel iklim değişikliğine fosil yakıtlar kadar etki edebiliyor. Ayrıca giderek yaygınlaşan veganlık ve vejeteryenlik hareketleri, bilimi bir çözüm bulmaya zorluyor: Laboratuvarda et üretmek. Ortada beslenme alışkanlıklarımızdan daha büyük sorunlar var. Peki laboratuvar ortamında üretilen et ile doğal etin arasında ne farklar var? Neden “yapay” etler soframızda olacak?

Et tüketmek ya da herhangi bir hayvansal gıda ile beslenmek zorunda değiliz, ancak bu bizim genlerimizde var. İnsan, avcı-toplayıcı olduğu yaşamdan yerleşik yaşama geçmeye başlayalı çok da uzun bir süre geçmedi. Hala yeryüzünde ilkel olarak yaşayan, mızrakla hayvan avlayan kabileler var. Günümüzdeki et tüketimini de bu avcılık alışkanlığımızın modernleştirilmiş bir versiyonu olarak düşünebiliriz.

Uzun yıllardır çiftlikler kurup, orada yetiştirdiğimiz hayvanların sunduğu gıdaları modern restoranlarda, ellerimizle değil, çatal ve bıçakla tüketiyoruz. Eti farklı şekillerde pişiriyor, doğal besin değerlerini kaybetmeden tüketiyoruz. Bundan 30 kuşak önceki dedeniz, etini tüketirken besin değeri nedir diye düşünmüyordu. Bunu şimdi düşünüyorsak ya hayvanlarda bir sorun var ya da bizde.

Et tüketimini, artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılamak adına endüstriyel bir hale getirdik. Hayvancılık bir ihtiyaçtan ziyade dev bir sektör haline geldi. Sadece eti ve sütü için üretilen hayvanların ihtiyacı karşılamaları için onlarda bazı biyolojik değişikliklere neden olduk. Bir bakıma avcılığımızı ehlileştirdik, modern bir şekle getirdik. Bu çıkmazdan kurtulmak için tek bir yol var: Kültür eti üretmek.

Bundan henüz iki hafta önce, Aleph Farms adındaki bir firmanın bilim insanları; bir kredi kartı büyüklüğünde, ince bir biftek kalınlığında kültür eti ürettiler. Etin üretilmesi toplamda 3 hafta sürdü ve 50 dolara mal oldu. Yani mevcut şartlarda, doyurucu olmayan bir porsiyonluk ete 265 TL ödemek ve o siparişi 3 hafta beklemek zorundayız. Nitekim biliyoruz ki günün birinde daha kısa sürede daha çok et üretmek, daha ucuza mal etmek mümkün olacak. Peki kültür etleri hakkında ne bilmemiz gerekiyor?

1. Tek bir ineğin hücrelerinden 100 gramlık 17,5 milyon burger eti üretilirken, geleneksel hayvancılıkla aynı üretim için 440.000 inek gerekiyor:

Çiftlikleri genelde uçsuz bucaksız ovalarıyla, hayvanların özgürce beslendikleri yerler olarak biliyoruz. Gerçek çok farklı. Artık çoğu hayvan hayatı boyunca gün ışığını hiç görmeden, son derece sağlıksız ortamlarda yetişiyor. Elbette istisnai durumlar var, ancak o istisnai çiftliklerde üretilen etler de çok pahalı oluyorlar.

Laboratuvar ortamında üretilen etler için bir çiftliğe ihtiyaç yok. Sadece hayvanlardan alınan hücreler yeterli oluyor.

2013 yılında Google’ın kurucularından Sergei Brin, 250 bin avroluk kültür eti yatırımı yapmıştı.

Aşağıda, daha çok et versin diye steroide boğulmuş bir ineği görüyoruz:

2. Hayvancılık, küresel sera emisyonunun %18’inden tek başına sorumlu:

Hayvancılık artık en büyük iklim değişiği etmenlerinden birisi olarak görülüyor. Eğer 2020’li yıllarda insanların doğal ve sağlıklı hayvansal gıdaya ucuza ulaşacaklarını söylersek gerçekten koparız.

Stockholm Üniversitesi profesörü Johan Rockström önderliğinde yapılan bir araştırmaya göre gezegenimizin Sera Dünyası’na dönüşmesi için ortalama sıcaklıkların sadece 2 derece daha yükselmesi yeterli. Bu aşamadan sonra herhangi geri dönüş şansımız kalmıyor.

3. Laboratuvar eti, henüz gerçek et ile aynı tadı vermiyor:

Kabul edelim ki çoğu zaman bir yemeği besin ihtiyacına yönelik değil, tat alma güdüsüyle tüketiyoruz. Aralık 2018’de üretilen ve 50 dolara mal edilen o et, doğal ete tat açısından %70 benzerlik taşıyordu. Hala kat edilmesi gereken yol var, bilim insanları da bunun için 2 yıl vakit istediler.

4. Laboratuvar etinin maliyeti büyük bir hızla azalıyor, doğal etin maliyeti artıyor:


Bir laboratuvardaki kültür etlerinin kültürlendiği kaplar

Doğal et derken, hayvanlarına kimyasal takviyeler yapmayan çiftliklerden söz ediyoruz. Ne yazık ki sayıları artık çok az. Laboratuvar etlerinin gramı, bundan 5 yıl önce binlerce dolara mal olurken, bugün küçük bir porsiyonu 50 dolara alıyoruz. Bu hızla giderse laboratuvar etlerinin daha da hızlanacağınız söylemek mümkün.

Eş zamanlı olarak, özellikle organik hayvancılığın masrafları artıyor. İnsanlar, fırsat eşitsizliği başta olmak üzere etli besinlere daha zor ulaşmaya devam ediyorlar.

5. 2050 yılına kadar laboratuvar eti kullanımı %73’e yükselecek, hayvancılık için harcanan tarım arazilerinin %70 tarıma uygun hale gelecek:

Tarım, belki de insanlığın yaşamaya devam etmesi için en büyük umutlarından birisi. Belki de bu şekilde küresel ısınmanın önüne geçmek için önemli bir adım da atılabilir.

6. Laboratuvar eti, aslında tamamen doğal:

Bilim insanları şimdilik tat ve doku konusunda tam olarak geleneksel ete yaklaşamadılar, ancak bu sorunlar çözülecek. Kültür etleri, ineklerden alınan hücrelerle üretildikleri için geleneksel etle özdeş yapıda oluyorlar. Herhangi bir kimyasal içermemeleri, onları çoğu geleneksel etten bile daha sağlıklı kılıyor.

Elbette kültür etleri ile ilgili sağlık açısından da endişeler var. Bu endişer, zamanla ortadan kaldırılacak gibi görünüyor. Çalışmalar sürüyor, muhtemelen önümüzdeki yıllarda kültür etlerini daha çok tartışacağız.

Detaylardan haberdar olmak için takipte kalın :)

Kaynakça: culturedbeef.org, Harvard Business School

97
29
22
9
9
Emoji İle Tepki Ver
97
29
22
9
9