Paylaş
0
2016’da 24 saat sonra kaybolan Hikâye oluşturma özelliği günümüzdeki belki de en çok kullanılan sosyal medya bölümü olabilir.
Peki nasıl oldu da başka bir uygulamanın sunduğu özellik, Instagram gibi bir dev tarafından ele alınıp bambaşka bir seviyeye taşındı?
Snapchat’in çıkış noktası oldukça basitti.
Anlık anlar paylaşılmalı, yaşanmalı ve ardından kaybolmalıydı. Kurucuları, insanların her anın sonsuz bir şekilde kaydedilmesinden sıkıldığını düşünüyordu ve bunun yerine kullanıcılarına, belli bir süre sonra kaybolan fotoğraf ve videolarla yaşadıkları anları paylaşma imkânı sundu.
Özellikle gençler arasında çıktığı dönemde çılgınca popüler olan bu format, bir trend hâline geldi. Hikâyelerle anında paylaşma, kaybolma ve anı yaşama anlayışı, Snapchat’i hızla büyüttü.
Öyle ki Instagram bu noktada bir hamle yapmaya karar verdi.
Instagram, 2016’da kendi “Hikâye” özelliğini tanıttı.
İlk başlarda Snapchat kullanıcıları arasında "Instagram da Snapchat'i kopyalamış!" şeklinde yorumlar yapılsa da Instagram, Hikâye’leri kısa sürede yeni bir seviyeye taşımayı başardı.
Sade, kullanımı kolay ve erişilebilir arayüzü ile de aslında hepimiz için cazip bir alan yaratılmış oldu. Bu özelliğin hayatımıza girmesinden itibaren de aslında sadece güzel fotoğraflarımızı değil günlük yaşamdan samimi kesitleri de paylaşmaya başladık.
Günümüzde Instagram Hikâyeleri, platformun ayrılmaz bir parçası.
Hatta Instagram’ın en aktif kullanılan özelliği de diyebiliriz. Kahve molasından seyahatlerimize ya da sıradan bir kesite kadar hikâyeler paylaştığımız bu akım, Instagram sayesinde neredeyse evrensel bir iletişim diline dönüştü.
Hatta birçok kullanıcı, artık paylaşımlarını kalıcı olarak profillerine eklemek yerine yalnızca hikâyelerinde paylaşmayı tercih ediyor. Bazıları ise “Öne Çıkanlar” kısmını kullanarak paylaştığı hikâyelerin kaybolmamasını, istenildiği zaman tekrar bakılmasını da sağlıyor.
Kısacası, Snapchat'in başlattığı bu "anı yaşa, anı paylaş" trendi, Instagram'da hayat bularak bambaşka bir seviyeye ulaştı. Artık anlık paylaşımlar, takipçilerle daha samimi bağlar kurmanın ve kendimizi daha doğal bir şekilde ifade etmenin yolu oldu.
