İnsanlar, Dabbe Gibi Klişe Filmleri Neden Seviyor?

31
11
8
3
2
Film senaryolarının çoğu klişeler üzerine kuruludur, özellikle Dabbe benzeri korku filmlerinin. Peki, insanlar klişeleri izlemekten neden keyif alıyorlar?

Dabbe filmi Türk korku sineması dünyasına adını unutulmaz harflerle kazıyan, başarılı ve bu başarısını uzun yıllar boyunca devam ettiren bir film. Elbette bu söylediklerimiz filmin çıktığı yıl ve dönem için geçerliydi...

Yönetmen Hasan Karacadağ tarafından 2006 yılında çekilen Dabbe, seyirciyi kendine o kadar bağladı ki, 5 film daha çekildi. Son film Dabbe 6, 2015 yılında vizyona girdi. Yalnızca Dabbe değil, aynı temalı pek çok film de son yıllarda sinemalarda yerini almaya devam ediyor. Hatta o kadar çok almaya devam ediyor ki anlattıkları, gösterdikleri klişe halini almaya başladı.

dabbe

Dabbe üzerinden başladık, ancak bu yazıda aslında tüm sinema filmlerinde ve televizyon dizilerinde görmeye alıştığımız klişeler üzerinde duracağız. Dabbe ile başlamamızın nedeni, yüzyıllardır Anadolu’da anlatılan klasik korku anlatılarını bize sunması ve her tekrara rağmen gişede para kazanması. Diğer benzer korku filmleri de Dabbe kadar olmasa da yine başarılı oldular.

Ülkemizdeki Yeşilçam filmlerine bakarsak, temel bir iyi - kötü çatışması sistematiği üzerine kurgulandıklarını görürüz. Yine aynı şekilde Hollywood tarafından yapılan romantik - komedi türü filmlerde de zengin ve yakışıklı erkekle, güzel ama bunun farkında olmayan ve zengin değil ama sevimli bir işe sahip olan kadını görürüz. Bu filmlerde de gayet dümdüz bir aşkının köpürtülmesini izleriz. Korku filmlerinde de durum yerli ve yabancı farketmiyor, neredeyse hepsi aynı şekilde ilerliyor.

Dabbe gibi korku filmleri neden klişelerle dolu?

korku filmi, klişeler, webtekno

Dabbe bu temadaki filmlerin en popülerlerinden biri olduğu için onun üzerinden gidelim. Özellikle bizim coğrafyamızda yüzlerce yıllık efsaneler vardır. İslamiyette geçen figürler, Arap dünyasında, bizdeki kadar yankı bulmamış durumda. Bunun nedeni İslamiyet öncesi Türklerde de bu tip ruh ve görünmeyen varlıklara karşı bir inanç olması. Dabbe gibi filmlerden önce aynı hikâyeleri insanlar birbirlerine anlatırlardı.

Genellikle yeni evlenen, yeni doğum yapan, inancı sarsılmış ya da psikolojik durumu iyi olmayan, kısaca içsel olarak gardını düşürmüş insanlar bazı olaylar yaşarlar. Yani efsanelerde anlatılanlar bu yöndedir. Bu tip halk hikayelerinin filmlerde kullanılması aslında son derece normal. Kültürel olarak zaten alt yapımızda bulunan bu patlamaya hazır korku bombalarını, sinema perdesinde gördüğümüz zaman olanlar oluyor.

dabbe

Bu Hollywood’da da aynı şekilde işliyor. Onlarda bizdeki gibi bir cin korkuları olmasa da; cadılar, hayaletler, koca ayaklar, hortlaklar gibi pek çok korku öğesi var. 2006 yılı yapımı Bloody Mary filmi cadı korkusuna en büyük örnek. Aynı şekilde, çoğumuzun bildiği 1999 yapımı The Sixth Sense filmi de Amerika halkının hayalet korkusunu bize gösteriyor.

Daha sonra pek çok uyarlaması da çekilen 1974 tarihli Texas Chainsaw filmine baktığımızda da paranormal korkulardan ziyade gerçek hayatta, belki de gerçekleşme ihtimali daha yüksek olan korkuların işlendiğini görüyoruz. Yani Dabbe gibi korku filmlerinde, romantik - komedi filmlerinde ya da dram filmlerinde gördüklerimiz aslında klişeden ziyade, biziz. Bizim hislerimiz.

Peki korku filmlerindeki klişeler neler?

korku filmi, klişe, webtekno

Bazen görmekten sıkıldığımız klişelerin hepsi aslında bizim temel korkularımızdan oluşuyor. Bazıları inanca, bazıları geleneklere, bazılarıysa o dönem etrafımızda olan olaylara bağlı olarak gelişiyor. Bu temel korkuları sinema filmlerinde işlemek, risksiz bir reaksiyon garantisi veriyor yapımcılara.

  • Cinler, hayaletler, cadılar.

Hayalet ve cadı gibi kavramlar bizim ülkemizden ziyade, Hıristiyanlık öncesi pagan inançlara sahip olan kültürlerde sıkça işleniyor. Bizde ise bu durum kendini cin kavramıyla ortaya çıkarıyor. Hayalet ve cadı gibi varlıkları öldürme şansı varken, cin için yapılması gereken tek şey dua etmek olduğu için durum biraz korkutucu oluyor. Dabbe filmi bunun en bilinen örneklerinden bir tanesi.

  • Tüyler ürperten mekanlar.

Olay kesinlikle küçük bir kasabada geçer ve mutlaka o kasabada harabe bir yapı bulunur. Bu harabe yapılar özellikle gençler tarafından ya sevişmek ya da içki içmek gibi amaçlarla kullanılır ve sürpriz olmayan bir şekilde mutlaka dünyadaki işlerini tamamlamamış bir hayalet çıkar ortaya.

korku filmleri

  • Katil kovalamacası.

Eğer kahramanımızın peşindeki paranormal bir varlık değilse, ondan kaçabilir. O da kahramanımızı sakince kovalar ama hep bir adım gerisindedir. Şans bu ya, kahramanımız illa bir yere takılır, düşer ve elindeki tek şansı da kaybeder. Tıpkı 1996 yapımı Scream filminde defalarca olduğu gibi.

  • Banyoda işler karışır.

Banyolar, çıplak olduğumuz için en savunmasız hissettiğimiz mekanlardan bir tanesi.  Gerçek bir katil ya da paranormal bir varlık mutlaka burada bir kez kurbanını avlamaya çalışır. Alfred Hitchcock’un 1960 yapımı Psycho gibi kült bir filminde bile bu klişe sahneyi görebiliriz. 

psyhco

  • Aynalar.

Aynalar bizi, bize yansıttığı için güvendiğimiz nesnelerden bir tanesidir. Fakat bu yansıma esnasında gözle göremediğimiz bir varlık görmek de en büyük korkularımız arasındadır. Bu öyle temel bir korkudur ki, sırf bu tema üzerine 2008 yılında Mirrors isimli bir film yapılmıştır. Daha sonra Mirrors 2 filmi de 2010 yılında seyirciyle buluşmuştur. 

  • Gizemli bodrum.

Ülkemizde pek olmayan bir kültürdür bodrumlar. Bizde daha çok kömürlük gibi yerler olur. Buralarda da niyeyse pek aksiyon olmaz. Fakat Amerika’da çoğu müstakil olan evlerde bir bodrum kat mutlaka bulunur ve bu katlar rutubetli ve karanlıktır her zaman. 2013 yapımı The Conjuring gibi filmler için ideal bir korku mekanı olmuştur bodrumlar.

korku filmi

  • “Gerçek görüntüler”

Tırnak içinde gerçek görüntüler çünkü bu görüntüler genellikle gerçekten, gerçek görüntüler değildirler. Özellikle el kamerasıyla çekilerek bu şekilde tanıtımı yapılan filmler, izleyiciyi bir şekilde manipüle etme çabasındadırlar. 2007 yılında gerçek güvenlik kamerası görüntüleri iddiasıyla ortaya çıkan Paranormal Activity filminin yapımcıları, daha sonra aynı temada 4 film daha yapınca, bu durum gerçekçiliğini yitirmiştir. 

  • Katil öldü. Mü?

Tam derin bir nefes alıp mutlu sonun tadını çıkaracakken, belki defalarca bıçaklanmış olan katilimiz hiçbir şey olmamış gibi tekrar ortaya çıkar. O kadar acı çekmesinin intikamını almak için de bir önceki halinden daha nefret dolu olarak çıkar karşımıza. I Spit on Your Grave gibi kült filmlerde sıkça gördüğümüz bir durumdur bu.

çığlık

  • Teknoloji kurbanları.

O çalan telefonu açma, bilmediğin bir adresten gelen e-postayı tıklama, kapat o televizyonu! Eski korku filmlerinde göremediğimiz teknoloji teması artık vazgeçilmez olarak hayatımızda olduğu gibi bu tip filmlerde de karşımıza çıkıyor. 2002 yapımı The Ring bunun en başarılı örneklerinden bir tanesi.

  • Yoksa sen?

Evet, o bir ölü. Aslında herkes ölü. Tüm o garip hareketlerin nedeni de bu. Bu da insanların en temel korkularından birini ifade ediyor. Aslında doğru bildiğiniz gerçeklerin, yalan çıkması gibi temel bir korkunun paranomal yansıması. 2001 yapımı The Others, bu korkuyu tüyler ürperten bir biçimde işliyor.

İnsanlar neden klişelerle dolu korku filmlerini durmadan izliyorlar?

korku filmi, klişe, webtekno

Temel olarak bu durumun nedeni için haz alma durumunun garanti olması diyebiliriz. Çünkü insanların korktuğu, güldüğü ya da ağladığı şeyler her zaman birbirine çok benzer. Bir başka deyişle korku filmi izlerken korkacağımızı bileriz, komedi filminde de güleceğimizi. Bu da alacağımız hazzın önceden farkında olmamız demek. 

Kültürel olarak değişik durumlar ortaya çıksa da, ortak bir kültüre sahip tüm insanlar genel olarak aynı etkilere, aynı tepkileri verirler. Çocukluğundan beri korkutucu o gizemli hikayeleriyle büyümüş toplumlarda, elbette bu hikayeleri sinema perdesinde gördüğü zaman korkacaktır. Aynı şekilde bir romantik - komedi izlerken de, kendinden epey üstün gördüğü hatta ulaşılamaz olarak görülen bir erkeğe ya da bir kadına ulaşan kişi bizi mutlu eder ve duygulandırır çünkü hepimiz aslında böyle bir aşkın peşinde koşarız.

Sinema filmi yapımcıları da bu durumun farkındadırlar ve üretimlerini, bu yöne doğru kanalize etme yolunu seçerler. Klişeler bulunan fakat özgün hikayeye sahip olan pek çok film olsa da, özellikle ticari kaygıyla yapılan filmler risk almadan, seyirciye de haz alma garantisi sunarak yapılırlar. Sonuç olarak karşılıklı bir memnuniyet söz konusudur bu yapımlarda. Fakat sinema tarihine damga vurmak ya da unutulmaz olmak isteyen yapımcı ve yönetmenler, filmlerinde klişe kullansalar da, bunu farklı bir kurguyla sunarak farklarını belli ederler.

korku

Alfred Hitchcock, Quentin Tarantino ya da ülkemizde Onur Ünlü gibi isimlerin filmlerinde de pek çok klişe sahne bulunuyor. Fakat bu klişeler öyle başarılı hikayeler etrafında kurgulanıyor ki, kullanılan klişe sahneler rahatsız etmek yerine, filmin başarısını yükselten küçük öğeler haline geliyorlar. 

Fakat her şeye rağmen ülkemizde ve dünyada bu bilindik klişe sahnelere ve hikayelere sırtını yaslayarak, her yıl onlarca film üretiliyor. Burada kararı bir noktada seyircinin vermesi gerekiyor. Klişe filmlerin haz alma garantisini kabul ederek, risk almadan bir film mi izlemek istersiniz yoksa hayal kırıklığına uğrama şansınız olsa da, yine de şaşırmak ve unutulmaz bir film deneyimi mi yaşamak istersiniz?

Kaynaklar: Quora, Generally Thinking (Blog) ve editör değerlendirmeleri.

31
11
8
3
2
Emoji İle Tepki Ver
31
11
8
3
2