İnternet, dünyanın en kötü yeri olacağı gibi en iyi yerlerinden biri de olabiliyor. Bazen tam da ihtiyaç duyduğumuz zamanda duygularımıza tercüman olan insanlar, hiç beklemediğimiz yerlerden çıkabiliyor. Elbette internette, “Yılaaan, Korktun mu!” gibi repliklerin ünlü olduğunu biliyoruz, ancak bazen çok daha fazla emek veren insanların da sonunda hak ettiği yerlere geldiği oluyor. Bugün sizlere çok kısa sürede çok fazla abone kazanan küçük bir kardeşimizi tanıtacağız. YouTube’da çok uzun süreden beri video çeken ve bu uzun sürede istediği takipçi sayısına ulaşamayan Yosun Gezen isimli minik YouTuber, yalnızca birkaç gün içinde 33 binden fazla aboneye ulaştı.
7 yaşında YouTube’da videolar çekmeye başladığını ve 4 yıldan beri video çekmeye devam ettiğini söyleyen minik Yosun, abone sayısının anlık artışı karşısında son derece mutlu. Herkese teşekkürlerini ileten Gezen, takipçileri için eğlenceli videolar çekmeye devam edecek. Yaşına uygun bir şekilde oyuncak incelemeleri ve benzeri içerikler üreten minik Yosun, yaşının küçük olmasına rağmen gerek diksiyonu gerekse de mantıklı konuşmalarıyla yaşı büyük olan insanları da kendisine çekti. Yosun'un Instagram hesabında da 1.993 takipçisi var ve burada yazan açıklamayla ne kadar özel biri olduğunu bir kez daha gösteriyor. Yosun'un Instagram açıklama kısmında, "Lösemi değil ben güçlüyüm. Saçlarım değil ben güzelim." yazıyor.
AOG’un destek vererek birkaç gün içinde adını tüm Türkiye’ye duyurduğu Yosun, bu videoları ailesinin gözetiminde yapıyor. Zaten Yosun’un videolarının yorumlarına baktığımızda, kendisine bir tek kötü yorum bile görmedim. Bu da, dünyada hala “umut” olduğunu görmemizi sağladı.
Minik YouTuber’ın yıllardan beri uğraşarak sonuna kadar hak ettiği bu abone artışının büyük bir hızla yükselmeye devam etmesini diliyorum. Ayrıca fırsat buldukça videolarına girip cimcimenin bugün bize neler anlattığına da bakacağım. Ayrıca bu noktada, son derece duyarlı davranan Yosun’un annesine de çok ilgili bir anne olarak herkese örnek olduğu için teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca son olarak, bu küçük canlara hayat vermek için hepimizin donör olması gerektiğine inanıyorum. Belki de yapacağımız küçük bir iyilik, başkalarının hayatını sonsuza kadar değiştirecek.
