Şirketlerin dijital temellerini oluşturmaları için ihtiyaç duyduğu iki içerik kontrol aracı bulunuyor: Uç nokta güvenliği ve BT yönetimi. Bir şirketin veri varlıklarını yönetememesi birçok soruna yol açıyor. Veri uyumsuzluğu, yasal sorunlar, üretim ve depolama maliyetleri hakkındaki sorunlar ise bunlardan birkaçı.
Karanlık veriler olarak adlandırılabilecek kısım ise kuruluşların düzenli iş faaliyetleri sırasında topladığı, işlediği ve sakladığı ancak genellikle kullanılmayan bilgi olarak tanımlanıyor. Kontrol altına alınabilen karanlık verilerin işlere zarar vermemesini sağlamak ise aslında gayet mümkün.
Peki nasıl?
Elbette ilk akla gelen şey verileri koruma ve yayılmayı önleme. İçerik yayılımı kısmı verilerin doğru şekilde depolanmadığı zamanlarda gerçekleşiyor diyebiliriz. Yayılmayı önleme de kullanılacak çeşitli yardımcı araçlarla yine şirketlerin elinde. Örnek vermek gerekirse Dropbox, OneDrive, Google Drive gibi gibi BT onaylı çevrimiçi depolama araçlarının aktif olarak kullanımı hem ortak bir klasör oluşturulmasını hem de dosyalar arası erişimin kısıtlandırılmasını sağlayabiliyor. Ancak bir kişi işten ayrıldığında aynı dosyalara diğer çalışanların rahatça erişebilmesi şirketler açısından ortaya birtakım güvenlik açıkları çıkarabiliyor.
İçerik yayılımı finansal bir yük olabilir
Kimi zaman işler ters gittiğinde sonuçlar davaya kadar çıkabilir. Böyle durumlarda şirketin sahip olduğu tüm dosya ve sunucuları güvende tutmak zaman ve paradan tasarruf etmek için oldukça önemlidir. Yani normal akışta denetimin kapsamının artırılması şirketlere daima fayda sağlar.
Verileri düzenleme faktörü
Karanlık veri problemini halletmek için kuruluşların mevcut iş sistemini kontrol altında tutması da önemli bir nokta. Neye veya nelere erişildiğinin görülmesi için kullanılacak ağ izleme sistemleri net bilgi sağlama konusunda oldukça yardımcı. Bilgilerin sızdırılma, kaybolma veya başka alanlara yerleştirilme olasılıklarının denetlenmesinin bu konunun iyileştirilmesine katkısının büyük olacağını düşünüyoruz.
Yani BT onaylı olmayan araçları ve bilginin çalınmasına neden olabilecek güvenli olmayan sunucuları kullanmamak veriyi güvenle saklama işine katkı sağladığı net bir biçimde söylenebilir.
Karanlık verilere ışık tutmak
Gelelim asıl nokta olan karanlık verilerin aydınlatılması kısmına. Burada da şirketlerin kaybolan ya da çalınan verileri azaltmak için içeriklerini merkezi bir sistemle güvenli şekilde yönetme ihtiyacına yönlenmesi durumu kurtaracak gibi görünüyor. Ancak her geçen gün artan veri miktarının nasıl tam olarak kontrol altına alınacağı henüz tam netleşmiş değil.
Uzmanların açıklamasına bakacak olursak, bilgi yaşam döngüsü prosedürlerini uygulamak da verilerin yönetilmesine ve güvenli hale getirilmesine yardımcı olabilir. Şirketler pahalı sabit sürücülerdeki verileri tutmak yerine, bunları soğuk depolama olarak bilinen daha ucuz depolamaya taşıyıp yönetebilir. Çalışmaların sürdüğü bu konuda gelecek yeni haberleri size aktarmaya devam edeceğiz.
