Beterin Beteri Varmış Dedirten Tarihin En Kötü 15 Telefonu

129
11
7
6
5
Geçmişten günümüze gelişim gösteren Android ve iOS tabanlı telefon modelleri arasında bazen gerçekten de “Bu nasıl gelişim?” dedirtecek kötü modeller üretilebiliyor. Tarihin en kötü telefonlarını listelediğimiz haberimize hoş geldiniz.

Şu anda piyasada olan akıllı telefonlara bakıp “Ya bu telefonların gelişmesi gerekmiyor mu, bunlar nasıl tasarımlar?” diye serzenişte bulunan birçok insan olduğu aşikâr. Telefonların özellikleri geliştikçe tasarımlarının da alışılmadık hale geliyor olması da inkâr edilemez bir gerçek.

Ancak eğer siz de piyasadaki telefonları beğenmiyorsanız ve bunlardan kötüsü olamayacağını düşünüyorsanız, biraz geçmişe dönmekte yarar var. Telefon sektörünün dününe, bugününe ve yarınına ibret olan, tarihin en kötü telefonlarını derledik. Üstelik telefonların neden kötü tercihler olduklarını da açıkladık.

Tarihin en kötü telefonları:

  • Microsoft Kin One ve Kin Two (2010)
  • Blackberry Storm (2008)
  • Motorola ROKR E1 (2005)
  • Nokia N-Gage (2003)
  • Motorola Aura R1 (2009)
  • Aesir AE+Y (2011)
  • HTC EVO 3D (2011)
  • Blackberry Z10 (2013)
  • Samsung Galaxy Note 7 (2016)
  • HTC Surround (2010)
  • Amazon Fire Phone (2014)
  • Toshiba G450 (2009)
  • Motorola Flipout (2010)
  • Bang & Olufsen Serene (2005)
  • Nokia 7280 (2005)

Microsoft Kin One ve Kin Two (2010)

2010’un bahar aylarında Microsoft, Windows Phone işletim sistemiyle yeni akıllı telefonlarını piyasaya sürmeye hazırlanıyordu ki çok büyük bir hata yaptı. Eş zamanlı olarak akıllı telefonla hiç ama hiç alakası olmayan iki adet standart telefon piyasaya sürdü. Bu modellerde bir uygulama mağazası bulunmuyordu ve yalnızca Facebook, Twitter, MySpace gibi sosyal medya uygulamarı yüklüydü, bunun asıl sebebi ise telefonun gençlere hitap etmesiydi (Çelişkiler silsilesi...).

Gençlere hitap etmesi derken, Microsoft böyle düşünüyordu. Hedef kitleyi genç insanlardan seçen Microsoft, telefonu üretirken ne kadar çirkin ve cansız göründüğüyle ilgilenmemişti. Gençlerin ilgisini rahatsız edici bir tasarımla çekmeye çalışmak pek mantıklı değildi ve öyle de kaldı.

Blackberry Storm (2008)

Steve Jobs’un Haziran 2007’de ilk iPhone’u tanıtmıştı. O yıllarda Research in Motion olarak tanınan Blackberry, Apple’ın yeni telefonunu pek ciddiye almadı. Ancak 2008’in sonlarına doğru Blackberry, yeni bir telefon piyasaya sürmeye karar verdi. Şirket, çok ciddiye almadığı iPhone tasarımına geçerek yıllardır popülerleştirdiği Blackberry tasarımını ve deneyimini bir adımda çöpe attı.

Zaten bir klasik haline gelmiş olan klavyeli Blackberry tasarımını bir kenara atan şirket, bir de cihaza oldukça farklı bir dokunmatik ekran yerleştirdi. Dokunmatik ekran, üzerine bastırmadan çalışmıyordu. Blackberry Storm, "Bir şeyi ya tam yap ya da hiç yapma" sözünün birebir karşılığı olarak müfredata eklenmeli.

Motorola ROKR E1 (2005):

Apple’ın piyasaya sürdüğü iPod, oldukça popüler hale gelmişti. Müşterilerin bundan sonra beklediği adım hem iTunes uyumlu bir müzik çalar olan hem de cep telefonu işlevini görebilen bir telefon üretilmesiydi. Motorola ve Apple, Steve Jobs’un bir etkinlikte tanıttığı bu konsepti hemen hayata geçirdi ve ilk resmi iTunes telefonu piyasaya sürüldü.

İstenen oldu mu? Elbette olmadı… Ortada iPod benzeri bir telefondan eser yoktu. Yalnızca insanın iliğini kemiğini sömürecek cinsten yavaş bir USB 1.1 bağlantısı ve maksimum 100 şarkı kapasitesine sahip bir telefon vardı. Hakkını yemeyelim, yalnızca çağrı yapan telefonlar arasında yeterince rekabetçiydin ama isteneni veremedin be Rokr E1.

Nokia N-Gage (2003)

Nokia’nın 2003’te piyasaya sürdüğü taşınabilir oyun konsolu… Afedersiniz, Nokia’nın 2003’te piyasaya sürdüğü cep telefonu N-Gage, inanılmaz bir hayal kırıklığıydı. O zamanlar oldukça popüler bir telefon üreticisi olan Nokia, Nintendo Game Boy Advance konsolunu da geride bırakmayı planlayarak oyun oynanabilir bir cep telefonu yapma hayaliyle N-Gage’i üretti. Başarılı olup olmadığını pek söylemeye gerek yok herhalde.

Nintendo’nun taşınabilir oyun konsolunun üç katı fiyatına satılan N-Gage, yalnızca altı oyun seçeneğiyle piyasaya sürülmüştü ve cihazdaki enteresan tuş yerleşimi oyun oynama hissini resmen ateşte yürüme hissine çeviriyordu. Şu anda elinizde olan cihazlarla nasıl oyun oynadığınızı hatırlayınca muhtemelen şükrediyorsunuzdur. N-Gage macerasının tüm hikayesini burada anlatmıştık.

Motorola Aura R1 (2009)

Bundan on yıl önce telefonlardaki en önemli özellikler fotoğraf çekme ve internette gezinme özellikleriydi. İnternet sayfaları ve fotoğraflar, dikdörtgen bir yapıya sahip olması nedeniyle Motorola’nın kâbusu olacaktı. O zamanlar yuvarlak ekranlı bir telefon olan Aura R1’i piyasaya süren Motorola’nın yapmaya çalıştığı tasarım pek de kötü olmayabilirdi. Cihaz, o zamanların en önemli özelliklerini resmen hiçe sayıyordu.

O zamanlar 2 bin dolar gibi yüksek bir fiyat etiketine sahip olan Motorola Aura R1’in yuvarlak ekranı, köşeli görüntüleri fazlasıyla kötü gösteriyordu. iPhone telefon pazarını baştan aşağı değiştirmekle meşgulken Motorola’nın neden böyle bir şeyle zamanını çarçur ettiği ise merak konusu.

Aesir AE+Y (2011):

Ünlü tasarımcı Yves Bèhar tarafından tasarlanan Aesir AE+Y, tasarım anlamında kimine göre fazlasıyla tarz gözükebilir, kimine göre ise kol saati gibi tuşları olan sıradan ve kötü gözüken bir telefon olabilir ancak bu telefonu kötü yapan özelliği tasarımı değil. Cihaz ne internet erişimi sağlıyordu ne de herhangi bir uygulama desteği veriyordu.

Seramik bir kasaya ve pahalı malzemelerden yapılmış ve yalnızca telefon çağrıları yapmaya yarayan küçük bir kutucuk istiyorsanız, almanız gereken cihazın ismi Aesir AE+Y. Telefonun o zamanlar en düşük fiyatı 8.100 dolardı. Yalnızca lüks gözükmek amacıyla tek olayı çağrı yapmak olan bir telefona bu parayı verdikten sonra herhangi bir takside unutmayı düşünmek bile insanın içini acıtıyor.

HTC Evo 3D:

HTC’nin 2011’de piyasaya sürdüğü Evo 3D’nin sunduğu en önemli özelliklerden birisi isminden de anlaşılabileceği üzere 3D özelliğiydi. Gözlüklere gerek duymadan 3D görüntü sunacağı belirtilen HTC Evo 3D’nin arka tarafında 3D fotoğraflar çekebilmesi için iki tane de kamera bulunuyordu.

HTC, bırakın 3D fotoğraflar çekmeyi 3D görüntüyü bile doğru düzgün sağlayamadı. Bunlar yetmezmiş gibi cihazın zayıf batarya ömrü de eleştiri topladı. Zaten şirket bu telefondan sonra bir daha 3D telefon üretmeyi denemedi bile. Muhtemelen hatalarını anladılar ve bir daha bu işe kalkışmadılar.

Blackberry Z10:

Blackberry Z10, Blackberry 10 işletim sistemini çalıştıran ilk telefon oldu. Telefonun donanım özellikleri dönemine göre gayet yerli yerinde olsa da müşteriler için işletim sisteminin desteklediği uygulama sayısının azlığı resmen zulüm gibiydi. Bu yetmezmiş gibi bir de işletim sistemi hatalarla doluydu.

Çoğu Blackberry müşterisi, bu telefonu satın almayı düşünmedi bile. Bu telefon yerine yalnızca birkaç ay sonra klavye ile birlikte piyasaya sürülecek olan Q10’u satın almak çok daha mantıklıydı. Başarısız bir işletim sistemi olan Blackberry 10, 2015 yılına kadar telefonlara yüklense de Blackberry daha sonrasında hatasını fark etti ve mağlubiyetinin farkına vardı, nihayet...

Samsung Galaxy Note 7 (2016):

Samsung’un piyasaya sürdüğü akıllı telefon Galaxy Note 7 aslında amiral gemisi seviyesinde bir telefon olacaktı. Samsung’un Galaxy Note 7 için verdiği bu söz, satılan tüm telefonların sırasıyla ya alev alması ya da havaya uçması nedeniyle bir anda çöpe gitti ve şirket çok büyük eleştiriler aldı.

Böyle önemli bir şöhrete sahip olan telefonun geri çağırılması ise hiçbir şeyi telafi edemedi zira yeniden tasarlanıp satışa sunulan bir Galaxy Note 7 modeli daha bir uçakta yandı. Sonuç? Telefon tamamen piyasadan çekildi.

HTC Surround (2010):

2010 yılında piyasaya sürülen HTC Surround’un ilk amacı müzik deneyimini geliştirmek ve telefonda açılan müziğin ses kalitesini ileri seviyede artırmaktı. Telefonun arkasında kaydırılabilir olarak açılan bir hoparlörün olması cihazı daha kalın bir hale getirmişti. Bununla birlikte cihazdaki yazılım eksiklikleri ve uygulama sayısının azlığı da dikkat çekince telefonu almak için sebep olan tek şey ses kalitesini artırıyor oluşuydu.

Peki ses kalitesi arttı mı? Belki psikolojik olarak telefonu alan kişiler bir hevesle arttığını hissedebilir ancak durum öyle olmadı. HTC’nin Surround girişimi başarısız oldu ve ses kalitesinde beklenen gelişim gözlenemedi. Madem kaliteyi geliştirmeyecektin, neden telefonun arkasına kaçak kat çıkar gibi hoparlör yerleştirdin HTC?

Amazon Fire Phone (2014):

Amazon, 2011 yılında akıllı telefon sektörüne gireceğinin sinyallerini vermişti ve söylentiler gittikçe artmaya başlamıştı. Sonuç olarak 2014 yılında yeni akıllı telefonunu piyasaya süren Amazon’un yüksek fiyat etiketi belirlemesi ve basit bir yazılım kullanıyor olması Google’ın Android ekosistemini zedeleyeceğini göstermişti ancak umulan olmadı.

Telefonun ön tarafına 5 tane kamera yerleştiren Amazon Fire Phone’un tam olarak ne yapmaya çalıştığını İsviçreli bilim insanları hala araştırıyor. Şaka bir yana, bu kameraların perspektif bazlı grafik efektleri için yüz izleme işlevi gördüğü biliniyor ancak ne gerek vardı? Sonuç olarak telefonun bir hayal kırıklığı olduğunu çözen Amazon, fiyatları hemen indirdi ve eldeki malları satarak üretimi durdurdu.

Toshiba G450 (2009):

Ah Toshiba.. Ne yapmaya çalışıyorsun üzümlü kekim? Sen buna telefon demişsin ama biz pek ikna olamadık. 2009’da piyasaya sürülen bu MP3 ve telefon karışımı cihaz, bölünmüş tuş tasarımı ile oldukça tuhaf bir telefon olmayı başardı. Eğer “En garip ve saçma tasarımlı telefonlar” diye bir yarışma olsa, yüzde 90 ihtimalle birinci olurdu.

Telefonların en önemli özelliklerinden biri o zamanlarda kameraydı. Fotoğraf çektiği için nimet gibi görülen telefonların üretildiği devirde hem kamera hem de Bluetooth özellikleri olmayan bir telefon üretmek kimin fikriydi bilmiyoruz ama bu telefon, USB Modem olarak da kullanılabiliyordu. Kurtardı mı? Kurtarmadı Toshiba…

Motorola Flipout (2010):

Takvim yaprakları 2010 yılını gösterirken tüm akıllı telefon üreticilerine rest çeken Motorola, akıllı telefonların yalnızca dikdörtgen olmasına karşı çıkacak nitelikte bir telefon piyasaya sürdü. Kare şeklindeki telefonun ekranının arkasında kaydırılabilir bir klavye bulunuyordu ve bu klavye yan tarafa itilerek açılabiliyordu.

Peki neden bu gider Motorola? Flipout’un 2.8 inçlik ekranı, Android işletim sistemini kullanışlı bir şekilde çalıştırabilmek için oldukça küçüktü. Bunun yanı sıra tüm akıllı telefon üreticileri yavaş yavaş klavyelerden uzaklaşırken gerek var mıydı böyle bir çıkışa? Bu telefon muhtemelen hem Motorola’ya hem de diğer telefon üreticilerine ibret oldu zira kimse bu tarzda bir telefon üretmedi.

Bang & Olufsen Serene (2005):

Bang & Olufsen, bu telefonu üretmek için Samsung ile iş birliği yaptı ve 2005 yılında ortaya Serene isimli bu ilginç telefon ortaya çıktı. Bir ekranı, garip bir tuş diziliminin ortasında kaydırma bölmesi ve yanında bir kamera bulunan bu telefonun fiyatı o zamanlar 1275 dolardı. Tekniğin iyi ama geliştirmen lazım B&O...

Nokia 7280 (2005):

Yine Nokia ve yine absürt bir telefon. Gerçekten bir zamanlar telefon üreticileri arasında dev bir marka olan Finlandiyalı Nokia’nın ne yapmaya çalıştığını anlayan varsa lütfen yorumlarda bizlere de anlatsın.

Tüp şeklindeki bu telefon ile insanları dumura uğratmasının yanı sıra Nokia, telefona Bluetooth ve sesli komut gibi birçok özelliği eklemeyi de başarmış. Ruja benzeyen tasarımı nedeniyle üstüne bir de kapak olsa ve açıldığında ortaya ruj çıksa Nokia gerçekten iyi bir satış yakalayabilirdi.

129
11
7
6
5
Emoji İle Tepki Ver
129
11
7
6
5